X

Tüm yönleriyle alkali beslenme: Hangi besinleri içerir, neden yararlıdır?

Son zamanlarda alkali beslenmeye duyulan ilgi bir hayli arttı. Ünlülerin de bu akıma katılmasıyla birlikte, sıkça duymaya başladığımız bu beslenme şekli, giderek herkesin dikkatini çekmeye başladı. Peki özellikle kanserle mücadelede kilit rol oynadığı söylenen alkali beslenme nedir? Hangi besinleri içerir ve neden faydalı?

Aslında alkali beslenme şeklinin yararlı olduğuyla ilgili elimizde yeterince bilimsel veri henüz mevcut değil. Öte yandan tıpkı diğer beslenme akımları gibi alkali diyet de belirli bir bilimsel temele dayanıyor. Besinlerin alkali ve asidik olarak iki alt başlığa ayrıldığı bu diyette asidik besinler hayvansal proteinler, süt ve süt ürünleri ve tahıllarından oluşuyor. Alkali besinler arasında ise genel olarak potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi asidik ortamı düzenleyen ve pH değerini yükselten mineralleri içeren meyve ve sebzeler yer alıyor. 

Besinlerin alkali ve asidik olarak iki alt başlığa ayrıldığı bu diyette asidik besinler hayvansal proteinler, süt ve süt ürünleri ve tahıllarından oluşuyor.

Alkali beslenme neden yararlı?

Bu beslenme şeklinin neden yararlı olduğu, ya da yararlı olup olmadığıyla ilgili farklı görüşler mevcut. Yararlı olduğunu savunanlara göre insan vücudundaki hücreler, vücudun genel pH seviyesine karşı çok duyarlı. Bu seviye alkalik olduğunda kaslar, beyin, sindirim, üreme ve dolaşım sistemleri düzgün bir şekilde işleyebiliyor. Ne var ki pH seviyesi 7’nin altına düşüp asidik olduğunda erken yaşlanma, kalp hastalıkları, kilo alma, yorgunluk, sinir sorunları, kanser, alerji ve kas rahatsızlıkları gibi hastalıklar baş gösterebiliyor. Bunu savunan kesim, bireyin tükettiği besinleri yüzde 20-25 oranında asidik, yüzde 75-80 oranın alkalik gıdalardan seçmesi gerekiyor.

Alkali beslenmenin fazladan kayda değer bir fayda sağlamadığını söyleyen kesim ise, vücudun pH seviyesini kendi kendine dengeleyebilme özelliğinin olduğunu, tükettiğimiz besinlerin vücudumuzun pH seviyesine olan etkisinin oldukça sınırlı olduğunu ifade ediyor.

Hangi hastalıklarda önemli?

Alkali beslenmenin genel olarak kemik sağlığı, kanser, kalp hastalıkları ve diyabetle mücadelede kilit rol oynadığı ifade ediliyor. Bununla ilgili genel görüş, vücuda fazla hayvansal protein alındığında bunun işlenebilmesi için kemiklerdeki kalsiyumun çekilip kullanıldığı yönünde.

Öte yandan alkali beslenmenin sürekli birlikte anıldığı kanserle mücadele konusu ise, kanserli hücrelerin asidik ortamlarda daha kolay büyümesiyle ilgili. Bu nedenle alkali beslenmenin kanseri önlediği ve kanserle mücadele ederken olunan tedavilerin etkisini artırdığı belirtiliyor. Karşıt görüş ise, tükettiğimiz asidik gıdaların vücudun ve dolayısıyla hücrelerin pH seviyesine fazladan bir etkisinin olmadığını, bunun daha çok idrarın pH dengesini asidik hale getireceğini söylüyor.

İlginizi çekebilir: Kanser riskini azaltmak için 13 öneri

Alkalik ve asidik besinleri gösteren tablo.

Alkali beslenme hangi besinleri içeriyor?

Alkali beslenme, daha önce de belirttiğimiz gibi magnezyum, potasyum ve kalsiyum gibi mineralleri içeren meyve ve sebzelerden oluşan bir diyet şeklidir. Bu tür bir diyete mutlaka dahil edilmesi gereken besinleri şu şekilde sıralayabiliriz:

Brokoli,

Avokado ve avokado yağı,

Badem,

Roka,

Kırmızı pancar,

Kuşkonmaz,

Enginar,

Fesleğen.

İlginizi çekebilir: Kış sofralarının vazgeçilmezi: pancar

Sonuç olarak konuyla ilgili yapılan bilimsel çalışmalar henüz tam anlamıyla yeterli sonuçlara ulaşmamızı sağlamadığı için, alkali beslenme ile ilgili tam olarak olumlu ya da olumsuz yorumlarda bulunmak için henüz çok erken olduğunu söyleyebiliriz. Ancak zararlı olduğu kesinleşen işlenmiş yiyeceklerin asla tüketilmediği ve normalde de sınırlı tüketilmesi gereken hayvansal proteinlerin sınırlandırıldığı alkali beslenme şeklinin bu açılardan yararlı bir diyet şekli olduğu ifade edilebilir.

İlginizi çekebilir: Diyet yapmadan kilo verme maceram: Alkali ve Paleo sentezi

Kaynak:

everydayhealth.com

wellnessbin.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale