X

Yeni gelen kardeşe alışma süreci ve kıskançlık: Çocuğunuzu kardeşine alıştırmak için nelere dikkat etmelisiniz?

Anne, babaların da yeni bir düzene alışacağı bu dönemde, evde olan değişiklik tüm aile bireylerini doğrudan etkilemektedir. Yeni bir kardeşe alışmak, çocuk için kabullenmesi oldukça zor bir durumdur. Kıskançlık, aslında korkmak, sevinmek gibi doğal bir duygudur. Çocuğun hayatta kalmasını ve gelişmesini sağlayan her şey, yani yeme, sevilme, okşanma, ilgi görme ve özel olma hissi çocuğa anne ve baba denilen, onun için biricik olan bir kaynaktan akıyor. Anne, babanın gösterdiği sevginin ve verdiği cesaretin ışığıyla çocuk gelişiyor ve yavaş yavaş çevresine hâkim olma becerisi kazanıyor.

Kardeşin var olma düşüncesi veya varlığı aslında tüm bu sahip olduğu ilginin, şefkatin daha az olacağı anlamına geliyor. Alışılmış ve beklenen ilginin paylaşılması düşüncesine karşı verilen doğal bir tepki olarak da kıskançlık ortaya çıkabiliyor. Çocuk, annesinin ve babasının her şeyine, tüm oyuncaklara, tüm yemeklere, tüm alana sahip olduğunu düşündüğünde kendini güvende hisseder. Anne, babaların oldukça önemli görevi bu aşamada, her bir çocuğuna güvende olduklarını, özel olduklarını, sevildiklerini hissettirmek, paylaşmanın ve uzlaşmanın güzelliklerini keşfetmesine yardımcı olmak, kardeşlerin günün birinde birbirlerine mutluluk vermeleri ve destek olmaları için gerekli altyapıyı hazırlamaktır. Çocuğun/çocukların yaşadığı duyguyu anlamaya çalışmak karşılaşacağımız her zorluk için geçerli ilk adımımızdır.

Peki, aileler sürece destek olmak için neler yapabilir?

Çocuğun yaşına, gelişim düzeyine ve kişilik özelliklerine bağlı olarak ailenin kardeşin var olacağı konusunda yaklaşımı, bilgilendirmesi çok önemlidir. Eğer çocuğunuz yaşı küçükse soyut düşünme becerisi henüz gelişmediği için konuyla ilgili yazının sonunda belirteceğim resimli kitaplardan yararlanabilirler. Birlikte kitap okuyarak resimler üzerinden konuşmak, çocuğun duygularına alan açmak; bilmediği belirsizliklerle dolu bir alana ışık tutmak faydalı olacaktır. Çocuğun yaşı büyük ise anlayacağı kelimelerle, doğru bir dille ve sakinlikle anlatabilirsiniz, kaç yaşında olursa olsun çocuğun fikri ihmal edilmemelidir.

Aileye yeni bir bebek gelmesi, ev içinde de bazı değişikliklerin olmasını beraberinde getirebilir. Fakat büyük çocuğun düzeninde ve rutin hayatında çok köklü değişiklikler yapılmamalıdır. Oda değişikliği, yeni eve taşınma, günlük yapılan planların artık yapılmaması, çocuğu önceden söz konusu olmayan ev dışı etkinliklere yönlendirmek, bir anlamda uzaklaştırmak gibi hayatını doğrudan etkileyen değişikliklere bu dönemden önce yer verilmemelidir. Eğer böyle planlar var ise ertelenebilir, çocuğun hazır olduğu süreçte görüşü sorulabilir. Çocuklar alışkanlıklarından vazgeçmek istemezler, eğer varsa, rutinleri (hafta sonu parka gitmek, akşam anne ile oyun oynamak, baba ile kitap okumak gibi) devam ettirilmelidir.

Bebeğin odası birlikte dekore edilebilir, çocuğun da fikrini alarak tamamlanabilir. Bebek için bir şeyler alındığında, ilk çocuk için de küçük hediyeler alabilirsiniz. İlk aylarda bebeği görmeye geleceklerden de minik bir rica da bulunarak, çevrenizin de bunu devam ettirmesini isteyebilirsiniz. Önemli olan burada birebir eşitliği sağlamak değil, ikinci planda hissetmemesini, onun da değerli olduğunu hissettirmektir. Diğer taraftan çocuğun bu süreci doğal algılamamasını sağlayacak konu ise; ihtiyacından ya da olması gerekenden fazla şımartılmasıdır. Kolay bir süreç olmayabilir ama doğaldır, geçicidir, alışılacaktır. Çocuğa fazlasıyla hediyeler almak, istediklerini hemen yapmak, doğal süreçten farklı davranmak aslında süreci zorlaştırmaya sebep olacaktır. Dengeyi sağlamak kıymetlidir.

Büyük çocuk ile birlikte bebeklerin özelliklerinden, bakıma muhtaç olduklarından bahsedebilir, çocuğunuzun bebekliğindeki anılarından konuşabilir, resimlerine bakabilirsiniz. Kıyaslama yaparak değil, her bireyin kendine özgü olduğundan bahsedebilirsiniz. “Bak o beni üzmüyor, çok uslu” gibi cümlelerle çocuğa kendini değersiz, ikinci plana atılmış hissettirilmemelidir. Bu, şaka ile söylenmiş olsa bile çocuğun dünyasında farklı anlaşılmış olacak, yüksek ihtimalle kardeşi ile arasında rekabet oluşmasının temelini atmış olacaksınız.

Bebek ile ilgili konularda, iş birliği yapabilir ve çocuğa basit sorumluluklar verebilirsiniz. “Bana mutfaktan mamasını getirir misin?”, “Kardeşin uyuyor mu, bakar mısın?” gibi… Sonucunda ise mutlaka desteği için teşekkür edin. Bu sayede sorumluluk bilincinin gelişmesine destek olduğunuz gibi kendisiyle gurur duymasını, kendisine güvenmesini desteklemiş olacaksınız.

Sevgili ebeveynler, yeni gelen kardeşe alışma sürecinde zorluk her ailede farklılaşabilir. Yaşanan süreç doğal ve geçicidir, kolaylaştırıcı etki sizin tutumunuzdur. Sabırlı ve kararlı olmanız önemlidir. Sürecin sağlıklı olmadığını düşündüğünüz noktada bir psikologtan yardım almayı ihmal etmeyiniz.

Konu ile ilgili önerdiğim kitaplar:
Kardeşim Geliyor – İrem PolatKardeşim Geliyor –
Annemin İçindeki Ses – Deniz Üçbaşaran
Nina’ya Kardeş Geliyor- Christine Naumann-Villemin
Sen ve Ben Dünyanın En Güzel Hikayesi- Elisenda Roca

Aylık yazılarımla ilgili öneri ve sorularınızı Instagram hesabımdan iletebilirsiniz.
Sevgiler…

İlginizi çekebilir: “Çocuğum beni dinlemiyor!”: Çocuğuna doğru sınır koymak isteyenler için 3 öneri

Sibel Şen: İstanbul Bilim Üniversitesi'nde Psikoloji lisans eğitimini tamamladıktan sonra Klinik Psikoloji yüksek lisansını tamamlayarak uzmanlığını almıştır. Akademik eğitimlerinin yanı sıra psikoloji alanının hayat boyu bir öğrenme ve gelişim süreci olduğu düşüncesiyle hareket ederek eğitim, konferans ve seminerleri takip etmekte, katılım sağlamaktadır. Şu anda anlaşmalı olduğu ofislerde çocuk ve yetişkinler üzerine bireysel psikoterapi hizmeti ve danışmanlık vermekte, çocuklarda oyun terapisi, yetişkinlerde ise bilişsel davranışçı terapi ve şema terapi ekollerini kullanmaktadır. Mail: psksibelsen@gmail.com ulaşabilirsiniz.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale