X

Ailenize bir de bu açıdan bakın: Ergen ebeveynler ve özgürlük

Hepimiz anne, baba dediklerimizin bizlerden çok daha gelişmiş, aymış, aydınlanmış, bilen olmasını bekliyoruz.
Sonuç olarak ilk tanrılarımız onlar. Bir tanrı nasıl “bilmez” olabilir ki?!
Bu yüzden de ne hatalarını kabul edebiliyoruz, ne de insanlıklarını…
Aslında çocuğun bu tanrılaştırması, (eğer anne-baba karşı bir tavır geliştirmez ise), muhtaçlığı, ebeveynleri çıkması zor bir kalıbın içine sokuyor.
Mutlak bilen!
Kısaca tanrı diyebiliriz.
Bu yüzden, söyledikleri, yaptıkları, yargıları her zaman doğru kabul edilen bu insanlar bilmeme ve yanlış yapma haklarını özgürce kullanamaz hale geliyorlar.
Ve başlıyor hapishane hayatları, bol bol vicdan azabı ve yetersizlik duyguları ile birlikte…
Elbette yetersiz hissedecekler, tanrı olmaya çalışmak, tüm beklentileri karşılamak kolay mı?!
Elbette hayır, fakat bir çift muhtaç masum göze kim hayır diyebilir ki?!
“Elbette biliyorum çocuğum, elbette hallederiz, elbette korkmuyorum, elbette doğrusu bu ve eminim!..”
“İnsanlık” gitgide silikleşen polaroid fotoğraf karesi gibi kalıyor buzdolabının üzerinde ve “tanrılık” bir güneş gibi doğuyor! Dağların ardından demeyi çok isterdim ama sadece salondaki koltuğun arkasından! 

Çocuk ergenleşip yetişkinliğe yelken açtığında, aslında anne, babanın “olgunluk yaşıtı” olduğunda her şey birbirine girer. Çocukların kavgası başlar.
Evdeki herkes yaşıt çocuklardır artık!
Kimin daha iyi olduğu, kimin daha becerikli olduğu, kimin “daha” olduğu tartışılır durur aslında ama yüzeyde başka konular konuşulur, çatışmaya bahane olan konu her ne ise.

Koltuk arkasından doğan tanrının linç edilme zamanı gelmiştir artık. Bu çatışma, insan olduğunu ne kadar çabuk hatırlar ise anne-baba o kadar çabuk biter. Tartışacak bir şey kalmamıştır. Çocuk için durum biraz daha farklı olabilir, -hayal kırıklığı, cezalandırmaya çalışma, kendini çokça üstün görme vb. haller ortaya çıkarması muhtemeldir. Ya da savaşın bir anda bitmesi! Büyüme iki taraf için de gerçekleşmiş olur. Halihazırda bir taraf kesinlikle savaştan çekildiğinde, ortada paylaşılamayan bir şey, tersi iddia edilen bir durum kalmadığında savaş düşer…

Günün sonunda yetişkinlik dediğimiz şey, bizi dünyaya getirenlerden bağımsız bir şekilde var olmak halidir. (Bizi dünyaya getiren kavramı daha sonralarında gelişir, içine toplum, toprak, millet, ırk, mezhep, meslek vs. girer.) Hem madde, hem de mana dünyasında. Bu bağımsızlığın içine “vicdan azabı”, “gönül borcu” da dahildir.

Hayvan ırkı olduğunu kabul etmeyen insanın doğal olarak beklentisi “üstün ırk”ın hatasız ve kusursuz olmasıdır.
Oysa kusursuzluk kavramı manipüle edilmiştir.
O, kusursuzdur ama bütünün içinde. Bütünden ayrıştığında kendini tekrar eden kanser hücresine dönüşür.
Kendini bütünden ayırma, ayrışma sahte tanrılar ve tanrıcılıklar yaratır; biri koltuğun arkasından doğmaya çalışır, diğeri sehpanın altından…

Aile bizim kerterizimizdir. Gidip gidip olgunluğumuzu ölçtüğümüz yer. Ne zaman ki, sevdiğin bir dost meclisi kadar rahatlarsın yanlarında -çünkü beklentilerin, insanüstü atfetmelerin son bulmuştur- gerçek ilişki başlar.
Affetme ve affedilme yok olur, görür ve anlarsın. İnsanlık başlar. Sahte tanrılar düşer, yerine insan doğar. Olduğu gibi, her nasılsa öyle.
Beğenip beğenmeme bile, hala kafada yüceltilen “anne-baba” kimliğinin doldurulması beklentisi ile ilgilidir.

Bazen gerçekten, kendi beklentilerimiz ile karşımızdakileri hapsediyoruz. Anneliğe, babalığa, kocalığa, çocukluğa, yiğitliğe, ezikliğe, başarıya, bağımsızlığa, bağımlılığa…

Her beklentinin, dışımızdaki her varlığı manipüle ettiğini bilmek lazım.
Ve sevdiklerimizi özgür bırakmak, hapishanelerinin kapısını açmak, oldukları hali yaşamalarına izin vermek…

Dolayısı ile kendi bağımsızlığımıza yürümek…

İlginizi çekebilir: Büyümenin formülü yaş almak mı buna cesaret etmek mi?

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale