Uzmanlara göre neden toksik ilişkileri sürdürmeye çabalarız?

Herhangi bir mesleki başarı veya eğitim seviyesindeki her insan, herhangi bir yaşta, kendini kötü giden bir ilişkiyi sürdürmeye çalışırken bulabilir. Eğer siz de şu anda böyle bir ilişkinin içine saplanmış biriyseniz ya da sevdiğiniz birinin neden böyle bir şeyi sürdürdüğünü sorguluyorsanız, bu yazı sizin için faydalı olabilir. Unutmayın, her türlü ilişki, toksik olma ihtimali taşır. Eğer bireysel veya ilişkinizle ilgili çözemediğiniz sorunlar olduğunu düşünüyorsanız mutlaka bir uzmana danışın. Neden toksik ilişkileri sürdürürüz, daha fazlasını keşfetmek için okumaya devam edin.

İnançlarımızın etkisi

Kendimiz ve başkaları hakkında bu seçimleri etkileyen çeşitli inançlara sahibiz. Doğru yardım veya desteğin, partnerimizin potansiyeline ulaşmasına yardımcı olabileceğine ve bunu sağlamamız gerektiğine inanabiliriz. Ayrılırsak onu inciteceğimizden, partnerimizin bizim etkimiz olmadan sarmal hareket edebileceğinden korkabiliriz. Hayallerimiz, bu kişiye olan bağlılığımızla yakından bağlantılı olabilir ve ayrılık, o hayallerin gerçekleşmeyeceği anlamına gelir. Belki de birincil rolümüzün – bu kendimizi kaybetmek anlamına gelse bile- başkalarını iyileştirmek ve onlara bakmak olduğuna inanıyoruz… Ya da bencil olmaktan korkuyoruz, kendi karşılanmamış ihtiyaçlarımız ve arzularımız yüzünden bir ilişkiden ayrılma fikrini dahi düşünülemez buluyoruz.

Partnerimiz hakkında öğrendiğimiz yeni bilgiler ve onlarla başa çıkma şeklimiz

Toksik bir ilişki içindeyken, bilişsel uyumsuzluk dediğimiz şeyi yaşarız. Partnerimiz hakkında inançlarımız, değerlerimiz ve fikirlerimizle çelişen bir şey öğrendiğimizde birkaç seçeneğimiz vardır:

  1. Yeni, çelişkili bilgileri dikkate almamak (“Eminim öyle demek istemedi.”, “Söylediklerini, yaptıklarını hatırlamıyorum.”)
  2. Bilgiye karşı savaşmak (“Beni aldattığını ima etmeye nasıl cüret edersin? Senin böyle düşünmen umrumda değil.”)
  3. Bilgiyi gerekçelendirmek (“Bu gerçekten taciz değil, ayrıca bunu hak ediyorum.”)
  4. İnançlarımızı ve değerlerimizi bu yeni bilgilere uyacak şekilde değiştirmek (“Hayvanlara karşı nazik olduğunu düşünmüştüm ama şimdi köpeğini dövdüğünü gördüm, bu yüzden yanılmış olmalıyım.”)

Bilişsel uyumsuzluk, yukarıdaki ilk üç örnekten herhangi biri olarak ifade edilebilir. Her durumda, yaptığımız şey, beyinlerimizin aynı anda çelişkili fikirleri tutmasını sağlamaya çalışmaktır. Dördüncü örnek ise yeni bir şeyin ışığında fikrimizi değiştirmemizi gerektirir. Bu toksik bir ilişkide genellikle korkutucu bir ihtimaldir, çünkü ilişkiyi bitirmek gibi kesin eyleme kapı açar.

Arkadaşınızın kötü ilişkisine dışarıdan bakmak

Çoğumuz, daha önce bir arkadaşımızın kendisi için kötü olan ilişkisini neden sonlandırmadığını merak etmişizdir. Genellikle bunun nedeni, bu ilişkinin o kişinin hayatını belirlemesidir; yani doğru olduğunu bildiği tek şey budur. Çoğu zaman buna, diğer kişiyi değiştirecek kişinin kendisi olduğu inancı da eşlik eder.

Bu noktada, kötü ilişkilerin her zaman “kötü” gitmediğini hatırlamakta fayda var. Toksik bir ilişki içinde olan herkes, bunun her zaman siyah veya beyaz kadar net olmadığını bilir. Her ilişkide olduğu gibi, bu tür bir ilişkide de mutluluk anları, umduğunuz değişikliğin bir anlık görüntüsünü yakaladığınız anlar ya da dönüm noktası olduğunu düşündüğünüz anlar vardır…

Sonuç olarak diğer insanlar üzerinde bir kontrolümüz yok. Üzerinde kontrol sahibi olduğumuz tek kişi kendimiziz. Bu yüzden, o insanda gördüğünüz potansiyel, başka birine dönüşeceğine dair sahip olduğunuz inanç, ancak bir yere kadar gider. Gerçek olması için o kişinin de bu potansiyelin farkında olması ve bunun için çabalaması gerekir. Yani ilişkiye yatırım yapması gerekir.

Kalmalı mı yoksa gitmeli miyim?

Kendi kendinizle nasıl konuşursunuz: İlişkinizi düşünürken, kendinize “Aynı durumu yaşayan bir arkadaşıma ne söylerdim” diye sormanız faydalı olabilir. Arkadaşlarımızın durumları hakkında daha doğrudan ve daha şefkatli olma eğilimindeyiz. Bu yüzden kendinizle, sevdiğiniz bir arkadaşınızla konuştuğunuz gibi konuşmanız her zaman iyi bir tavsiyedir. Arkadaş gözlüğünüz takılıyken kendi durumunuza bakmak, neler olup bittiğini, neyin hüsnükuruntu olduğunu ve hangi sorunlarla ilgili harekete geçilmesini gerektiğini belirlemenize yardımcı olabilir.

Partnerinizin değişmeye hazır olduğunu nasıl anlarsınız: Peki, birinin kendini geliştirmeye ve değiştirmeye adadığını nasıl anlarsınız? Cevap basit: Bunun için eyleme geçer! Yapacağını söylediği şeyi yapar, sözleri eylemleriyle örtüşür. Ayrıca kendi sorunlarını tanır ve kabul eder. Çözüm için harekete geçme konusunda kararlıdır. Sorun hakkında konuşmaya ve sorunu çözmek için size karşı değil, sizinle birlikte bir ekip olarak çalışmaya isteklidir. Düzeltilmesi gereken bir şey olduğunun farkındadır.

Zihinsel veya duygusal olarak toksik bir ilişki içindeyseniz, partneriniz yaptığı şeyin yanlış olduğunu anlayıp onu sonlandırana kadar değişim gerçekleşmeyecektir…

Durumunuzu nasıl değerlendirebilirsiniz: Umut her şeyi gölgelerken bu tür bir ilişkide ne yapacağınıza karar vermenizin zor olduğunu biliyoruz. Yapılacak en iyi hareket, kendinize yeniden değerleriniz ve hedeflerinizi hatırlatmak; sonra da şu soruyu sormak olabilir:

“Bu insan beni gitmek istediğim yere götürecek mi? Onun yanında gerçekten olduğum kişi olabiliyor muyum ve onunla birlikte olmak istiyor muyum? Aynı değerleri paylaşıyor muyuz?”

Sizin için neyin önemli olduğunu belirledikten sonra, umuyoruz ilişkinizle ilgili en doğru seçimi yapabilirsiniz…

İlginizi çekebilir: Toksik ilişkilerden kurtulmak için ipuçları

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!