X

Acı motivasyonu ile gelen dönüşüm: Ruhsal ve fiziksel acılar bize ne anlatır?

“Belki benim acım benim motivasyonumdu.”
Lebron James  

Bilmeyenler için; Lebron James, NBA tarihinin en önemli basketbolcularından kabul edilen Los Angeles Lakers oyuncusu.

Sizin acı ile olan ilişkiniz nasıl? Her türlü acıdan bahsediyorum; gücenmeler, kalp kırıklıkları, aşk acıları, fiziksel acılar, kaza ve yaralanma anındakiler, ağrılar, hayal kırıklıkları, kafa karışıklığı… Hepimizin hemen her gün başka bir türünü deneyimlediği, hayatın hepimize eşit davrandığı, birimizi diğerinden hiçbir şartta kayırmadığı acılar…

Tek tek sınıflandırmaya kalksak tüm metni, aralarına virgüller koyarak acı türlerini yazıp tamamlayabiliriz. Bu sebeple gelin acının bu metin için kısa tanımını yapmama izin verin. Acı, her türden rahatsız edici, çok rahatsız edici koşullar. Binlerce yıl öncesinden bu yana günümüze ışık tutan Buda öğretisi acının varlığının kabulünden başlıyor ve biliyoruz ki acı bizleri değiştiriyor. Yeni veya daha önce hayatımızda olmayan bir şeyi yapmadan önce, hayatımızdaki bir şeyin rahatsız edici ve belki de artık kabul edilemez olması gerekiyor.

Farkındalığı inşa edebilmenin en önemli aracı meditasyon, ancak hem Buda hem de onun kıymetli öğretilerini bugüne taşıyan elçiler diyor ki meditasyondan önce zihnin anlaması gerekenler var. Fiziksel duyumlara kulak vermek veya bazen de fiziksel duyumların diğer tüm sesleri bastıracak kadar yükselmesi bu anlayışı daha mümkün kılıyor.

Şayet bedeninizle çalışıyor, herhangi bir yoga, dans, egzersiz rutini takip ediyorsanız, acı hissetmenin, rutininizde sağlıklı bir hizalama, daha dikkatli bir teknik, belki de yardım alma gerekliliğinin motivasyon kaynağı olduğunu bilirsiniz. Yoga sırasında sıklıkla kullandığımız bir terim vardır; sınır araştırması. Şayet fiziksel bedeninize olan tavrınız sizde bir acıya, sıkışmışlık ve rahatsızlık hissine sebebiyet veriyorsa, buradaki acı duyumlarını kendinizi yeni ve daha sağlam bir tavra yönlendirmeniz gerektiğinin işareti olarak görebilirsiniz. Küçük düzeltmeler, yer değişimleri, acıyı/ağrıyı hafifletirken kişisel seçiminizle gelen ferahlık hissi daha özgür hissettirecektir.

Bu noktada ricam takip ettiğiniz herhangi bir beden disiplini varsa, sonrasında veya yaparken göreceli olarak yeterince acı çekmediğinizi düşündüğünüzde, çalışmanızın yetersiz olduğuna dair bir inanç kalıbınız olup olmadığı?

Acıyla kurduğumuz ilişki büyük önem taşıyor. Onun öğretici, dönüştürücü olması, itici kuvvetin temelini oluşturması, ona doğru koşmamız ve sürekli onunla yaşamaya gönüllü olmamız gerektiği anlamına gelmiyor. İster yoga yapıyor olun, ister ağırlık kaldırıyor olun, eğer eklemlerinizde yoğun hisleriniz varsa, burada doğru gitmeyen bir şeyler var demektir. Durmak ve çalışmayı yeniden düzenlemek zamanıdır. Şayet bedenden gelen bu sesler kulak arkası edilirse ciddi bir yaralanma ortaya çıkabilir.

Sınır araştırması ve acı sınırı, olduğumuz halimizle daha sağlıklı olmak ve ileride oluşabilecek daha ciddi acılardan korunmak için gerekli değişimleri şimdi yapmanın motivasyonudur.

Şayet yukarıdaki soruma cevabınız “evet” olduysa, bu yoldaki ilerleyişinizi yavaşlatmakla veya daha beteri bir süre veya tamamen durdurmakla tehdit eden bir yaralanma sizler için karşı karşıya gelmesi en zor durumlardan biri olacaktır.

Şimdiye dek ifadenin daha derin mana bulması ümidimle fiziksel bedenden örnekler vererek ilerlediğim acı ile olan ilişkimize dair sohbetimde, duygusal dünyamızda olanların da tamamen aynı olduğunu söylemek istiyorum. İşten çıkarılma, eşten/sevgiliden ayrılık, aniden ortaya çıkan bir sağlık durumu ve bununla gelen kısıtlamalar, tümünün süreçleri tanımımıza uyuyor; her türden rahatsız edici, çok rahatsız edici koşullar.

Bu rahatsız edici koşullar ortaya çıktığında, ortada fiziksel bir acı olsa da olmasa da, en çok incinen yanlardan biri de ego olabiliyor. Bir şeylerin artık eskisi gibi olmadığı veya olamayacağı fikri, katlanılması zor bir yüzleşmeye dönüşüyor. Acı duyumları normalde belki de hiç de kişinin kendisi gibi olmayan gerginlik, öfke, içe kapanma, hırs, kıskançlık, kendine veya dışarıya karşı nezaket kaybı gibi tepkilerle yaşam bulmaya çalışabiliyor. Tüm bunlar dikkat çekmeye çalışan egonun filizlenme çabasının yanılsama halleri. Bunların verdiği rahatsızlıktan kurtulmanın tek yolu ise onların içinden geçmek.

Peki ama nasıl?” diyorsanız, bu noktada önemli olan söz konusu konuya bağlılığınızın temeli. Yogada araştırma konunuz havalı gözüken pozları yapabilmek mi? İç huzur mu? Ya da ağırlık kaldırmak vb. egzersizlerdeki amaç, sağlıklı olup olmadığının bir önemi olmadan fit görünmek mi yoksa sağlıklı bir kas kütlesi, kalp ritmi vb. inşa etmek mi?

İş hayatına ve özel hayata dair tüm acı deneyimleri için bu ve benzeri sorulara verilecek cevaplar acı motivasyonu ile gelen dönüşümün yönünü belirleyecektir. Kendimize karşı dürüst olmak, bizleri, egosal zihnimizin hırsından, sonuca bağlı modundan çıkarıp, söz konusu acıya karşı bir kabul içine girmemizi ve bu şekilde onu dinlememizi ve daha büyük acıların oluşmasının önüne geçmemizi sağlayabilir.

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Yoga felsefesini hayatınıza ne kadar dahil edebiliyorsunuz?

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale