X

Zor kişilik tipleri ve onlarla yaşamayı kolaylaştıracak birkaç ipucu

Her insan kendi içinde farklı ve biriciktir. Bazılarımızla anlaşması daha kolaydır, bazılarımız hemen iletişim kurmayı başarabilir. Bazılarımızın mizacı daha yumuşaktır. Ama kabul edelim ki bazılarımız için ilişkiler daha zor olabiliyor. Özellikle zor mizaçlı ve hemen iletişim kuramayan insanlar için. İlişkileri daha zor yaşayan, daha çok beklentisi olan, biraz daha sabır isteyen ve biraz daha anlayış bekleyen kimseler herkesin hayatında var. François Lelord ve Christophe Andre bahsettiğim “zor kişilikleri” anlatan bir kitap yayımlamışlar. 12 karakter yapısınını anlatıp, etrafımızda bu tür kişiler varsa onları anlamaya ve daha kolay iletişim kurmaya yarayan ipuçlarından bahsetmişler. Bu yazı dizisinde bu karakterlerden seçtiğimiz üç kişilik yapısını basitçe anlatmaya çalışacağız. Bu üç kişilik yapısı hayatta en çok karşımıza çıkan tiplerden oluşuyor: Kaygılı kişilikler, paranoyak kişilikler, depresif & melankolik kişilikler.

Kaygılı kişilikler

Bu kişilerden bahsetmeden önce kaygının ne olduğuna bakmakta fayda var. Aslında kaygı bir nevi olumsuz heyecandır diyebiliriz. Heyecanlandığımızda olduğu gibi kaygıda da kalp atışlarımız hızlanır, ellerimiz terler ve vücudumuz bir anda hızlanmaya başlar. İkisini birbirinden ayıran ise “tehlike” durumunun var olup olmamasıdır. Eğer bir tehlike karşısında heyecanlanıyorsak bunun adı kaygı olur. Artık doğada yaşamadığımız için günlük hayatımızda tehlike olarak arz ettiğimiz şeyler, sınava girmek, topluluk önünde konuşmak, sunum yapmak, iş yetiştirmek aslında içerisinde tehlike barındırmayan durumlar olabiliyor. Peki, ne zaman kaygı duyan biri olmaktan çıkıp kaygılı bir kişiliğe dönüşürüz? 

  • Kişi kendisi ya da yakınları için, abartılı ve çok düşük ihtimalli olaylar için yoğun ve sıkça endişe duyuyorsa,
  • Fiziksel ve aşırı bir gerginlik hissediyorsa,
  • Zihninde sürekli olmayacak olayları, tehlikeleri ve ihtimalleri düşünüp bunlara karşı kontrollü olmayı takıntıya dönüştürdüyse ya da buna çok zaman ayırıyorsa,

Bu kişilerle yaşamak çok kolay olmayabilir. Kolaylaştırmak ise tabii ki mümkün; bu kişilerle iletişiminizde yapacağınız birkaç küçük değişiklik hayat kurtarıcı olabilir. Aşağıda önerileri bulabilirsiniz:

  • Güvenilir olduğunuzu gösterin.
  • Geniş ve hoşgörülü olmasına yardımcı olun.
  • İnce bir mizah kullanın.
  • Profesyonel yardım için teşvik edici olun.

Bunlar yapabileceklerinizdi. Bir de yapmamanız gerekenler var:

  • Kendinizi esir durumuna düşürmeyin.
  • Onu şaşırtmayın.
  • Kendi sıkıntılarınızı onlarla paylaşmayın.
  • Can sıkıcı konuşmalar yapmayın.

Paranoyak kişilikler

Kaygıyı anlattık, sıra paranoyada; nedir bu paranoya? Kısaca özetlemek gerekirse sürekli kuşku halinde olup her şeyden şüphelenme durumu denilebilir. Paranoya hepimizin içinde biraz vardır ve önceleri –hatta hala- hayatta kalmamızı sağlarken şu an da günü kurtaran bir yardımcı gibi görülebilir. Ama tabii ki her şeyde olduğu gibi onun da azı yeterlidir, çok olduğunda probleme dönüşür. Paranoyak kişiler iki temel özellikle karşımıza çıkarlar:

  • Güvensizlik
  • Katılık

Kendi dünyaları içinde hiçbir şeye ve mümkünse hiç kimseye güvenmeden ve kendi katı kurallarıyla varsayımlarından uzaklaşmadan yaşamayı tercih ederler. Sevgi ve mizah gibi olumlu duyguları göstermek konusunda çok sıkıntı yaşarlar. Kolayca üzerlerine alınıp karşıdakini suçlamaya meyilli oldukları için onlarla iletişimde kalmaya devam etmek çok olabilir. Eğer;

  • Nedenleriniz ve niyetleriniz konusunda açık olursanız,
  • Biçimsel kurallara titizlikle uyarsanız,

Bu kişilerle düzenli bir ilişki kurarsanız. Ancak;

  • Yasalardan ve yönetmeliklerden göndermelerle konuşursanız,
  • Sizin geleceğini gördüğünüz küçük zaferlere izin verirseniz,

Onlarla yaşamak biraz daha kolaylaşabilir ama:

  • Yanlış anlamaları aydınlatmaktan kaçınırsanız,
  • Kendi yarattıkları imaja saldırırsanız,
  • Hata yaparsanız
  • Kişiyi çekiştirirseniz (bundan haberdar olacaktır),
  • Politik tartışmalara girerseniz,
  • Siz de bir paranoyağa dönüşürseniz,

Hayat daha kötü ve çekilmez bir hale gelebilir.

Depresif & melankolik kişilikler

Bazılarımız diğerlerine göre daha karamsardır. Daha kaygılı görünürler ve hatta her zaman üzgün olduklarını söyleyen birkaç arkadaşa rastlarız. Hayata herkes olumlu tarafından bakamaz; kimilerimiz hayatı olumlu ve olumsuz yönlerden oluşan bir bütün olarak görmekte problem yaşar. Bazılarımız için en aydınlık sabahlar bile günün aydın olması için yetmez. Diğer insanların ilgisini çeken etkinlikler, durumlar ya da insanlar bu kişilerin ilgisini çekmeyebilir ve hayattan daha az keyif alıyor olabilirler. Dünya bu kişiler için çok korkunç ve büyük bir yer olarak görünebilir. Bu kocaman yerde kaybolmuş ya da buraya ait değilmiş gibi hissedebilirler. Bu kişilikler dört belirgin özellik sergilerler:

  • Karamsarlık
  • Hüzünlü mizaç
  • Haz alamamak
  • Kendini küçük görmek

Etrafımızda sandığımızdan sık gördüğümüz bu insanlar için hem onların hayatını hem de bizim onlarla iletişimimizi kolaylaştıracak aşağıdaki adımları izleyebiliriz:

  • Sorular sorarak dikkatini olumlu taraflara kaydırın.
  • Onu, hoşlanabileceği, zevkine uygun etkinliklere yönlendirin.
  • Tutarlı davranarak onu dikkate aldığınızı gösterin.
  • Profesyonel yardım için onu teşvik edin.

Tabii ki yapmamanız gerekenler listesi de mevcut:

  • Ona kendini toparlamasını söylemeyin.
  • Uzun uzun öğütler vermeyin.
  • Sizi kendi durgunluğunun içine sürüklemesine izin vermeyin.

Web sitemi ziyaret etmek için hemen tıklayabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Bipolar bozukluk hakkında ne biliyorsunuz?

Cansu Varol: Boğaziçi Üniversitesi'nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra Klinik Psikoloji Programı’nda yüksek lisansını tamamlayarak uzmanlığını almıştır. Bu süreçte birçok danışmanlık merkezinde psikoterapist olarak görev yapmıştır. Halen yetişkinler için bireysel danışmanlık yapmakta ve psikoterapi uygulamalarında Bilişsel Davranışçı Terapi, EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ve Şema Terapi ekollerini kullanmaktadır. Ağırlıklı olarak travma, stres, depresyon, panik bozukluk, yeme bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları ve ergenlik dönemi sorunları üzerinde çalışmaktadır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale