X

Zamanın ardından: Yıl biterken

Zamanın peşinden koşar adım ilerlemek… Hiç böyle hissettiğiniz günler oldu mu ya da  aylar, seneler?  

Bir yılın daha sonuna yaklaşırken, soğuğa dayanıklı kış çiçekleri çiçekçilerin ön  raflarında yerlerini almışken, yeni yıl hedefleri, hayalleri her yerde yeniden  konuşulmaya başlanmışken; yine aynı soru dönüp duruyor zihinlerde… Bir yıl daha  geçti ve ben önümde tüm ihtişamıyla son selamını bizlere sunmakta olan bu bir yıl ile  ne yaptım?  

Gözümüz ardımızda kalan aylarda, zihnimiz gelecek olanların peşinde günlerimiz  eriyip giderken; bize sunulan en kıymetli armağan olan nefesimizle, bir yıl daha hayatta  kalışımızla, bir kez daha tüm zorlukları ve acılarıyla yüzleştiğimiz bu yaşama meydan  okuyan duruşumuzla nelerle birlikte kalabilmeyi başardık, nelere rağmen pes etmedik,  neler için şükrettik, neler için “keşkeler kutumuza” bir not daha ekledik? 

Zamanın bunca hızıyla akıp gitmesi bizlere belki de tek bir şeyi hatırlatıyor olabilir:  bugün elimizde olanlarla ve etrafımızda olan bitene rağmen ya da onlarla birlikte nezaketi, sevgiyi, şefkati, umudu ve iyiliği yeşertebildik mi? Yavaşlamayı, durup biraz  olsun dinlenmeyi ve sessizce dinlemeyi (kendimizi, başkalarını ve doğayı)  hatırlayabildik mi? Bir gün için bile olsa ya da günde sadece 1 saat… Kendimiz için ya da sevdiğimiz, belki sevmediğimiz, tanıdığımız ya da tanımadığımız bir başka kişi için  hayatı daha yaşanılabilir kılmak adına bir minik ilham kaynağı, şefkat parıltısı veya  umut tohumu sunabildik mi yaşam serüveninin ormanına? 

Hayat amacımızın, kendi dünyalarımızın “ikigai”lerinin peşinde, sanki bizle yarışan  zamanla uyumlanmak adına daha da hızlanmayı, daha pratik, daha da çabuk, daha  yetenekli, daha da hızlı düşünen, en çevik hareket eden, en başarılı olmayı çok  önemsedik. Peki, akıp gitmekte olan o aylar, yıllar, mevsimler bir yönüyle bize örnek  olmuyorlar mı? Sadece öylece geçip gidiyorlar. Ve her seferinde kendi döngülerinde  ve doğanın kendi yörüngesinde hayat tüm canlılar için aynı şekilde ilerleyip yolunu buluyor. Hayatın olağan akışı içerisinde kimileri için hüzünle, kimileri için aşkla, kimileri için başarılarla, kimileri için umut dolu temennilere geçip gidiyor mevsimler usulca ve  kendi halinde. 

Geçip giden bir yaşın ve takvimde bir sayfayı daha çevirdiğimiz, artık ışık hızında uçup  gidiyormuş gibi hissettiren bir yılın daha ardından hayretle bakıp duraksadığımız o an  aslında bir şey oluyor: duyumsadığımız anlık bir fark edişle, belki de bir anda gelen bir  farkındalık hissiyle kendi yaşamımızın seyircisi değil, önümüzde durmakta olan yeni  bir yılın adeta ressamı olduğumuz bir tabloya dönüşebileceğinin idrakine varmak… 

Ben mesela, şu sıralar düşünüyorum bazı sorular üzerine. Bu zaman diliminde çıkarabileceğim bazı dersler var mıydı, kendim için ve sevdiklerim için daha iyisini yapabileceğim fırsatlarım var mıydı (gördüğüm ya da göremediğim), ben bu yıl başıma  gelenler karşısında nasıl bir tutum sergiledim, hızlı ve tepkisel yaklaşmamayı ve  nazikçe yanıtlamayı başarabildim mi, kaygılarıma ve korkularıma yenik düşmeden bir kez daha olaylara iyi tarafından bakabilmeyi hatırlayabildim mi, yaşamın bana sunduğu  fırtınalar içerisinden çıkmayı bu yıl nasıl başardım, her gün ama her bir yeni gün için  yeniden ve bir kez daha şükrettim mi, nefesimi duyumsayabildiğim ve gün ışığını  görebildiğim bana sunulan bir gün için daha teşekkür ettim mi, olabildiğince  yavaşlayabildim mi yemek yerken, yürürken, kahvemi içerken, sohbet ederken? 

Bana anlatılanları gerçekten duyabildim mi, can kulağıyla kendimi o sohbete verebildim mi, bir derde bir mutluluğa gerçekten eşlik edebildim mi, bana ihtiyaç duyulan her an samimiyetle hazır bulunuşumu ve dikkatimi sunabildim mi, uçsuz bucaksız  gökyüzünde, gün doğarken pembe bulutlarda, kış çiçeklerinin salonun tam ortasında  beni karşılayan güzelliklerine aşık olabildim mi, karşılıksız iyiliklere yürekten inanmaya  devam edebildim mi, yeterince fark edebildim mi işe giderken yolun üzerindeki kuşların  cıvıldayan melodilerini, gülümseyebildim mi rastgele karşılaştığım bir kişiye?  

Zamanın ardından benim süzgecimden süzülüp dökülenler bunlar. Ve biliyorum ki odağımızı iyi olana, doğru olana, adil olana çevirdiğimizde sıralanabilecek pek çok “iyi  ki” ve minnettar olunabilecek birçok sebep bulunabilir. Yönüm şaştığında, kırgınlığım, hayal kırıklığım, bazen içimde öfkem, zihnimde haklı olma isteğim her galip geldiğinde;  odağımı, niyetimi, eksenimi yeniden ve yeniden buraya konumluyorum, tekrar çapa  atıyorum iyi ve doğru olana… 

Renklerini, kompozisyonunu, ışığını ve gölgelerini kendi tercihlerimizin sorumluluğunu bilerek sevgiyle ve iyilikle, hayallerimize göre konumlayabileceğimiz; elimizde fırça ve  palet ile önünde beklediğimiz bembeyaz, bomboş bir tuval yani yepyeni bir yıl hayal  ediyorum.

İlginizi çekebilir: Mevsim değişiyor ve içimizdeki dönüşüm başlıyor (mu?)

Tuğçe Şenol: Merhaba, ben Tuğçe. 2007 yılında tam burslu olarak eğitim aldığım Başkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden bölüm birincisi olarak mezun oldum. Yüksek lisans eğitimim için küresel ekonomi politik ve uluslararası organizasyonlar alanına odaklanarak Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden burslu olarak kabul aldım. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın Türkiye’deki yoksullukla mücadele projeleri üzerine tez yazarak, yüksek onur derecesiyle yüksek lisans programını tamamladım; 2 yıl araştırma görevlisi ve bölüm asistanı olarak Bilkent Üniversitesi’nde çalıştım. Ardından Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Programı’ndan kabul alarak, yaklaşık 1 yıl programa devam ettim. İlgili dönemde, akademik kariyerime uluslararası ilişkiler alanında devam etmek istemediğime karar vererek, bir süre sonra özel sektörde çalışmaya başladım. Profesyonel anlamda 12 yılı aşkın bir süredir çalışma hayatının içerisindeyim; insan kaynakları ve öğrenme & gelişim süreçlerinin çeşitli fonksiyonlarında görev yaptım ve son olarak, uyum yönetimi alanında çalışmaya devam ediyorum. Yakın zamanda Cenevre Üniversitesi’nin International Organizations Management alanındaki 3 aylık eğitim programını ve United Nations System Staff College tarafından sunulan, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine yönelik olarak tasarlanan “Applying Integrated Policy Approaches to Accelerate the 2030 Agenda” konulu öğrenme programını tamamladım. Uzun bir süredir, çalışma hayatında kurumsal esenlik (well-being) stratejileri, psikolojik güvenlik ortamının sağlanması ve psikolojik dayanıklılık (resilience), iyi oluş halinin hem çalışanlarda hem de liderlik gelişiminin bir parçası olarak yöneticilerde desteklenmesine yönelik konularda hem ülkemizdeki hem de yurt dışındaki gelişmeleri, uygulamaları, akademik/sektörel yayınları ve çalışmaları yakından takip ediyorum. Search Inside Yourself Global'ın (SIY Global) sunduğu “Search Inside Yourself” ve “Adaptive Resilience” programlarını tamamladım. Mindfulness, öz-şefkat, sanat tarihi, modern sanat, çağdaş sanat, Batı resim sanatı tarihi, sanat terapisi, dışavurumcu sanat konularında pek çok eğitime, atölyeye ve öğrenme programlarına katılım sağladım; her fırsatta mümkün olduğunca kendimi bu alanlardaki öğrenme yolculuğuna açık tutmaya çalışıyorum. Çocukluğumdan bu yana resim sanatıyla ilgileniyorum, 2 adet kişisel sergi açma şansına sahip oldum. Müzelerde ve sanat galerilerinde vakit geçirmeyi çok seviyorum. Sanatla iyi oluş halinin geliştirilmesine yönelik inancım ve heyecanım büyük :)

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale