X

Vücudunuza her mevsim iyi bakın: Sonbahar depresyonu ve beslenme

O çok sevdiğimiz sıcak yaz mevsimi gitti ve çoğumuzun pek de hoşlanmadığı sonbahar, yağmurlu havaların gelmesiyle resmen başladı. Sonbahar için bir mevsim geçişi diyebiliriz. Bu mevsim geçişinde vücutta hormonal değişimler yaşanmaya başlıyor ve sonucunda depresyon eğilimi artıyor. Özellikle güneş ışınlarının az olmasından etkilenen serotonin ve melatonin hormonlarının düzeylerindeki değişiklikler bu depresyonu beraberinde getirebiliyor.

Gündüzlerin kısalması gecelerin uzamasıyla birlikte karanlıkta salgılanan melatonin hormonu artmaya başlar. Melatonin artınca da uykuya düşkünlük artar ve sonucunda kişilerde bitkinlik, uyuşukluk oluşur.

Yaz aylarında güneş ışığı ile sentezlenen mutluluk, neşe kaynağı serotonin hormonu yüksektir. Bu yüzden güneşin etkisini düşürmesiyle serotonin hormonu azalmaya başlar. Serotonin düşüklüğü başlıca depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Serotonin hormonunun yaz aylarında artışı ile insanlar iştahsız, kış aylarında azalmasıyla birlikte iştahlı olurlar. Bu iştahsızlık mutsuzluktan geldiği için normal beslenme düzeninden uzaklaşılıp daha çok şekerli gıda tüketimi ile anlık mutluluk sonrası yine depresyon olan içinden çıkılamayacak bir döngüye girilmiş olunur.

Serotonin besinlerden direkt alınamaz fakat bazı besinler serotonin sentezlenmesini destekler. Serotonin hormonunun üretilmesinde triptofan aminoasidi etkilidir. Triptofan hindi, tavuk, kırmızı et, yumurta ve peynir gibi belli başlı proteinden zengin besinlerde bulunur. Ayrıca çinko, magnezyum, omega-3 içeren yiyecekler de büyük önem taşır.

Sonbahar mutsuzluğunu kontrol altına almak için özellikle B grubu vitaminlerden zengin beslenilmelidir. Tam tahıllar, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, et ve süt ürünleri…

En önemlisi de mutsuz olmak yerine her mevsimin gelip geçtiğini unutmadan o mevsimin de güzelliklerini görüp yaşamaktır.

Şeker ve şekerli yiyecekler ve hamur işlerinden uzaklaşın.

Hareketsiz geçen bu mevsimde size anlık mutluluk verecek bu yiyecekler ile vücudunuza kilolar ekleyerek sonraki zamanlarda daha mutsuz olursunuz. O yüzden her zaman için bu yiyeceklerden uzak durmak en güzeli…

Rafine karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidratları tercih edin.

Tam tahıllar, esmer pirinç, bulgur hem mevsim geçişinde açılan iştahınızı dengeleyecek hem de depresyon karşıtı B grubu vitaminleri almanızı sağlayacaktır.

Sonbahar enerjinizi korumak için mevsim meyve ve sebzelerini tercih edin.

Hem hastalıklara yakalanmamış hem de atıştırmalık, tatlı ihtiyacınızı sağlıklı şekilde karşılamış olursunuz. Ayrıca mevsim geçişinde bağışıklık sistemini de güçlendirmiş olursunuz.

Sonbaharda da yeterli ve dengeli beslenin

Yazdan kalma bazı düzensiz alışanlıklarınızı terk edip, meyve tüketme su içme gibi faydalı alışkanlıkları sürdürmelisiniz. Düzensiz beslenme ile orta çıkan ani açlıklar beslenmenizin sağlıksız yöne kaymasını sağlar. Az az sık sık beslenme sonbaharda iyi hissetmek için oldukça önemlidir. Mevsim meyve ve sebzelerini tüketerek, mevsimin hastalık yapıcı faktörlerinden korunmuş olursunuz. Çok yağlı çok şekerli ve paketli hazır yiyeceklerden bu mevsim de uzak kalmak sindirim siteminiz için yapılabilecek en iyi şey olacaktır.

Magnezyumdan zengin besinleri daha sık tüketin.

Badem, ceviz, fındık, fıstık, muz, kurubaklagiller, tahıllar, yeşil yapraklı sebzeler magnezyumun temel kaynaklarıdır. Bu dönem bir de magnezyumdan eksik beslenirseniz; yorgunluk, halsizlik, mutsuzluk daha fazla hissedilebilir. Vücudunuzda enerji problemi yaşanmaması ve zinde bir sonbahar için ara öğünlerde bu mutluluk verici besinleri tüketin.

Süt ve ürünlerine diyetinizde yer açın.

Hem protein hem de depresyonda önemli rolü olan vitamin ve mineral desteği olacak… Özellikle yoğurt ve kefir probiyotik kaynaklardır ve probiyotiklerin modunuzu iyileştirici etkileri mevcuttur.

Beslenmenizden omega-3’leri eksik etmeyin.

Omega 3 serotonin miktarının artmasını sağlar. Bu sayede mutluluğunuz artar ve ruh hali değişimleri dengelenir. Baş kaynak olan balığı haftada 2 kere tüketin. Her gün 3 tam ceviz yemeye gayret edin. Semizotu da omega 3 bakımından zengindir, sofranızdan çiğ veya pişmiş eksik etmeyin. Keten tohumunu ve avokadoyu beslenmenize ekleyerek omega 3 almaya çalışın.

Kafeini abartmayın.

Havaların serinlemesi ile sıcak içecek arayışı artar ve daha çok çay kahve tüketilmeye başlanır. Su ihtiyacı fazla kahve tüketimiyle artmasına rağmen serinleyen havalar yüzünden su tüketimi azalır ve bu dengesizlik yorgunluğu tetikler. Günde maksimum 3 kahve hakkınız olduğunu unutmayın.

Fazla kahvenin, çayın yerini bitki çaylarına verin.

Özellikle rezene ve papatya serotonin açısından da destekleyici olacağından gün içinde veya gece uyumadan önce rahatlamanızı gevşemenizi sağlayacak bu çayları tüketin.

Düzenli ve kaliteli uyuyun.

Düzensiz uyku size gün içinde enerjisiz hissettirir ve siz de bu enerjiyi karşılamak adına yanlış beslenmeye yönelirsiniz. Düzensiz uyku ardından gelen düzensiz beslenme sonbahar depresyonunun daha ağır hissedilmesine neden olur.

Özellikle gece tam olarak karanlık bir odada uyumak melatonin hormonunun yeterli miktarda sagılanmasını destekler. Sabah yataktan gerçekten uykunuzu almış olarak kalkınca güne daha iyi başlarsınız.

Düzenli egzersiz yapın.

Sadece evde oturmak size daha enerjisiz hissettirecektir, sonbahar yorgunluğunu üzerinizden atıp canlanmanız için düzenli doğa yürüyüşleri yapın, başka egzersizler de olur. Böylelikle modunuz değişecek ve iştahınız dengelenecektir. Hatta iştahınızın açık olduğu saatlerde yürüyüş yaparak sağlıklı beslenmenizi daha rahat devam ettirebilirsiniz.

Güneşe çıkın.

Havalar hep yağmurlu hep bulutlu olmayacak elbette. Yürüyüşlerinizi güzel havalarda güneşli saatlere denk getirerek hem yazdan doldurduğunuz D vitamin deposuna katkıda bulunun hem de güneş ten enerji alarak canlanın.

Küçük ama etkili bu uyarıları dikkate alarak keyifli bir sonbahar geçirebilirsiniz.

 

İlginizi çekebilir: Sonbahar sebzeleriyle hazırlanan birbirinden lezzetli, pratik ve besleyici vegan yemek tarifleri

Dyt. Buket Koçoğlu: Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden şeref öğrencisi olarak mezun oldum. O günden bu güne sofralara olabildiğince dokunmaya çalışıyorum. Beslenmede herkes için aynı doğruların olmadığına inananlardanım. Beslenme bir derya ve parmak iziniz gibi size özel... Hayatlarınıza bu denli özel bir alandan dokunup değiştirebilmek benim için çok değerli... Her yeni hayat yeni bir macera; yeter ki siz de bu işin sağlığınız için ne kadar önemli olduğu bilincine ve en önemlisi bu vücuttan başka gidecek yeriniz olmadığının farkına varın... Benimle bu muhteşem keşif sürecine var mısınız?

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale