X

Z kuşağının en çok ilgisini çeken markalar

1995-2009 yılları arasında doğmuş bireyleri kapsayan Z kuşağı, teknolojiyi içselleştirmiş, adalete duyarlı, özgünlük arayan ve kapsayıcılığı önemseyen bir tüketici kitlesi olarak karşımıza çıkıyor. Z kuşağı bireyleri, gerçekçi, değer odaklı ve zihinsel sağlıkla birlikte iyi yaşamı önceliklendiren markalara odaklanıyor. Bu nedenle, hedef kitlesinde Z jenerasyonu bulunan markaların sadece ürün satması yeterli olmuyor. Bu markaların ortak değerleri paylaşarak güven ve bağlılık inşa etmesi gerekiyor. Bu yazımızda, bu kuşağı anlayan bazı global markaları ve bu markaların öne çıkan stratejilerini derinlemesine inceliyoruz.

Nike

Dünyadaki her sporcuya ilham vermeyi ve yenilik sunmayı amaçlayan Nike, dünyanın pek çok yerinde tercih edilen bir spor giyim markası olarak Z kuşağını etkili bir şekilde merkeze yerleştiriyor.

Nike, güçlenme, bireysellik ve sosyal adalet odaklı cesur mesajlar aracılığıyla Z jenerasyonuyla bağ kuruyor. Bu marka, amaç odaklı hikaye anlatımını kullandığı kampanyalarında kapsayıcılığı ön plana çıkarıyor. Örneğin, markanın Amerikalı insan hakları aktivisti ve eski profesyonel futbolcu Colin Kaepernick tarafından seslendirilmiş olan ‘’Dream Crazy’’ kampanyasında Z kuşağının aktivizm ve kimlik değerleriyle örtüşen ve engelleri aşan sporcular yer aldı. Bu kampanyanın ardından gelen ‘’Dream Crazier’’ kampanyası ise kadınların güçlenmesine odaklandı.

Fenty Beauty

Rihanna tarafından kurulmuş olan Fenty Beauty, geniş bir cilt tonu yelpazesine odaklanarak tüm cilt tiplerine uygun formüller geliştiriyor. Bu marka, temelde makyaj ürünleriyle tanınsa da cilt bakım ürünleri, saç ürünleri ve parfümler de sunuyor.

Çeşitliliği ve kapsayıcılığı benimseyen Fenty Beauty, tüm cilt tiplerini temsil ettiğini vurgulayarak Z kuşağının eşitlik beklentisini yansıtıyor. Markanın 40’tan fazla fondöten tonu içeren lansman kampanyası, bahsi geçen vurgunun en somut örneği. Marka, bu kampanyayla güzellik standartlarını yeniden tanımladı ve kapsayıcılık konusundaki sürekli çabasını gözler önüne serdi.

Glossier

Makyaj, cilt bakımı, vücut bakımı ve güzel koku odaklı Glossier, kullanıcı tarafından oluşturulan içerikleri ve topluluk değerini yükselten yaklaşımıyla tanınıyor.

Glossier, şeffaflık ve sadelik üzerine kurulu bir marka olup minimalist ürünleriyle Z jenerasyonunu etkiliyor. Bu kuşağın sade çözümlerle makyaj ve cilt bakımını geliştirebileceğini vurgulayan marka, ‘’You Look Good’’ kampanyasıyla güveni pekiştirdi ve genç bireyleri etkisi altına aldı. Bu kampanya, markanın Boy Brow ve Cloud Paint gibi ürünlerini kullanan mikro influencerları içeriyor. Bu influencerlar, filtresiz selfieler paylaşıyorlar ve oldukları gibi kameranın karşısına geçiyorlar. Bu gerçeklik de Z kuşağının tam olarak istediği unsur olarak Glossier’ın cazibesini artırıyor.

Patagonia

Outdoor giyim sektörünün en üst seviyesindeki markalardan biri olan Patagonia, kadın ve erkek giysileriyle birlikte çocuk ve bebek parçaları da satıyor.

Patagonia, çevresel aktivizmin öncü seslerinden biri olup Z jenerasyonunun sürdürülebilirliğe verdiği öneme hitap ediyor. Bu marka, etik üretime ve doğayı korumaya olan bağlılığı sayesinde Z kuşağındaki bilinçli tüketiciler tarafından tercih ediliyor. Marka, Action Works platformu aracılığıyla genç aktivizmini teşvik etmek için Türkçe’ye ‘’Sivil Katılım İçin Z Kuşağı’’ olarak çevrilen bir program başlattı. Bu program, sosyal medyanın gücünü kullanarak gençleri etkileyen konularda somut bir fark yaratmayı hedefliyor.

Owala

https://www.tiktok.com/@jessica.hartojo/video/7350252801869548801?lang=en&q=owala&t=1754230497920

Owala, paslanmaz çelikten yapılmış yalıtımlı su şişeleriyle biliniyor. Z kuşağı için su şişeleri hem bir ihtiyaç hem de bir moda ifadesi olduğundan ötürü Owala bu jenerasyonun en çok tercih ettiği markalar arasında yer alıyor.

Owala, benzersiz estetiği ve patentli kapak tasarımıyla Z kuşağı tarafından seçiliyor. Markanın modüler şişeleri, farklı renklerin birbirleriyle eşleştirilmesine olanak tanıyor. Bu sayede, Z jenerasyonunun kişiselleştirme arzusu karşılanıyor ve çok renkli su şişeleri aracılığıyla sıvı tüketimi gerçekleştirilebiliyor. Markanın su şişeleri, renkli ve karıştırılabilir yapılarıyla başta TikTok olmak üzere çeşitli sosyal medya platformlarında viral hale geldi.

Cider

Cider, ‘’Z kuşağı için Zara’’ olarak değerlendirilen bir moda markası. Bu hızla büyüyen marka, trendleri tahmin etmek ve sadece satılma olasılığı yüksek olan parçaları üretmek için veri odaklı bir model kullanıyor. Marka, bu model sayesinde aşırı üretimin önüne geçiyor.

Z kuşağı, maddi açıdan erişilebilir ürünleri ve Y2K estetiğine sahip parçaları için Cider’i tercih ediyor. Düşük bel pantolon, kalp desenli süveter ve pileli mini etek gibi pek çok parça sunan marka, TikTok’ta popülerleşen farklı tarzlara hitap ediyor. Sosyal medyadaki estetikleri, renkleri ve kesimleri düzenli olarak takip eden marka, birçok ülkeye yalnızca çevrim içi satış yaparak hem modaya hızlı erişimi destekliyor hem de düşük bütçeyle tarz olma imkanı sunuyor.

Starface

İlk bakışta basit bir sticker markası gibi görünen Starface, tamamen vegan ve hayvanlar üzerinde test edilmeyen eğlenceli sivilce bantlarıyla ön plana çıkıyor. Bu marka, cilt bakımını bir benliği ifade etme yöntemine dönüştürüyor.

Starface, kusurları gizlemek yerine onları kutlamayı teşvik ederek Z kuşağının ilgisini çekiyor. Marka, ‘’Kusurluluk havalı!’’ sloganıyla beden olumlamasına değer veriyor. TikTok ve Instagram’da ön plana çıkan Starface bantları, yıldız şekline sahip yapılarıyla hem eğlenceli hem de normalleştirici bir estetik sunuyor. Genç bireylerin öz güvenli duruşunu destekleyen marka, aynı zamanda kapsayıcı kampanyalarıyla da farklı cilt tonlarına ve akne deneyimlerine ışık tutuyor.

Kaynak: ContentGrip, WWD, Lifestyle Trends, FK Creative

İlginizi çekebilir: Alfa kuşağı bakım ve güzellik ürünlerine çok mu düşkün?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale