Yaşamınıza bambaşka bir pencereden bakın: Şimdi ″Arketipinizi″ bulma zamanı

Yaşam koşuşturmasında aslında kendimizi incelemeye, hayattaki seçimlerimize bir hakem gibi dışarıdan bakmaya veya kontrolümüz dışında olarak nitelendirdiğimiz durumlarda aslında neler yapıp yapamayacağımızı ikinci kez sorgulamaya pek de vaktimiz olmaz. ‘Kader böyleymiş’ deriz bazen veya ‘Yaşanması gerekiyormuş’ deriz kısacası…

Her birimiz farklı tecrübelerle karşılaşırız; bazen iş ve aşk hayatımız çok güzel giderken birden bir hastalıkla hayat kapımızı çalar veya ailemizden çok sevdiğimiz birini de yitirebiliriz. Ellerimizle kurduğumuz, günler geceler boyu sonsuz emekler verdiğimiz girişimimiz sona erebilir veya çok farklı şekilde tasarladığımız evliliğimiz hazin bir aldatma hikayesi ile yıkılır.

İşte bunların hepsinin toplamı aslında hayattır. Ve bu akışta hep ikinci plana attığımız hayatımıza yakından bakmama eğilimi bizi tekrar tekrar aynı hatalara yönlendirebilir. Her tecrübede farklı bir ders vardır aslında özümüzle anlamamız ve hayatımıza yansıtmamız gereken.

Eğer bu yazıyı okuyorsanız benimle birlikte şimdi hayatınıza bambaşka bir noktadan bakın. Sevgili Carl G. Jung, yaptığı çalışmalar ile daha sonra büyük yankı uyandıran ve birçok felsefe ve kişisel gelişim yolu tarafından da incelenen arketip kavramını ortaya atmıştır. Arketip, Yunanca kökenli olup aslında ″arkhetypos″ kelimesinden türemiştir. Anlamı ise başlangıç modeli olarak bilinir.

arketip
Arketip; algılamamızı örgütleyen, bilinç içeriklerini düzenleyen, değiştiren ve geliştiren yapılardır.

Arketip nedir?

Analitik psikolojinin temellerini kurmuş olan Jung’a göre arketip, algılamamızı örgütleyen, bilinç içeriklerini düzenleyen, değiştiren ve geliştiren yapılar olarak tanımlanmaktadır. Jung mitlerin arketiplerin temsilcileri olduğunu savunur. Mitlerde ve mitsel öykülerde gördüğümüz karakterlerin ve olay örgülerinin her birinin bir arketipe tekâbül ettiğini söyleyebiliriz. Her arketip aslında psişik bir niteliğin temsilcisidir ve arketiplerin harekete geçmesi demek, bilinç dışında potansiyel olarak bulunan psişik niteliklerin (irade, cesaret, üretkenlik) aktive olması demektir.

Sevgili Deepak Chopra ‘Yeter ki İste’ adlı eserinde arketipleri ve kendinizi bulabileceğiniz, hayatınıza eşlik edecek yepyeni bir bakış açısını da paylaşıyor:

…″Amacınız sizinle aynı vibrasyonda titreşen ve kalbinizin sesi olmuş bir, iki ve hatta üç arketipi bulup çıkarmaktır. Olmak istediğiniz veya gıpta ettiğiniz modelleri değil de sizi cezbeden, sizi motive eden ve ilham verenleri seçin.

Arketip nasıl bulunur?

Arketipinizi bulma çalışması tamamıyla sizi rahatlatacak bir çalışma olmalı. Bunu yapmak istiyorsanız tavsiyem, rahat bir pozisyonda hatta meditasyon yapıyorsanız kendinizi en huzurlu ve rahat hissedeceğiniz yerde gözleriniz kapalı olarak kendinize odaklanmanız. Daha sonra kendinizi tüm bedenlerde birlik içinde hissetmeyi denemeniz. Bu süreç bambaşka bir cesaret istiyor, bir kartalın bedeninde olma hissinden bir balinanın kalp atışını hissedebilmeye, Eski Yunan’da denizlerin, depremlerin ve atların tanrısı Poseidon’u yaşamaktan Eski Mısır’da firavunun gözlerinden dünyayı görebilmeye kadar uzanıyor. Tüm aklınıza gelen bütünleşmeler içerisinde hepsini korkusuzca deneyimleyebilirsiniz, önemli olan sizi en çok motive eden ve en çok gerçek hissettiğiniz karakteri seçebilmeniz.

Bu uygulama ertesinde ise arketiplerinizi belirlediğinizde, çok daha yüksek bir ″farkındalık″ süreci sizi bekliyor, çünkü hayatınızın her anında bu önemli karakterin sizinle titreşmesine yani size yol göstermesine izin vermelisiniz. Attığınız her adımda, tüm seçimlerinizde ve davranışlarınızda bu karakterlerin özelliklerini düşünebilirsiniz. Bu sizi hem daha fazla anda olmaya yönlendirecek hem de hayatınızın iplerini elinize alabilmenizi sağlayacak.

Samimi olarak paylaşmak istiyorum ki; benim bugünkü arketiplerim Rüzgar, Kartal ve Ermiş. Örneğin; bir şeye cesaret edemediğimde, bu arketipleri hissettiğimden bu yana, rüzgarın tüm dünyayı dolaşabildiğini ve bunu yapacak kadar büyük cesarette olduğunu, bir kartalın en yüksek tepelerden bile korkmadığını ve bir ermişin tüm dünyaya en yüksek sevgi ve korkusuzlukla baktığını hatırlıyorum. Sonucunda ″cesaret edemediğim″ dediğim tüm kavramlar ortadan kalktı.

İlgili yazı: Olumsuz duygularınızı değiştirmenin yolu: Algılarınızı değiştirmek

Sizler de hayatınıza daha farklı bir bakış açısı geliştirmek, yepyeni bir pencere açmak isterseniz, arketipinizi bulmanızı öneririm.

Çünkü hayatınız değerlidir ve içeride bir yerlerde çok daha derin bir ″siz″ hala keşfedilmeyi bekliyor.

Pınar Özeken (Ulus)
2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini ... Devam