X

Yemek seçen çocuklara karşı ebeveynler için pratik öneriler

Yemek saatleri, özellikle yemek seçen çocukları olan aileler için bazen tam bir mücadeleye dönüşebilir. Evde bile zorlayıcı olabilen bu süreç, seyahatlerde, otelde ya da yeni ortamlarla karşılaşıldığında çok daha karmaşık ve stresli hale gelebilir.

2025 Ebeveyn Yemek Çalışması’na  (Parents Food Study) göre, ankete katılan 3 ebeveynden 2’si yemek seçen bir çocuğa sahip olduğunu söylüyor. Üstelik katılımcıların %53’ü çocukları için ayrı yemekler hazırladıklarını söylüyor.

Evden uzakta olduğunuzda ya da bir seyahate çıktığınızda yemek seçen çocuğunuzla, yemek yemek daha zor bir hale gelebilir. Nourished Pediatrics’in kurucusu Dr. Danielle Zold, zorlu bir süreç gibi hissedilebilen bu durum için “hızlı bir çözüm” olmadığını, ancak yemek seçen çocukları seyahatteyken, dışarıdayken veya evdeyken desteklemenin birkaç yolu olduğunu söylüyor.

İlk lokmayı birlikte keşfedin

Çocuğunuzun önüne yeni bir yemeği koyduğunuzda, hemen yemesini beklemek yerine küçük adımlarla başlamak çok daha etkili. Renginden, kokusundan, dokusundan, ilgisini çekebilecek şeylerden konuşarak birlikte  yemek yemeyi oyunlaştırabilirsiniz. Çocuğunuz belki hemen yemek istemeyip; sadece koklar ya da minik bir ısırık alır ama bu küçük adımlar, çocuğunuzun yemeğe karşı merakını artırır ve baskı oluşturmadan keşfetmesine yardımcı olur.

Evinizde yeni tatlar deneyin

Çocuklardan bir anda bambaşka davranmasını beklemek ya da yemediği yemekleri yemesini ummak pek gerçekçi değil. Bu nedenle yeme alışkanlığı oluşturmak, istikrarlı ve sabırlı olmayı gerektiren bir süreç. Evde seçici olmadan yemek yiyen bir çocuk bile seyahatte ya da dışarıda ilk kez deneyeceği yemekleri hemen yemek istemeyebilir. O yüzden yeni tatları evde, güvenli ortamda tanıştırın. Böylece zaman içerisinde daha az zorlukla karşılaşabilirsiniz.

Dr. Zold ebeveynlere şunu öneriyor: “Her yemeği yiyen çocuk yetiştirmek kısa mesafe koşusu değil, bir maratondur. İlerlemek, her zaman yavaş, nazik ve zaman gerektiren bir süreçtir. Güven inşa etmek, rutinler oluşturmak ve çocuğun yiyeceklerle olan ilişkisini desteklemekle ilgilidir; anında değişim zorlamak ya da ‘bir lokma daha yersen ödül var’ demekte değil.”

Çocuk menülerine bir şans verin

Dışarıda yemek yemeyi tercih ederseniz çocuklar için hazırlanmış menüler, yeni tatlara açılan güvenli bir kapı olabilir. Çocukların damak tadına uygun ve ilgilerini çekebilecek sunumlar sayesinde, hem yeni yiyeceklere adım atarlar hem de yemek saatleri sizin için daha konforlu geçer.

Farklı besin gruplarına odaklanın

Seyahatlerdeyken veya evde değilken her öğünü dört dörtlük dengelemek mümkün olmayabilir. Ama küçük kombinasyonlarla yine de sağlıklı öğünlerdengelemek oluşturabilirsiniz. Örneğin; kraker + peynir, makarna + sebze, kuruyemiş + meyve gibi ikililer hem pratik hem de besleyici olacaktır. Dr. Zold da çocukların keyif alacağı besleyici kombinasyonlar için atıştırmalıkları birlikte eşleştirmeyi öneriyor. “Atıştırmalıklar için iki besin grubunu birlikte eşleştirmeyi öneririm: protein ve yağ, yağ ve karbonhidrat veya karbonhidrat ve protein şeklinde yemek alışkanlığı için alternatifler deneyebilirsiniz.” diyor.

Yanınıza atıştırmalık alın

Dr. Zold, dışarıdayken veya evinizden uzak bir yerdeyken çocuğunuzun yiyeceğini bildiğiniz yiyecekleri yanınıza almanızı öneriyor ve diyor ki: “Bazı çocuklar dışarıda daha iyi yerken bazıları evde daha iyi yer,  bu tamamen çocuğa bağlı. Ebeveynlere her zaman önceden hazırlık yapmalarını, alışık oldukları, dışarıda yemeleri kolay yiyecekleri paketleyip yemek saatlerinde bunları hazır bulundurmalarını tavsiye ediyorum.”

Unutmayın, yemek seçen çocuklarla yol almak sabır, anlayış ve tutarlılık gerektirir. Her küçük adım, her deneme ve keşif, çocuğunuzun yiyeceklerle sağlıklı ve keyifli bir ilişki kurmasına katkı sağlar. Evde ya da dışarıda, rutinleri sabır korumak, güvenli ve ilgi çekici seçenekler sunmak, yemek saatlerini hem sizin hem de çocuğunuz için daha huzurlu ve keyifli hale getirebilir. Sonuç olarak küçük başarıları kutlayın, baskı yapmaktan kaçının ve zaman isteyen bir süreç olduğunu unutmayın. 

Kaynak: parents.com

İlginizi çekebilir: Organik bebek maması geliştiren popüler girişimler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale