X

Algılarımızla oynayan psikolojik & zihinsel faktörler ve internet alışkanlıklarımıza etkileri

İnternet çağı ve onunla ilgili her şey ne kadar teknik ve kurallara dayalı gibi görünse de, aslında ortaya iyi işlerin çıkması insan psikolojisini gözetebilmekle yakından ilişkili. Bir e-ticaret sitesi ya da sosyal medya hesabı tasarlarken, potansiyel müşterilerin kimler olduğunu belirlemek, bu açıdan çok önemli. Neyi seviyorlar? Bir sayfayı kapatıp bir daha açmamalarına ne sebep oluyor? İnsanların internet ile ilişkisini iyi anlamak, onların ilgisini çekecek içerikler sunmanın kilit noktası.

İnsanların beklentileri kişiden kişiye değişkenlik gösterebilse de, tüm insanların ortak davranışları hakkında psikolojinin bize verdiği bazı ipuçları var. İnsan psikolojisi ile internet üzerindeki davranışlarını araştıran, Neuro Web Design: What makes them click? kitabının yazarı psikolog Dr. Susan Weinschenk, “insanlar hakkında bilmeniz gereken 100 şey” adını verdiği bir proje başlattı. Amacı, global olarak geçerli psikolojik çıkarımlar sayesinde daha etkili ve güçlü web siteleri ve uygulamaları tasarlanmasına yardımcı olmak.

Uplifers olarak, insanların internet ile ilişkisi üzerine birbirinden ilginç 10 çıkarımı listeledik:

Uzun satırlarda daha rahat olmamıza rağmen kısaları tercih ediyoruz.

Bir makaleyi ya da internette gördüğünüz bir haberi tek sütun halinde uzun satırlarla mı, yoksa iki sütun halinde kısa kısa satırlarla mı okumayı tercih ederdiniz? Çoğu insanın yanıtı şaşırtıcı şekilde “kısa satırlarla” oluyor. Şaşırtıcı diyoruz, çünkü insanların kesintisiz uzun satırları çok daha rahat ve hızlı okuduğu gösterildi (internet üzerinde satır başına 100 kelime, gibi). Buna rağmen, kısa satırlar okuduğumuzda daha az iş yaptığımızı düşünmek, beynimizin bize bir oyunu olsa gerek.

Sihirli numaralarımız 3 ve 4.

Kısa dönem hafıza üzerine yapılan araştırmalar, insanların sanıldığının aksine 5 ila 9 değil, en fazla 3 ya da 4 şeyi, en fazla 20 saniye hatırlayabildiğini gösterdi. Bu nedenle telefon numaralarını 3-3-2-2 şeklinde bölerek hatırlıyor, internette gezinirken karşımıza seçenekler çıktığında en fazla 3 ya da 4 tanesini bir sonraki sayfaya geçtiğimizde hala hatırlayabiliyoruz. E-ticaret sitelerinin çoğu bu nedenle ürünlerini sayfaya yerleştirirken bir satıra 10 tane sıralamamaya özen gösteriyor.

Nesneleri belli bir açıyla hatırlıyoruz.

Bir araştırmaya katılan bir grup insandan bir kahve fincanı çizilmesi istendiğinde, ortaya çıkan çizimler aşağıdakiler olmuş:

Katılımcıların hiçbiri, bir fincana üstten bakan şöyle bir çizim yapmamış örneğin (oysa en kolayı fincana alttan bakarak bir yuvarlak çizmek olurdu!)

Bu araştırma ve benzerleri gösteriyor ki, insanlar olarak nesneleri nedeni bilinmeyen bir şekilde hep belli bir eğik açıyla aklımızda tutuyoruz. Onlar aklımızda üstten, alttan ya da tam yandan değil, yatay düzlemle yaklaşık 30-40 derecelik bir açı yapacak şekilde beliriveriyor. Pek çok internet sitesi ve uygulaması da logolarını buna göre düzenledi. Bilgisayarınızın kontrol panelindeki ikonların bile bir kısmının (örn. yazıcı ya da mouse) bu şekilde olduğunu görebilirsiniz.

Değerlendirebileceğimizden çok daha fazla seçenek istiyoruz.

Basit, güzeldir. Bizse insanlar olarak her zaman değerlendirebileceğimizden fazla seçeceği karşımızda görmek istiyoruz. Oysa “seçim paradoksu” adı verilen bir psikolojik etkiye göre seçeneklerimiz ne kadar artarsa, seçimimizden memnun olma olasılığımız o denli azalıyor. Hatta çok fazla seçenek olması, hiçbir şeye karar veremememize bile neden oluyor.

Siz siz olun, sayfalarınızı çok kalabalık hale getirmeyin.

Doyumu ertelemek, çocukluktan gelen bir alışkanlık.

Ünlü psikolog Walter Mischel’in Marshmallow Testi ve benzer çalışmalar gösterdi ki, insanın doyumu ertelerse daha çok keyif alacağına inanması çocukluktan gelen bir alışkanlık. Alışveriş davranışımızı derinden etkileyen bu eğilim, e-ticaret sitelerinin insanları hemen o an alışveriş yapmaya iten süreli kupon, para ödülü gibi uygulamalar geliştirmesini sağladı.

Mavi ve kırmızıyı bir arada kullanmak bizi yoruyor.

2 boyutlu bir düzlemde, renkleri kullanarak derinlik algısı oluşturmak anlamına gelen Chromostereopsis, bir çeşit görsel illüzyon. Bu etki, en çok kırmızı ve mavi bir arada kullanıldığında göze batıyor… Hem gerçekten batıyor da! Gözleri çok yoran bu renk çiftini internet sitelerinde beraber kullanmamak konusunda çoğu marka oldukça titiz.

Kırmızı ve mavinin bir arada kullanılması derinlik algısı yaratırken gözleri yoruyor.

Fotoğraflar ilgiyi her daim canlı tutuyor.

Tanımadığımız insanların dahi fotoğraflarına bakmak kişinin ilgisini çektiği gibi, fotoğraf ekranın her neresindeyse ilginin hala o bölge civarında kalmasını da sağlıyor. Bu da küçüklükten gelen bir alışkanlık: Henüz 4 aylık olan bebeklerin, insan fotoğraflarına hayvan ya da nesne fotoğraflarından daha çok ilgi gösterdiği gösterilmiş.

Çevresel görüş dikkat dağıtıyor.

Çevresel görüş, direkt olarak baktığımız yerin dışındaki şeyleri de görebilmemize olanak verir. Evrimsel anlamda çok önemli olan, etraftaki en ufak harekette kaç ya da savaş tepkisinin oluşmasına imkan veren bu özellik, bilgisayar başındaki bizler için daha çok baş ağrısı yaratıyor. İnsanlar olarak, etrafımızdaki en ufak hareketi fark etmeye programlıyız. Önümüzdeki sayfada bir metin okumaya çalışırken etraftaki reklamların, videoların ve yanıp sönen her şeyin bizi rahatsız etmesi de bundan.

Ekrandan metin okumayı tercih etmiyoruz.

Teknoloji çağına ayak uydurduğunu iddia eden, basılı yayına gönülden bağlı olmayanlarımızın bile ekrandan metin okumayı yorucu bulduğu bir gerçek. Kindle gibi cihazların ışıksız, e-mürekkepli modelleri dışında bu konuda pek seçeneğimiz de yok: Her tür bilgisayar ve tablet ekranı belli bir miktar ışık yayıyor. Buna metnin tasarımı, font, renkler de eklendiğinde, bize sekmeyi kapattıracak çok fazla etken olduğu aşikar. Bu yüzden herhangi bir içerikte ilgiyi yüksek tutacak kısa paragraflar, doğru font seçimi ve göz yormayan renkler kullanmak çok önemli.

Ekrandan metin okumayı genelde yorucu buluyoruz.

Üzüntü ve korku, marka ve logolara gösterilen bağlılığı artırıyor.

Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, insanların keyifli ve keyifsizken gösterdikleri alışveriş davranışı birbirinden farklı. Kişi keyifli olduğunda yeni şeyler denemeye daha açıkken, üzgün ve korkmuş hissettiğinde alıştığı ve sevdiği markalara doğru gidiyor. Her şey yanlışken, hayatlarında tek doğru giden şey o bildikleri markaymışçasına ona sarılıyorlar da diyebiliriz.

İnsan psikolojisinin internet ve alışveriş davranışını ne çok etkilediği düşünülürse, e-ticaret şirketlerinin site ve uygulama tasarlarken bir psikoloğa danışmaları faydalı olabilir.

 

İlginizi çekebilir: Beynin işleyişine ışık tutan 6 psikolojik etki

Kaynaklar:
Business Insider
What Makes Them Click

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale