X

Yaşam türlü sınavlar sunarken güç ve özgürlük nedir?

Birkaç sene önce Amazonlarda uzunca bir zaman geçirdim. Kendimle muhabbet halimin yanı sıra, şimdi benim için kardeşten öte, can dostumla tanıştım. Şu son günlerde, onunla yaptığımız uzun ve derin sohbetler geliyor aklıma, biraz daha düşünüyorum üzerinde…

Her gün başka bir bakış açısına sahip olan benlik, bu sefer, bu hali ile ne görüyor orada…

Güç” dedi Freyre, “Gücü seviyorum hermana (kardeşim).

Seremonilerden bir tanesinde, oldukça güçlü bir yanımdan vazgeçmeyi ve değişmeyi istemiştim. Sadece kendimi yargılama halimi kontrol edemediğim için.

Kötü bir insan olmak istemiyorum! Öyle olacağıma, “Kes at kolumu” der gibi, kesip atmıştım… Bunu anlattığımda söyledi gücü sevdiğini. Üzerinden dünya zamanı ile 4 yıl, uzay zamanda kim bilir kaç yıllar veya saniyeler geçti o anın… Kontrol edemeyeceğin güç ile karşılaşınca, yaftalayan halime gülümseyerek bakıyorum şimdi.

Gücü seviyorum diyen Freyre’ye de baktığım, yargılayan ve çekinen gözlerime de; ah diyerek, olsun be çocuk diyorum. Adı üzerinde çocuk…

O yüzdendir ki, her şey zamanı geldiğinde, gücü kullanmaya ehil olduğunda açılır paketin önünde.

Yaşam türlü sınavlar sunuyor bize şükür ki… Her öğrendiğimiz, her kabul ettiğimiz ile biraz daha ustalaşıyor, sonra ustalaşmış halimizi benzer bir olay üzerinde tekrar deniyoruz, ta ki anladım diyene kadar tüm hücrelerinde.

O kılıcı kullanmaya ehil olana kadar, şövalye!

Özgürlük de böyle bir şey, taşıması zor bir güç. Kaldırması zor bir sorumluluk…

Ne kadar hoş gelse de kulağa, yaşam yolunda kendini tanımayı ıskalayan ve suçu dışarıda aramaya meyilli bilinç halleri, o keskin ve ağır kılıcı kaldıramaz yerinden, kavrayamaz kabzasını… Fakat bu sorumluluk kısmını düşünmeden seviyor ve istiyoruz gücü. Aslında hükmetmeyi istiyoruz, gücü istediğimiz bildiğimiz yok… 

Duruma hakim olmayı değil, bir milim bile değişmeden, olduğumuz hali herkes için mümkün kılmayı ve konfor alanımızdan hiçbir şekilde çıkmamayı…

Sorulan soruları da verilecek cevapları da bilmeyi…

Sürprizsiz ve mucizelerden uzak bir yaşamı…

Aslında ölümü istiyoruz her birimiz. Hükmetmenin tek karşılığıdır ölüm. Her şeyi kendine çevirip, başka hiçbir şey göremeyecek kadar kör olmayı kendi rızan ile kabul etmek ve zenginleşme ihtimalini tamamen ortadan kaldırmaktır. Sürekli kendi kısır döngünde, günden güne küçülmek ve kurumaktır. Ölümdür bu.

Oysa güç, sakin bir şeydir. Sabırlı ve serin…

Vizyonlar yolu ile aldığım ilk dersti bu…

Küçük yaşlardaki bir halim ile el ele geziyordum ormanı, harika çift renkli yapraklar düşüyor ağaçlardan döne, döne… Ne güzeller, gökyüzünden süzülen sihir… Küçük kız yere düşen bir yaprağı alıyor heyecan ile ve fırlatıyor gökyüzüne! Fır fır, fır fır uçuyor yaprak rengarenk ışıklar saçarak. Gökyüzüne doğru yükseliyor ve tekrar geri düşmeye başlıyor süzülerek…

Elini daha sıkı kavrayarak küçük halimin, “Hadi” diyorum, “gidelim“…

Gitmek istemiyor, o koca gözlerini dikmiş gözlerimin ta içine, pasif bir inat ile bakıyor. “Hadi” diyorum, “Attın uçtu, düşüyor şimdi de… İzleyecek bir şey kalmadı.

Gözleri doluyor küçüğümün, bir taraftan da yaprağı gözlüyor yandan yandan… O sırada bir fil geliyor uzaklardan bana doğru, her yeri süslenmiş, boyanmış dünyalar güzeli bir fil… “Güç” diyor, “Hükmetmek değildir. Elinden çeke çeke zorla götürebilirsin onu istediğin yere, ama aklı fikri hep burada kalacaktır. Asıl güç, alan tanımaktır. O yaprağı atsın, aşağı ininceye kadar izlesin… Evet belki sen biliyorsun, yaprağın eninde sonunda yere düşeceğini… Ama o, bunu kendi deneyimlemek istiyor. Bırak izlesin. Bırak kendi kendine öğrensin, gün geldiğinde, yaprak yere düştüğünde…. O kendiliğinden gözlerini yerden kaldırıp sana hadi diyecektir. Güç, müdahale etmeden orada bekleyebilme, sakince gözlemleme halindedir. Ve, gözlerini yerden kaldırıp gözlerine hadi diyebilendedir güç…

Hadi!

Özgürlük ağır bir sorumluluktur, yüksek iradeyi gerektirir. Ne olursa olsun kendin olmayı ve bunu her durumda deneyimlemekten korkmamayı gerektirir.

Özgürlük, başka birinin yaşam haklarına müdahale etmemeyi, hükmetmemeyi gerektirir.

Kontrolsüz kontrol halini, içten geçen güce koşulsuz güveni gerektirir.

Karanlığını ve aydınlığını el ele yaşatmayı, onlarla samimi ilişkide olmayı gerektirir.

Özgür olabilmen için, başkası olmamalıdır, herkes sensindir.

O yüzden, sen ne isen, onlar da sendir.

Gücün farkına vardığında, bunun olduğunu anladığında…

Önemi kalmaz kimsenin, hiçbir ideolojinin…

Senden öte bir şey yoktur. Senin yerine karar verebilecek, sen olabilecek, senin için konuşabilecek biri veya durum yoktur. Senin yerine var olabilecek bir sistem yoktur. Ana göre değişen ve şekillenen sen, sana göre şekillenen bir yaşam vardır, beraber hareket eden sonsuz bir diyalog hali ile.

Güç sendedir. Şimdi ve her zaman. Gücü sen dağıtmadan kimse senden alamaz.

Ancak sen;

Kendini tanımadığın, karanlıklarını bilmediğin, hallerin ile barışmadığın için, gücünü başkalarının kullanmasına rıza gösterir ve çoğunlukla da orada bırakırsın.

Böylelikle kendini yavaş yavaş unutur, hüküm altına girersin.

Özgür olmak için yeteri kadar gücün yoktur artık.

Korkuya ve bağımlılığa yenilirsin…

Yaşam özgürdür, ancak özgür olduğunda onun ne olduğunu algılayabilir insan.

Özgür olmak da sorumluluk ister, seni ister, her şeyinle.

Bu hem bir teslimiyet hem de bir başkaldırıdır.

Gücünüzü vermeyin kimseye, hiçbir şeye. Genişlemek büyümek için kullanın onu, ait olmak için değil, korku savmak için değil… Sadece eşsiz halinizle var olmak için, kendi oyununuzun kralı/kraliçesi olmak için…

Hükmetmek, güç değildir.

İçimizde taşıdığımız güç, dualitenin güçten anladığı şeyden çok farklıdır.

Korkusuzluğumuz, özgürlüğümüz, eşsiz tınımız gücü bize getirecektir…

Kendimize, hallerimize sahip çıkalım, ne olursa olsun..

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Sözsüzlüğün başladığı yer: Birini tüm yaşanmışlıklarına rağmen sevmek

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale