X

Air France, Michelin yıldızlı şefler Regis Marcon ve Mathieu Viannay imzalı yeni menülerini tanıttı

Uçak seyahatlerinizde lezzetli yemeklerin yolculuğunuza eşlik etmesinden keyif alıyorsanız ve Fransız mutfağına yakın ilgi duyuyorsanız Air France’ın yeni menülerini çok sevebilirsiniz. Her adımıyla Fransız zarafetini gökyüzüne taşımaya devam eden Air France’ın Kasım 2021- Şubat 2022 dönemi uzun menzilli uçuş menüleri Michelin yıldızlı şefler Régis Marcon ve Mathieu Viannay imzalarını taşıyor.

Business Class ve La Première yolcuları için özenle hazırlanan menüde vejetaryen yemeklerden kırmızı, beyaz et çeşitlerine ve deniz ürünlerine kadar geniş bir lezzet yelpazesi sunuluyor. Dünya çapındaki Fransız yemeklerini Air France yolcuları için özel bir deneyime dönüştüren şefler, gökyüzünde Fransız esintilerini yaşatmayı hedefliyor. Bu olağanüstü yaratıcı tabaklar ile Air France, Fransız ‘fine dining’ i dünya çapında tanıtmaya devam ediyor.

La Première kabininde 3 yıldızlı gastronomi resitali

Pigeon confit

Üç Michelin yıldızlı şef Régis Marcon, Air France’ın first class segmenti olan La Première kabininin ayrıcalıklı yolcuları için yeni altı özel lezzet sunuyor. Servair Culinary Studio’nun başkanlığını yürüten Şef Marcon, ekibinde bulunan uzmanların eşliğinde sezonun en taze ürünlerini kaynağından alarak tabaklara taşıyor. Merak edenler için işte o eşsiz menü:

  • Frenk soğanı kremalı sebzeli lazanya
  • Ada çayı soslu kızarmış incik ve porçini mantarlı patates graten
  • Kırmızı şaraplı dana bonfile, patates sote ve morel kek
  • Istakoz soslu turna balığı ve karides, tarhun ile sotelenmiş girolle mantarı ve ıspanak
  • Karışık deniz tarağı, trüf mantarlı karides, jus tekniğinde julien sebze
  • Kayısı soslu kızarmış güvercin, limonlu bulgur, mantar ve bal kabağı.

Şef Régis Marcon

İki yılda bir düzenlenen dünyanın en prestijli yemek yarışmalarından Bocuse d’Or ile 1995’te zirveye ulaşan üç Michelin yıldızlı Şef Macron, eşsiz Fransız yemeklerine kendi hayat hikayelerini katmayı başarıyor. Kendine has stili ile mutfağından çıkan lezzetler tamamen kişiliğini temsil ediyor. 1979 yılında ailesi tarafından işletilen otel restoranını devraldıktan sonra Saint-Bonnet-le-Froid’ten hiç ayrılmayan Régis Marcon, özellikle mantar, yeşil mercimek gibi yöresel ürünleri öne çıkarttığı modern yemekleriyle zamanının en büyük şeflerinden biri olmayı başarıyor.

Business Class’ta ‘fine dining’ deneyimi

Risotto verde, bolognaise de légumes

İlk kez Air France menüsüne ismini yazdıran iki Michelin yıldızlı şef Mathieu Viannay, tüm bilgi birikimini ve yeteneğini tabaklarına yansıtıyor. Her damak tadına hitap edebilecek zengin bir menü hazırlayan Viannay ile Business Class yolculukları artık daha da lezzetli bir hal alıyor:

  • Penne makarna, ıspanaklı rokalı graten, kerevizli ricotta kreması
  • Risotto verde, sebzeli bolonez makarna
  • Dana bonfile, macaire patates, közlenmiş pancar ve füme et suyu
  • Morel mantarlı tavuk filetosu, kavuzlu buğday ve bal kabağı risotto
  • Sebzeli, taggiasca zeytinli poşe morina balığı
  • Suda levrek filetosu, armonika sosu, sarı havuç ve otlu irmik
  • Tatlı baharatlı kızarmış dana incik, bezelye içi püresi, Sultaniye bezelyesi
  • Kahvede kızarmış beç tavuğu eşliğinde kereviz reçeli ve sonbahar sebzeleri

Mathieu Viannay

2004 yılında aldığı “Meilleur Ouvrier de France” ödülüyle kendini gösteren iki Michelin yıldızlı şef Viannay, hassas tatları yerel ürünlerle birleştirerek gurme damaklara hitap etmeyi başarıyor. Ünlü şef, Eugenie Brazier’in 100 yıllık kült restoranı “la Mere Brazier”i devraldıktan sonra geleneksel tariflere yaptığı yenilikçi dokunuşlarla yeniden anlam kazandırmaya devam ediyor. Japonya’daki Portopia Oteli’nde bulunan “Trente et Un” restoranının menüsüne de imzasını atan Mahhieu Vinnay, Fransız dokunuşunu Japonya’da da hissettirmeyi başarıyor. Ayrıca Paris’teki Samaritaine mağazasının 12 catering noktasını da kontrol ederek etkisini her zaman farklı noktalarda göstermeyi seven şef, şimdi de Air France yolcularına lezzetlerini sunuyor.

Servair Culinary Studio

Dünyanın her yerindeki uçak yolcularına sıra dışı ikramlar sunmak üzere 2009 yılında Régis Marcon tarafından kurulan Servair Culinary Studio, Michelin yıldızlı şeflerden yemek uzmanlarına kadar birçok önemli ismi bir araya getiriyor. Gökyüzünün en lezzetli ikramlarını sunma misyonuyla yola çıkan ekip, Air France’ın Fransa ve Afrika’daki uçuş içi catering hizmetine de rehberlik ediyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale