X

Yoğun ebeveynlik çocuklar için faydalı mı zararlı mı?

Günümüzün ebeveynleri, çocuklarını sosyal medyanın etkisinden akran zorbalığına kadar pek çok durumdan korumaya çalışıyorlar. Bu durumlar, bazı ebeveynlerin çok fazla endişelenmesine yol açarak yoğun ebeveynliği açığa çıkarıyor. Yoğun ebeveynlik, çocukların bazen boğuluyormuş gibi hissetmesine neden olabiliyor. Peki, tam olarak nedir bu ebeveynlik türü? Bu yazımızda, yoğun ebeveynliğin ne olduğunu ve arkasında bulunan sebepleri sizler için kaleme aldık.

Yoğun ebeveynlik nedir?

İngilizce’de ‘’intensive parenting’’ olarak bilinen yoğun ebeveynlik, sürekli çocuklarını eğlendirmeye çalışan ve onları nadiren başkalarının gözetimine bırakan anne ve babaların yaklaşımını yansıtıyor. Bu yaklaşım, ebeveynlerin çocuklarıyla bağlarını fazla vakit geçirerek güçlendirmelerine yardımcı olsa da birçok zararı da açığa çıkarabiliyor.

Bu yaklaşıma sahip ebeveynler, hayatlarını çocuklarının etrafında düzenliyorlar ve onların duygu dünyalarıyla çok fazla ilgileniyorlar. Bu yaklaşım, çocuk merkezli aile kavramını aşırıya kaçırarak ebeveynlerin tüm duygularını çocuklarının başarılarına bağlamalarına yol açıyor. Ebeveynler, aynı zamanda bu yaklaşım yüzünden çocuklarının geleceği hakkında yoğun bir endişe duyabiliyorlar.

Yoğun ebeveynlik, çocukların akademik çalışmalarına, ders dışı etkinliklerine ve sosyal etkileşimlerine çok fazla katılmaya neden oluyor. Bununla birlikte, ebeveynler çocuklara kendi sorunlarını çözme fırsatını pek tanımıyor; bu yaklaşım doğrultusunda, ebeveynler çocuklarının çektiği en ufak zorlukta devreye giriyorlar. Bu nedenle, çocuklar zorlu durumlarla baş etmeyi tam anlamıyla öğrenemiyorlar ve problem çözme becerilerini geliştiremiyorlar.

Yoğun ebeveynlik neden uygulanır?

Modern dünyada aile bütünlüğünü korumak ve çocuk yetiştirmek fazlasıyla zor. Bu durum, zaman zaman tehlikeli bir yaklaşım olan yoğun ebeveynliğin benimsenmesine yol açabiliyor. Ayrıca, aşağıdaki durumlar da bu bakış biçiminin doğmasını destekleyebiliyor:

  • Sosyal medya: 2024’te 1000 annenin katılımıyla düzenlenmiş olan bir anket çalışması, katılımcıların %73’ünün kendisini sosyal medyadaki diğer annelerle kıyasladığını gösteriyor. Ayrıca, ankete katılan beş anneden birinin de sosyal medyanın ebeveynlik stilini negatif etkilediği söylemi de ön plana çıkıyor. Uzmanlar da sosyal medyada daha az vakit geçiren ebeveynlerin çocuk bakımı açısından kendilerine olan güvenlerinin diğer annelere göre daha yüksek olduğunu belirtiyor.
  • Artan ebeveynlik beklentileri: Ebeveynlerden her zaman ulaşılabilir ve duygusal açıdan iyi olması bekleniyor. Bu beklentiler, gerçekçi olmamalarına rağmen anne ve babaların yoğun ebeveynliği sahiplenmesine neden olabiliyor.
  • Ebeveynin yetiştirilme tarzı: Ebeveynler, çocukluk dönemlerinde deneyimledikleri gözetimsizlik, güvensizlik ve yalnızlık gibi durumları kendi çocukları yaşamasın diye bu yaklaşımı benimseyebiliyorlar.
  • Kişilik: Yoğun ebeveynlik, anne veya babanın kişilik tipinden dolayı da ortaya çıkabiliyor. Örneğin, mükemmeliyetçi ebeveynler bu yaklaşıma yönelebiliyorlar.

Yoğun ebeveynlik neden zararlı?

Çocukları önceliklendirmek sağlıklı bir yöntem olsa da yoğun ebeveynlik aşırıya kaçan yapısı yüzünden çocuklar üzerinde baskıya neden oluyor. Sağlıksız baskılara ek olarak, çocuklar benliklerine de odaklanamıyorlar.

Bu yaklaşım, çocukların hayatını negatif etkilediği gibi anne ve babalara da zarar verebiliyor. Bu tarzı benimseyen ebeveynler, aile içi strese yol açabiliyor ve kendi ihtiyaçlarını çoğu zaman göz ardı ediyor. Bu durum sonucunda da benliğe verilen değerde düşüş yaşanıyor ve öz saygıyla öz güven gibi duygular da zedelenebiliyor.

Yoğun ebeveynlik, aynı zamanda çocukların ‘’Mükemmelsek yeteri kadar iyiyizdir.’’ anlayışının doğru olduğuna inanmalarına sebep olabiliyor. Bu yüzden, anne ve babaların çeşitli stratejilerle bu yaklaşımı geride bırakması büyük bir önem taşıyor.

Yoğun ebeveynlikle nasıl başa çıkılır?

Eğer siz de yoğun ebeveynliğin belirtilerini taşıdığınızı düşünüyorsanız aşağıdaki ipuçlarını göz önünde bulundurabilirsiniz:

  • Çocukların bazen sıkılması sorun değildir: Küçük bireyler, yetişkinler gibi düşünce ve duygu dünyalarını dengede tutamıyorlar. Bu nedenle, onların ara sıra canlarının sıkıldığını dile getirmeleri oldukça doğal ve normal. Çocuğunuza sıkıldığı zaman vaktini nasıl geçireceğine dair düşünmesine fırsat vermelisiniz. Bir başka deyişle, çocuğunuz sizin yönlendirmenizden bağımsız bir şekilde ilgisini çeken aktiviteleri keşfetmeli. Bu keşif sürecinin belirli noktalarına dahil olabilirsiniz fakat süreci tamamen yönetmemelisiniz.
  • Çocukların kendi başlarına problemleri çözmesi önemlidir: Çocuğunuz hayatı boyunca karşılaştığı sorunlar sayesinde gerekli mesajları alabilir ve yaşam kalitesini artırabilir. Bu yüzden, problemleri hemen çözmeye çalışmak yerine çocuğunuzun mücadele etmesi için ona alan tanımalısınız.
  • Diğer ebeveynlerle kıyasa girmek yanlış bir stratejidir: Her ailenin dinamiği birbirinden farklı ve bu nedenle diğer anne ve babalarla hem kendinizi hem de partnerinizi kıyaslamamalısınız. Kendi ebeveynlik içgüdünüze güvenerek aileniz için önemli olan şeylere odaklanabilirsiniz.
  • Ebeveynliğin keyifli ve stresli yönleri arasındaki farklar değerlendirilmelidir: Ebeveynlik yaparken bazı durumlar sizi mutlu ederken bazıları canınızı sıkabilir. Kendinizi endişeli, stresli ve keyifsiz hissettiğiniz anlarda zihninizi çocuk sahibi olmanın neşeli yanlarına yönlendirebilirsiniz. Bu pratik, çocuk sahibi olmanın güzelliklerinin stresli durumlardan çok daha fazla olduğunu fark etmenize yardımcı olacak.

Sonuç olarak, yoğun ebeveynlik yerine hem sizin hem de çocuğunuzun ruh halini destekleyecek daha dengeli yaklaşımları kucaklamalısınız.

İlginizi çekebilir: Yeni nesil ebeveynlikte öne çıkan trendler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale