X

Windows’un tarihine bakış ve Windows 10’la akıllı veda

• 1985 İlk Windows satışa sunuldu.
Doğmama bir yıl kalmıştı. Daha fazla dayanamayacaktım. Dünyaya sözüm vardı.


• 1991 Windows 3.0’ün multimedya destekli sürümü çıktı.
Artık ben de vardım! Teknolojiyle, özellikle TV ile arası iyi olan bir çocukluğum olduğunu hatırlıyorum. Ama beş yaşındaki bir çocuk için, PC hâlâ fazlasıyla uzaktı.

• 1993 Windows 3.1x tabanlı olan Windows NT’nin ilk sürümü olan Windows NT 3.1 sürüldü.
İlkokula başlamanın heyecanı içinde defterlerimi kaplarken buldum kendimi. Renk renk kalemler, silgiler ve kitaplarla dolup taşan bir sırt çantası ve beslenme kutusuyla okul yolu tutmaya başladım. Okulda ilk bilgisayar gördüğüm anı tam olarak hatırlamıyorum. Ama sanırım müdürün odasında ya da sekreterlik bölümündeydi.

Tabii ki benim için hâlâ erişilemez bir hedefti. Ağabeyimle ikimizin ortaklaşa oynadığımız bir atarimiz olmuştu gerçi. Üstelik neredeyse bilgisayar kadar iddialı bir görüntüsü vardı. İri tuşlu klavyesi ve kocaman disketleri ile bugün müzelik olan bir Commodore 64… Keşke satmasaymışız.

• 1994 Çince konuşan ülkelere özel Windows sürümü Windows 3.2, Çin Halk Cumhuriyeti ve Tayvan gibi Çince konuşan ülkelerde raflardaki yerini aldı.
Ben de ilk yıl sonu karnemi… Hepsi 5, pekiyi!

• 1995 Windows 95 piyasaya sürüldü. Başlat menüsü, Internet Explorer ve görev çubuğu ilk olarak bu sürümde sunulmuştu.

Büyük değişim yaşanmaya başladı. Windows bugün hâlâ izlerini taşıyan karakteristik hüviyetine yakın bir ara yüzle giderek kullanıcı dostu olmaya başlıyordu. Ben ise atariden Tetris’ e terfi ederek potansiyelimi geliştirmeye devam ediyordum.

• 1998 Taşınabilir aygıtlar için geliştirilmiş Windows’lar olan Windows CE satışa sunuldu.
Taşınabilir aygıt dendiğinde o günlerden aklımda kalan yegane şey; kocaman bataryası ve ahizesiyle birlikte son derece ciddi görünen ve otomobillere apayrı bir büyüleyici özellik kazandıran araç telefonlarıydı.


Benzer bir hissi geçen yıl askerde sahra telsizi denen aleti gördüğümde de yaşadım. Bazı şeylerin değişmesi zaman alabiliyor.

• 1998 Windows 98 satışa sunuldu.


98 sürümlü hemen her şeyi çok güzel anımsıyorum. Windows 98 benim PC denen büyülü kutuya artık aşina olmaya başladığım sürümdü ve yeri o nedenle hâlâ ayrıdır. Tıpkı FIFA 98 gibi… Bugün bile Blur’dan ‘Song 2’ dinleyip heyecanlanmamak ne mümkün!

• 2000 İlk iş interneti olan işletim sistemi Windows 2000 satışa sunuldu.
Artık Anadolu lisesindeydim ve bilgisayarın dersini almaya başlamıştım. Bilgisayar laboratuvarı denen oda okulun eğitimde geldiği çağdaş seviyenin bir nişanesiydi. Her dersten sonra itinayla üzerini örttüğümüz derste iki hoca birden görev yapar, işi sağlama alırdı.


Ama biz çoktan Matrix’i izlemiş, bu ciddi görüntünün bir yanılgıdan ibaret olduğunun bilincine ermiş idik. Super Mario yüklü disketlerimizle derslerde ‘sisteme meydan okuyorduk’.

• 2001 Çoğu yeni özelliğin eklendiği günümüzdeki Windows’ların öncüsü olan Windows XP satışa sunuldu.


Evimize ilk giren PC’de yüklüydü; ki hâlâ kullanıyorum. Eskimeyecek kadar iyi düşünülüp tasarlanmış ve bence en ideal Windows sürümüydü.

• 2004 Windows’un ilk 64-bitlik versiyonu sayılabilecek Windows XP x64 Edition sürüldü.
Kurulumlar esnasında hâlâ bir tereddüt yaratır. 32 mi yüklüyorduk 64 mü?

• 2006 Windows Vista’nın beta sürümü satışa sunuldu.
Sizi bilmem ama birkaç zorunlu sefer dışında ben hiç kullanmadım, hiç ısınamadım da. XP gözümüzde biraz daha yücelmişti sayesinde.

• 2009 Windows 7 işletim sistemi piyasaya sürüldü.
Gerek üniversitede, gerekse ofislerde yüklenmek zorundaydı. Mecburen ısınmaya başladık.

• 1 Kasım 2012’de, Windows 8’in Türkiye lansmanı yapıldı.
Akıllı telefonlarla dijital dünyanın çehresi bir hayli değişmişti ve bu değişim monitörlere de yansımak zorundaydı. Windows 8 ara yüzü ve getirdiği yeniliklerle ilk defa ciddi bir değişime davet ediyordu bizleri.


Tatmin eden bir değişim oldu genel itibariyle. Ama başlat menüsü bir anda kayboldu! Boşuna XP demediğimizi bir daha görmüş olduk.

• 2015 Windows 10 lansmanı yapıldı.


Windows 10, son olacakmış! Bundan böyle güncellemeler, tıpkı akıllı telefonlardaki gibi anlık yapılacak ve yeni bir sürüme daha ihtiyaç duyulmayacakmış. Çok şükür!

*Tarih bilgileri Wikipedia’dan alınmıştır.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

 

Gürsoy Ercan: 2004 yılında Galatasaray Üniversitesi’ni kazanmış, Fransızca temelli eğitim veren bu kurumda, altı yıl boyunca İletişim Fakültesi’ne devam etmiştir. 2006 yılında henüz üniversiteye devam ederken, çalışma hayatına da adım atmıştır. Eurosport Türkiye adlı spor kanalında yedi yıl boyunca dünyanın dört bir yanında, gerçekleştirilen yüzlerce farklı turnuvadan spor müsabakalarının canlı anlatımlarını başarıyla gerçekleştirmiştir. Son yıllarda teknoloji felsefesi ve gastronomi üzerine okumalarına devam etmekte olup; öğrenmeyi ve öğretebilmeyi çok sevmektedir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale