X

“Ya yine olursa?”: Panik atak ve panik bozukluğu anlamak

Bir sabah işe yetişmeye çalışıyorsunuz. Her şey normal giderken kalbiniz birden hızlanmaya başlıyor. Nefesiniz daralıyor, elleriniz titriyor, başınız dönüyor. “Kalp krizi mi geçiriyorum? Ya şimdi ölürsem?” düşüncesi zihninizden geçiyor. Dakikalar belki sadece beş ama size sonsuz gibi geliyor. Atak yavaş yavaş geçiyor ama korkusu kalıyor: “Ya tekrar olursa?”

Bu döngü, çoğu zaman panik bozukluğun başlangıç noktasıdır.

Panik atak nedir?

Panik atak, sanki ortada bir tehlike varmış gibi bedende alarm çanlarının çalmasıdır. Tehlike yoktur, ama beyin gerçek bir tehlike varmış gibi algılar. Beden bu tehlike algısına yanıt olarak tepkiler üretir. Bazen işe giderken otobüste, bazen yemek yerken, bazen de tam uykuya dalacakken ortaya çıkar. Bu duruma eşlik eden belirtiler ise benzerdir:

  • Kalp çarpıntısı
  • Göğüste sıkışma, nefes darlığı
  • Baş dönmesi, sersemlik hissi
  • Ellerde titreme, terleme
  • Sıcaklık basması
  • Ölüm, kontrolü kaybetme ya da çıldırma korkusu

Panik bozukluk: Atağın gölgesiyle yaşamak

Tek bir panik atak yaşamak, herkesin başına gelebilir. Ancak tekrar eden ataklar ve onların geleceği korkusuyla yaşamak Panik Bozukluk haline dönüşür. Birçok danışanımda şunları duyuyorum:

  • “Artık alışveriş merkezine gitmiyorum, kalabalık olursa nefes alamam diye korkuyorum.”
  • “Otobüste giderken ya atak geçirirsem diye inmek zorunda kalıyorum.”

Panik Bozukluk, sadece atağın kendisi değil; onun getirdiği beklenti kaygısı ve kaçınma davranışlarıyla da yaşam alanını daraltır.

Panik bozukluk tedavisi: Çıkış yolu var mı?

Evet, kesinlikle var. Panik Bozukluk tedavi edilebilir bir durum. Tedavide en çok kullanılan ve etkili yöntemler Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve EMDR Terapisi’dir.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)

Bu terapi ekolünü bir yol haritası gibi düşünebilirsiniz. Panik atak sırasında bedeninizin nasıl çalıştığınız öğrenirsiniz. Bu terapi yaklaşımı, Panik Bozukluğun en çok araştırılmış ve en etkili yöntemlerinden biridir.

  • Kalp çarpıntısının aslında kalp krizi olmadığını, bedenin “kaç ya da savaş” tepkisi olduğunu keşfedersiniz.
  • Korku yaratan düşünceleri fark edip test edersiniz: “Ya ölürsem?” yerine “Bu his birkaç dakika içinde azalacak.”
  • Kaçındığınız yerlere adım adım geri dönersiniz. Mesela önce marketin kapısına kadar gidip, sonra içeri girersiniz.

EMDR Terapisi

EMDR ise çoğu kişinin travma tedavisinde etkili olduğunu bilmekte fakat ‘Panik Bozukluk’ta da oldukça etkili ve sık kullanılan bir yöntemdir.

  • Panik atakları tetikleyen geçmiş olaylar (ilk atak, zor bir dönem, kayıp) EMDR protokolleriyle yeniden işlenir.
  • Bedenin panik anındaki aşırı tepkisi, daha nötr bir hale gelir.
  • Atağa sebep olan “köşe taşları” temizlendikçe kişi yeniden güven hissini kazanır.

Panik atak sırasında ne yapabilirsiniz?

O an geldiğinde tamamen çaresiz değilsiniz;

  • Nefesinize dönün: 4 saniye nefes alın, 6 saniyede verin.
  • Çevreye tutunun: Etrafınızdaki 5 nesneyi görün, 4 sesi dinleyin, 3 farklı yüzeye dokunun.
  • Kendinize hatırlatın: “Bu tehlikeli değil, birazdan geçecek.”

En çok sorulan sorular

1. Panik atak ölüme yol açar mı?

Hayır. Panik atak sırasında kalp çok hızlı atabilir, nefes daralabilir ancak bu durum ölümcül değildir. Beden birkaç dakika içinde dengelenir.

2. Panik Bozukluk tamamen geçer mi?

Evet. Doğru terapi ve süreçle panik bozukluk tamamen iyileşebilir. BDT ve EMDR gibi bilimsel yöntemlerle kalıcı sonuçlar mümkündür.

3. Panik atak kendi kendine geçer mi?

Panik atak genellikle 10-20 dakika içinde kendiliğinden azalır. Ancak tekrarını önlemek için profesyonel destek almak faydalıdır.

4. Panik atak krizinde ne yapmalıyım?

Derin nefes alıp verin, bulunduğunuz anı fark edin, kendinize bunun tehlikeli olmadığını hatırlatın. Birkaç dakika içinde belirtiler azalacaktır.

Dipnot: Panik Bozukluk, hayatınızı küçük bir kafese sokmuş gibi hissettirebilir ama bu kafesin kapısı açık. Doğru terapiyle, adım adım o kapıdan dışarı çıkabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Yeme davranışlarımızın görünmeyen sahipleri: Tabağımda kim var?

Büşra Aysan: Büşra Aysan, 2020 yılında Kadir Has Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimi tamamlamış, 2024 yılında Klinik Psikoloji yüksek lisansını “Yeme Bozuklukları ve Duygu Düzenleme Stratejileri” adlı çalışmasını tamamlayarak uzmanlık derecesini almıştır. Lisans ve yüksek lisans eğitim serüveninde çeşitli kliniklerde, Türk Psikologlar Derneği Travma, Afet ve Kriz Birimi, Bir Dilek Tut Derneği, Tohum Otizm Vakfı gibi sosyal sorumluluk projelerinde ve sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak görev almış; mesleki deneyimini gönüllülük temelli çalışmalarla beslemiştir. Şu an kurucusu olduğu “Büşra Aysan Psikoloji Danışmanlık Merkezi”nde çocuk, ergen ve yetişkinlere yüz yüze ve online psikolojik destek sağlamaktadır. Ayrıca, Davranış Bilimleri Enstitüsü’nün kurduğu EMDR Derneği’nin bir üyesi olarak EMDR 2. Düzey Terapist unvanıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Tedavi sürecinde benimsediği terapi yaklaşımları yetişkinlerde ve ergenlerde EMDR Terapisi, Bilişsel Davranışçı Terapi ve Çözüm Odaklı Terapi; çocuklarda ise Deneyimsel Oyun Terapisi, Bilişsel Davranışçı Terapi’dir. Bu ekollere dair teorik eğitimleri ve süpervizyon süreçlerini tamamlamış, mesleki gelişimini süpervizyon süreçleriyle derinleştirmektedir. Ayrıca, Beslenme Psikolojisi Eğitimi modüllerini tamamlayarak “Yeme Bozuklukları alanında ve Kriz, Travma, Ölüm ve Yas Danışmanlığı eğitimlerini tamamlayarak bu alandaki çalışmalarını sürdürmektedir. “İyileşme, danışanın kendini yeniden inşa etmesine değil, kendini hatırlamasına yardım etmektir (Irvin D. Yalom)”. Bu anlayışı benimseyerek, danışanlarıyla çıktığı yolculukta onların kendiliklerine temas etmelerine eşlik etmeyi hedeflemektedir. Psikoloji alanındaki yazılara yönelmesinin temelinde hem insan zihnine ve duygularına dair bitmeyen merakı hem de bilgiyi ulaşılabilir kılma arzusu yatmaktadır. Yazmak, onun için yalnızca bilgi aktarmak değil; temas kurmanın, iyileştirmeye dokunmanın başka bir yoludur. Bu platformda sizler için anlamlı ve dönüştürücü olabilecek içerikler üretmeye devam etmektedir. Instagram hesabı; klinikpsikologbusraaysan

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale