Motivasyonu yanlış anlamış olabilir miyiz?

Motivasyon sözcüğü, kullanıla kullanıla içi boşaltılan sözcüklerden biri olma yolunda hızla ilerliyor. Zaman zaman şöyle söylemler çalınıyor kulağa: “Kilo vermek istiyorum, gerçekten motiveyim şu an” Fakat beslenmeye dikkat etmek, spor yapmak yok o an; bu sözde motivasyon sadece kafada. Ya da “sigarayı bırakmak istemiyorum aslında ama sağlığa çok zararlı, bu beni bırakmak için motive ediyor” Hayır, siz sigarayı bırakmak istediğinizi biliyorsunuz sadece. Mantığınız bunu söylüyor. Ortada ne bir eylem var ne de bir istek, yani bir harekete geçme dürtüsü söz konusu değil. Dolayısıyla motivasyonu yanlış anlayan oldukça fazla sayıda insan olduğunu söyleyebiliriz.

Motivasyon nedir ve daha önemlisi, ne değildir?

Motivasyonun sahip olduğumuz değil, yaptığımız bir şey olduğundan daha önce bahsetmiştik. Peki motivasyon nasıl tanımlanıyor? Merriam-Webster sözlüğüne göre motivasyon kişiyi harekete geçiren bir güç, ilham ya da etkidir. Yani kişinin harekete geçmesini sağlayan itici kuvvet, bu kuvvet bir istek de olabilir, bir ihtiyaç da.

Motivasyon bilinçli olan ve olmayan faktörlerin etkisi altındadır, isteğin ya da ihtiyacın şiddeti, sonunda bir ödül olasılığı ve etraftakilerin beklentisi, gibi. Örneğin, yarınki sınav için fazladan çalışmaya karar veren öğrencinin motivasyonu, yüksek not alma isteğinden (ödülden ve beklenti karşılamaktan) ileri gelir. Öğrenci gerçekten motive olmuştur, zira çalışmaktadır. Çalışmam gerek, diye düşünerek bilgisayar karşısında pinekleyen öğrencinin motivasyonundan bahsedemeyiz.

Motivasyon kişiyi harekete geçiren bir güç, ilham ya da etkidir.
Motivasyonla motive olmamak

Yazar Gretchen Rubin, New York Times başta olmak üzere çok satanlar listelerinden uzun süre inmeyen kitabı Better Than Before‘da (Eskisinden İyi) alışkanlıkların değişmesinden bahsediyor ve insanların olmak istedikleri şeyi açıklarken motivasyon sözcüğünün ne çok kullanıldığını anlatıyor. Tutkular ve istekler ne denli kuvvetli olursa olsun, pasif olarak bunları düşünmenin yararsız olduğunu söyleyen Rubin’ göre “motivasyon insanları motive etmiyor.”

Yani sadece istemek ve evrene pozitif mesajlar göndermek, listeler hazırlayıp arzularımızı bunlara yazmak ve baş ucumuza asmak değil yapılacak olan. Bunun yerine akılcı, mantıklı adımlar belirlemek ve onları izlemek, gereken motivasyona sahip birinin yapacağı şey. Sağlıklı beslenmek mi istiyorsunuz? Bir adım atın ve öğle yemeğinizi de evden götürün. Şekeri bırakmak mı istiyorsunuz? Bir sonraki çay molası iyi bir zamanlama. Spor yapma niyetiniz mi var? Gerçekten gideceğiniz bir spor salonuna yazılıp mümkünse bir spor hocasıyla, olmadı bir arkadaşla çalışmaya çalışın. Yanınızda çalışan birinin olması motivasyonunuzu artıracak ve dikkatinizi toplamanıza yardımcı olacaktır (teyitli bilgi).

Motivasyon, stres demek değil

Kendinize hedefler ve zaman dilimleri belirlemek mutlaka faydalı olur, diyor Harvard Business Review yazarı Peter Bregman. Spora gitmeye niyetlendiğiniz an kıyafetleri hazır etmek, sonraki gün vazgeçme olasılığınızı azaltır. Ancak kendi üzerinizde stres yaratmayacak, büyük beklentiler oluşturmayacak süreler belirlemek motivasyonun devamlılığı için önemli. Örneğin, spora yarım saatle başlayıp isterseniz süreyi artırmak, gibi. Şayet gerçekten istediğiniz spor yapmaksa, aklınız savaşmayı hemen bırakacak ve düşünmeyi bırakıp yapmanın mutluluğunu hissedeceksiniz.

Unutmayın, düşündüğünüz şey her ne olursa olsun ancak harekete geçtiğinizde motivasyondan bahsedebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Motivasyonu artırmanın formülü nedir?

Kaynaklar:

Psych Central

Harvard Business Review

Business Dictionary

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!