X

Wabi-Sabi felsefesini benimsemek: Modada kusur ve doğallık

Günümüz dünyası üzerimizde sürekli mükemmel olma ve her şeyi kusursuz yapma baskısı yaratırken, Japonya’nın kadim felsefesi wabi-sabi tüm bunlara karşı çıkıyor. Sosyal medya filtreleri, tek tipleşmiş estetik uygulamaları ve trendler arasında kendi kimliğini bulmak isteyen herkes için kurtarıcı bir güce dönüşüyor. Modern dünyanın parlak, çekici ve bakımlı görünen standartları arasında kendinize özgü bir yol çizmek istiyorsanız, kusurları benimsemeye odaklanan bu yaşam biçimi size fazlasıyla yardımcı olabilir. Sürekli satın alma ve bir şeylere yetişme duygusundan çıkarak yüzeye değil derindeki duygulara yönelmek, zamanın hızlı ritmine rağmen kendi yavaşlığınızı benimsemek, hayatınızdaki altın kurallardan birine dönüşebilir. Bir yaşam biçimi olmanın dışına taşarak moda, ev dekorasyon ve güzellik alanlarına sıçrayan wabi-sabi, ruhunuzu her alanda zenginleştirerek dünyaya bakış açınızı kökten değiştirecek!

Wabi-sabi felsefesi neyi öğütler?

Wabi-sabi, Zen Budizmi’nden beslenen ve yüzyıllardır Japon kültüründen beslenen bir felsefedir. Maddenin doğasını ve zamanın geçiciliğini kucaklayan bu anlayış, kusurları gizlemektense kabullenmeye odaklanır. Parlak, simetrik ve popüler olandan ziyade doğal, sade ve alçakgönüllü olana yönelir. Bu da özellikle kusursuzluğu ve kesintisiz üretkenliği savunan günümüz dünyasında etkili bir başkaldırıya dönüşmesini sağlar. Wabi-sabi’nin temelinde üç ana prensip yatar:

Kusurluluk (Wabi): Bu kavram, hayattaki ve nesnelerdeki kusurları kabullenmekle ilgilidir. Yaşamdaki tüm unsurların doğal olarak kusurlu olduğunu, bunun ise esas güzellik olduğunu savunur. Seramik kasedeki çatlaklar, kumaş üzerindeki yırtıklar ve insan yüzündeki kırışıklıklar arka plandaki yaşanmışlığa işaret eder. Her şeyin olduğu gibi ilerlemesini varoluşçu bir şekilde ele alan bu felsefede, kusurlar saklanacak şeyler değil, aksine kişiye karakter ve özgünlük katan benzersizlik izleridir.

Geçicilik (Sabi): Bu kavram, yaşamdaki her şeyin zamanla değiştiğini ve asla sabit kalmadığını, bu değişimin ise başlı başına güzel göründüğünü savunur. Doğanın en etkileyici manzaralarının değişiklikten geldiği fikrine odaklanır. Bu nedenle eşyaların, gençliğin ve insan güzelliğinin de yıllanarak arttığını hatırlatır. Yaşlanmayı korkulacak bir şey olarak değil, kişiyi nihai haline ulaştıran bilge bir sürecin parçası olarak tanımlar.

Eksiklik (Yugen): Bu kavram, tamamlanmış olandan ziyade eksik bırakılan şeye odaklanma fikrini savunur. Fazlalık ve abartıdan uzaklaşarak sade ve işlevsel olanı değerli görür. Bu nedenle hayatta da aşırı süslü ve parıltılı şeyler yerine sadeliği tercih etmek gerektiğini söyler. Dikkat çekme çabasından uzak durmayı ve zarafete yönelmeyi, kişinin kendi iç dünyasını zenginleştiren güçlü bir duruş olarak kabul eder.

Özetle; wabi-sabi bize, tüm prensipleriyle kusursuz olmak zorunda olmadığımızı hatırlatır. Aksine hayattaki tamamlanmışlıkların ve parıltılı görünümlerin, aslında içimizi boşaltan ve bizi kendimizden uzaklaştıran araçlar olduğunu savunur. 

Moda ve güzellik dünyasında wabi-sabi etkisi

Wabi-sabi, günümüz dünyasında özellikle moda ve güzellik endüstrilerinin dayattığı hızlı tüketim kültürü karşısında güçlü bir duruş sergiler. Sürekli yenilenen trendleri kovalamaktan yorulduysanız, edineceğiniz basit wabi-sabi prensipleri ile günlük hayatta çok daha bilinçli tercihler yapabilirsiniz.

1. Yavaş moda 

Wabi-sabi felsefesi, parçaların eskidikçe kimlik ve güzellik kazandığı fikrinden yola çıkar. Bu felsefe moda dünyasında bizi vintage ve ikinci el ürünlere yöneltir. Keten, yün, pamuk gibi doğal kumaşlar çevreye daha az zarar verir ve eskidikçe güzelleşir. Bu anlayışı gardırobunuza taşımak için trend moda hareketleri yerine ikinci el kıyafet pazarlarına yönelebilir, elinizdeki eski kıyafetleri yenileyerek tekrar kullanabilir veya takas sisteminden faydalanabilirsiniz. Bu sistem sayesinde kıyafetleri sürekli yenileme ve indirim dönemlerini takip etme baskısından da kurtulmuş olursunuz.

2. Kintsugi estetiği

Kintsugi uygulaması, wabi-sabi’nin modadaki en belirgin prensibidir. Aslında Japon seramik yenileme sanatı olan bu uygulama, yıpranmış eski kıyafetleri yeniden değerlendirme fikrine odaklanır. Eski bir cekete veya pantolona yama yapmak, düğmeleri değiştirmek veya dikişleri yenilemek, kıyafete yeni bir ruh kazandırır. Üzerinde yıpranma izleri gördüğünüz kıyafetleri bu yaklaşımla yenileyerek onlara yeni bir hikaye katabilir ve dolabınızı size özgü hale getirebilirsiniz.

3. Yaşlanmanın onuru

Wabi-sabi kendini güzellik alanında da gösterir. Özellikle son dönemde kadınları hedef alan ve sürekli genç, güzel olma baskısı kuran sektöre karşı çıkararak kusursuz cilt ve yaşlanma karşıtı bakım takıntısını ortadan kaldırır. Yaşamdaki kusurları kabul eden bu yaklaşım yaşlanmayı onurlandırarak, kişinin olduğu hali ile özdeşleşmesini sağlar. Böylece hem sonu gelmeyen bakım ritüellerini takip etme zorunluluğunu giderir hem de bireyin kendinden memnun hissetmesine yardımcı olur.

4. Abartısız zarafet

Gösterişten uzak ve abartısız bir zarafeti savunan wabi-sabi, bireyin öncelikle iç sesine odaklanması gerektiğini söyler. Dış dünyanın getirdiği sürekli onay alma ihtiyacını gidererek içsel dünyayı öne çıkarır. Bu prensibi uygularken işe ilk önce kendi içinize yönelerek ve kişisel isteklerinizi kabul ederek başlayabilirsiniz. Ardından makyajsız sokağa çıkmaktan, insanlara “hayır” demeye kadar oldukça geniş bir alanda wabi-sabi’nin olumlu etkilerini yakından test edebilirsiniz.

Genel olarak doğal ritmi bulmakla ilgili olan wabi-sabi, dönemsel trendlerin ötesine geçerek kendinizle daha barışık bir dünya kurmanıza yardımcı olabilir. Üzerinizdeki mükemmeliyetçilik prangalarını sökerek kişisel değerlerinize ve sizi siz yapan özelliklerinize odaklanarak, çok daha mutlu ve huzurlu bir yaşam kurabilirsiniz.

Kaynak: thespruce, medium

İlginizi çekebilir: Mükemmel olmak için çabalamanıza gerek yok

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale