X

Tatil Sonrası Depresyonu nedir ve nasıl atlatılır?

Havaalanına doğru yoldayım. Güneş pırıl pırıl, gökyüzünde bir tek bulut bile yok; aydınlık, radyodan yükselen müzik ve gözümün önünden geçen Güney Afrika hatıraları. İlk uzun yolculuğum, ilk uzun seyahatim, ilk Afrika deneyimim, bir hayalimi daha gerçekleştirmiş olmanın mutluluğu ve gururu.

Bir yandan on üç günün ne kadar hızlı geçtiğini düşünürken diğer yandan o on üç güne sığdırdığım anlar, hikâyeler, kahkahalar, sarılmalar geliyor aklıma.

Anların içine girdikçe gözlerim doluyor, karnıma bir ağrı saplanıyor; hani ya çok üzülünce ya da mutluluktan saplanan ağrılardan. Bu sefer ise dünyanın en güzel coğrafyasından ayrılıyor olmanın verdiği üzüntüden. Sanki birini kaybetmişim gibi hissediyorum, öyle üzgün ve mutsuz.

Seyahat sonrası dönüş hep sancılı olmuştur; ama bu seferki sancı diğerlerinden biraz daha farklı olunca beni bir merak aldı ve acaba bunun tıpta bir adı var mı diye araştırmaya başladım.

Tatil sonrası depresyonu

Yabancı kaynaklarda PHD yani “Post Holiday Depression” olarak geçiyor ben Türkçeye “Tatil Sonrası Depresyonu” olarak çevirdim.

Özellikle güzel geçen tatillerden sonra kişinin rutinine dönmesi ile birlikte hayatının ne kadar sıradan, stresli ve tatmin edici olmadığını hissetmesi durumuna tatil sonrası depresyonu adını vermişler.

Tatil sonrası depresyonunun belirtileri nelerdir?

Tatil sonrası depresyonunun belirtilerini okurken aynı zamanda aklımdan “evet, bu bende var, bu da var, evet, evet bu da var” diyerek kendi kendime karnımdaki ağrının tanısını koydum! Harika geçen on üç günlük Güney Afrika seyahatinden sonra nur topu gibi bir depresyonum olmuştu: Tatil Sonrası Depresyonu!

İşte o belirtiler

Tatil sonrası işinizden nefret etme, ilgi duymama, sürekli ağlama gibi belirtiler Tatil Sonrası depresyonuna işarettir

Kişi kendini mutsuz ve üzgün hissedebilir, hayatının anlamını sorgulamaya başlayabilir, işe karşı heyecan duymayabilir, işle ilgili her şeyden nefret edebilir, ağlama krizleri yaşayabilir, sürekli fotoğraflara bakma isteği duyabilir ve sürekli seyahati ile ilgili konuşmak isteyebilir şeklinde belirtiler özetleniyor. Evet, ben tüm bu belirtileri taşıyorum.

Bu depresyon ilk iş gününde başlayıp haftalarca sürebilirmiş ve neyse ki bu zamana kadar tatil sonrası depresyondan kimse ölmemiş!

Fakat etrafına mutluluk ve enerji saçan bünyem bu mutsuzluk durumundan pek hoşnut olmadığı için bu sefer de tatil sonrası depresyonundan nasıl kurtulabilirim acaba diye araştırmaya başladım ve hayatta kalma yollarını buldum. İşte tatil sonrası depresyonu ile hayatta kalma yolları:

1. İniş-çıkışlara hazırlıklı olun

Harika geçen bir seyahatten sonra rutine dönmek herkesi bir parça mutsuz eder. O yüzden bazen kendimi çok mutsuz hissederken bazen burada yapacaklarım aklıma geliyor ve heyecanlanıyorum. Sizin de bir süre inişli çıkışlı anlara hazırlıklı olmanızda fayda var.

2. Plan yapın

Tatil Sonrası depresyonunu atlatmak için bir sonraki seyahatinizi planlayabilirsiniz

Tatil sonrası depresyonu atlatmanın en kolay yolu bence plan yapmaktır. Ben de öyle yapıyorum! Mesela hafta sonu, Güney Afrika’dan satın aldığım eşyaları çıkarıp ev dekorasyonu ile ilgileneceğim. Okuyacağım kitaplar bittiği için kitap alışverişi yapacağım ve izlenecek filmler listemden birini seçip izleyeceğim.

3. Sağlıklı beslenin ve spor yapın

Spor yaptıktan sonra salgılanan mutluluk hormonunu düşünürsek sağlıklı beslenme ve sporun depresyonun panzehri olduğunu da söyleyebiliriz. Güney Afrika mutfağı bir harikaydı, inanılmaz lezzetli yemekler yedim ama artık sağlıklı beslenmeye ve spora dönüş vakti. Zaten o son can alıcı hareketi çok özlemiştim.

4. Bir sonraki seyahatinizi planlayın

Seyahatten geldikten sonra yapılacak en güzel şey bir sonraki seyahati planlamak olmalı böylece tatil sonrası depresyonunu bir sonraki seyahati beklerken duyduğumuz heyecanla yenebiliriz. Ben de aynen böyle yapıp, haritayı açıp bir sonraki lokasyonu belirleyeceğim.

Yeni yılın ilk yazısı olması dolayısıyla herkese seyahat dolu yıllar diliyorum. Keşfettikçe daha çok öğrenip daha çok deneyimleyeceğiniz şahane bir yıl olsun:)

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Günlük travmalarla savaşırken kendinizi daha iyi hissettirecek 8 yol

Ruh sağlığımızı olumsuz etkileyebilecek 5 alışkanlık

Yardım istemek güçsüzlük değildir

Öznur Demirhan: Bu hayatta en çok heyecan duyarak yaptığım şey seyahat etmek, beni en çok motive eden şey yeni yerler görmek, olmaktan en mutluluk duyduğum yerler hava alanları, tren garları, otobüs durakları… Tek isteğim hikayemi tutkuyla ve heyecanla yaşamak, hatırımdan gitmesin diye yazmak. Ben hikayemde dünyayı keşfediyorum. Senin hikayen ne?

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale