X
    Kategoriler: ASTRO UP

Tarot falı 101: Tarot nedir, ne işe yarar? Kolay tarot falı nasıl bakılır?

Çoğu insan gibi siz de tarot kartlarına muhtemelen aşinasınızdır. Peki tarot falı ne anlama geliyor, biliyor musunuz? Gizemli havasıyla dikkat çeken tarot kartları yüzyıllardır eğlence, kehanet ve kendini gerçekleştirme gibi amaçlarla kullanılıyor. Kökleri erken Rönenans’a dayanan tarot, bugüne dek pek çok değişiklik geçirdi. Günümüzde standart hale gelen tarot destesi ise 1910’da Pamela Colman Smith tarafından resmedildi.

Tarot destesi, tıpkı bir iskambil destesine benzer yapıya sahip 78 adet karttan oluşur. Onu iskambil kartlarından ayıran şey, ruhun evrimindeki değişimleri temsil eden 22 Büyük Arkana kartı içermesidir. 56 Küçük Arkana, insan deneyiminden gelen evrensel duyguları, eylemleri ve durumları temsil eder. Böylece doğru soruları sorduğumuzda hayatımızın neresinde olduğumuza, hangi enerjilerle uğraştığımıza dair yeni bir bakış açısı kazanabilir ve nasıl ilerleyeceğimiz konusunda rehberlik alabiliriz. Eğer siz de tarot falı nedir, tarot falı ne işe yarar, tarot falı neyi gösterir, tarot falı nasıl bakılır merak ediyorsanız tüm bu sorulara yanıt bulmak için yazımızı okumaya devam edin.

Tarot falı nedir?

Tarot şaşırtıcı bir şekilde, nispeten modern bir zanaat. Tarot destelerinin kökeni 1400’lere kadar uzanıyor olsa da resimli kartlar başlangıçta gelecek tahmininden ziyade oyunlar için kullanılıyordu. Oyun kartlarının kullanımı yoluyla falcılık, aslında Fransız okültist Jean-Baptiste Alliette’in (takma adı Etteilla) soyadının ters çevrilmesiyle bilinir.

Sonraki yüzyılda mistikler ve filozoflar tarotun rolünü genişletmeye devam ettiler. 1890’ların sonlarında, Londra merkezli birkaç okültist Altın Şafak Hermetik Cemiyeti’ni kurdu. Kuruma bağlı kişiler; kendilerini felsefi, manevi ve fiziksel gelişime adamış ve kendi öğretim kurumlarında ökült bilimlerin prensiplerini, doğuya özgü çeşitli büyüleri ve doğu felsefesini öğrenmekteydi. Grubun kurucularından ikisi, karı koca MacGregor ve Moina Maters, tarotun sembolik gücünü ayrıntılı olarak anlatan “Kitap T” başlıklı bir el kitabı yazdı.

1909’da ise yukarıda da bahsettiğimiz gibi Arthur Edward Waite ve Pamela Colman Smith bir tarot destesi tasarladı ve yayınladı. Bu zamansız deste genellikle Rider-Waite destesi olarak bilinir; hem yeni başlayanlar hem de profesyoneller için hala en popüler tarot çeşididir.

Tarot kartları anlamları

Tarot falı nasıl bakılır anlamak için tarot kartlarını tanımakta fayda var. Tarot destesinin 78 adet karttan oluştuğunu söyledik. Bu kartlar Büyük ve Küçük Arkana olmak üzere ikiye ayrılır.

Herhangi bir sihirli uygulama (tarot, astroloji vb.) Hermetik aksiyom yani “yukarıda olduğu gibi, aşağıda da” felsefesi üzerine kuruludur. Buna göre, tüm evren bir tarot destesinde bulunur ve her kart bir kişiyi, yeri veya olayı temsil eder. Bu semboller hem daha büyük sırları ifade eden Büyük Arkana kartlarında hem de daha küçük sırları ifade eden Küçük Arkana kartlarında tasvir edilmiştir.

Büyük Arkana kartları anıtsal, çığır açan etkilerdir. Yolculuklarımızı noktalar ve her biri güçlü bir mesaj olarak tek başına durur, döngülerin başlangıçlarını veya sonlarını tanımlayan yaşamı değiştiren hareketleri temsil ederler. Bu dinamik kartlar, belirgin dönüşüm anlarına işaret eder. Kartlar, yaşam boyunca daha büyük yolculuğumuzdaki istasyonları temsil edecek şekilde numaralandırılmıştır; kronolojik sıraları zamanın geçişini ortaya koyar.

Küçük Arkana kartları ise günlük meseleleri yansıtır. Bu kartlar dans etmek, içmek, uyumak veya kavga etmek gibi sıradan faaliyetlerde bulunan sıradan insanları gösterir. İnsan davranışları tarafından tetiklenen ve geçici olabilecek veya yalnızca küçük bir etkiye sahip olabilecek yumuşak geçişler sırasında ortaya çıkan eylemi önerirler.

Tarot falı ne işe yarar?

Büyük ve Küçük Arkana kartları birlikte kapsamlı bir resimsel dil oluşturur. Aradığımız tüm cevapların, her kartın bir kişiyi, durumu veya olası sonucu gösterdiği destede doğuştan var olduğunu hatırlamak önemlidir. Tarotla ilgili gizli bulmacalar veya gizli ajandalar olmadığından, anlamı ayırt etme yeteneği kendi anlatı yorumunuzda yatar. Bu yüzden tarot falı bakacak kişi sadece kartlardan değil sezgilerinden de yararlanır. Onun yorumu da fal üzerinde ciddi etkiye sahiptir.

Herhangi bir tarot okumasından önce, destenin karıştırıldığından (veya “temizlendiğinden”) emin olmak gerekir. Tarot falı sırasında sorunuzu görselleştirerek kartların fizikselliğini elinizde hissedin. Kartları başka bir kişi için okuyorsanız bu düşünceli anı, onların durumunun kökenine inmek ve onlar için özel sorular formüle etmenize yardımcı olmak için kullanın. Bunun için istediğiniz sürede bekleyebilirsiniz. Manevi boyutlar arasındaki yolu açtığı düşünüldüğü için desteyi temizlemek tarot kartlarını okumada kritik bir ilk adım. Hazır olduğunuzda, kartları üçe bölün ve desteyi yüzü aşağı bakacak şekilde yeniden düzenleyin. En sevdiğiniz kumaşın üzerinde fal için kartları çekmeye hazırlanın.

Tarot falı çeşitleri

Tarot falının çeşidine göre fal bakma türü de değişebilir. Farklı tarot uygulamalarını şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Tarot falı aşk açılımı

Tarot kartları ile aşk açılımı için 6-7 adet kart masaya açılır. Bu kartlar, fal baktıran kişinin numaralara göre sırasıyla kendisini, ilişkisine bakışını, partnerini, partnerinin ilişkiye bakışını, çiftin ortak özelliklerini, ilişkiyi bir arada tutan gücü, ilişkinin zayıf yönlerini ve ilişkinin ihtiyaçlarını ortaya çıkarmaya yöneliktir.

2. Tek kart tarot falı

Tarot falı genellikle birden fazla kartla bakılır, çünkü her bir kart size farklı bilgiler verir. Ancak kişinin kararsız kaldığı durumlarda tek kart açılımı yapılabilir. Yani tek kart tarot falı, sadece bir cevap almak için açılır. Bunun için kartlar karıştırılır ve cevap aranan soru üzerine düşünülür. Ardından seçilen kart, beklenen cevabı verir.

3. Tarot tek kart aşk falı

Adından da tahmin edeceğiniz gibi bu tarot falı türü, tek kartla bakılır. Cevabı “Evet” veya “Hayır” olan net bir soru sorulur ve seçilen kart cevabı verir. Karar verilmesi gereken aşk konuları için sıklıkla kullanılan bir yöntemdir.

4. 3 kart tarot falı

Buna göre kartlardan biri geçmişi, biri şimdiyi ve diğeri de geleceği temsil eder. Fal için üç kart seçilir ve kartların geldiği anlamlar seçim sırasına göre değişir. Üç kart tarot falı, şu an içinde bulunulan durumu anlamak için kullanılır.

5. Evet hayır tarot falı

Bu fal türü ise acilen cevap alınması gereken bir amaçla bakılır. Sorulan soruya net bir cevap verir. Tek kart açılımı ile yapılır. Seçilen kartın anlamı, “Evet” veya “Hayır” şeklinde yorumlanır. Bazen karttan “Belki” yanıtı da alınabilir.

Tarot falı neyi gösterir?

Tarot falının, bakıldığı amaca göre geçmişi, şu anı ve geleceği gösterdiğine inanılır. Bundan da ziyade seçilen kartların yorumları yaşama bakışınıza yön verebilir. Eğer tarot falı sizin de ilginizi çekiyorsa başlamadan önce şu ipuçlarını göz önünde bulundurun:

  • Bir tarot destesi aldıktan sonra yapmanız gereken ilk şey, kartları öğrenmek. Ancak sayıca fazla oldukları için anlamları öğrenmek, gözünüzü korkutabilir. Öğrenmeye kararlıysanız her gün sadece bir kart seçin ve gün boyu o kart üzerine düşünün. Bu sayede tüm kartları daha derinden tanımış olursunuz.
  • Sezgilerinize güvenin ve daha fazla odaklanın. Çünkü sezgiler bir tarot okumasının önemli bir parçası. Tarot falını özel kılan da bu; birinin ne hissettiğini, düşündüğünü veya içinden geçeni hissedebilmek.
  • Tarot okumalarınızı geliştirmek için enerjisine inandığınız bir ortam yaratın. Örneğin adaçayı ve mum yakmak iyi bir fikir olabilir.
  • Sabırlı olun ve kartların anlamlarını keşfedin. Mesela korku filmlerinden de aşina olduğumuz “ölüm kartı” aslında o kadar da korkutucu değil. Daha çok ölüm ve değişim korkusunu temsil ediyor. Değişim ise gerçekten de çoğu zaman yaşamımız için olumlu şeyler ifade eder.

7 kolay adımda tarot falı bak

Tarot falı, geçmiş ve şu andan yola çıkarak, geleceğe dair öngörüler veren bir fal çeşididir. Yalnızca kendimizi anlamamıza değil, dünyaya ve başkalarına bakışımızı da derinleştirir. Eğer tarot falına yeni ilgi durmaya başladıysanız, kolay tarot açılımı için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz:

  1. Tarot kartlarını okumayı öğrenmenin ilk adımı, size hitap eden desteyi seçmekten geçer. İşe, pek çok farklı deste arasından sizi çeken desteyi seçmekle başlayabilirsiniz. Böylelikle kartların enerjisiyle daha kolay bağlantı kurabilir ve kartların mesajlarını daha iyi anlayabilirsiniz.
  2. Tarot falı bakmak için önemli bir diğer konu, farlı zihninizin boş ve temiz olduğu bir anda açmanızdır. Bu, üzerine fal açmak istediğiniz bir konu hakkında zorlanırken fal açmamanız gerektiği anlamına gelmez; ancak enerjiniz başka bir şey tarafından tüketilirken, kendinizi kartlara vermeniz ve doğru bir okuma yapmanız daha zor olacaktır. Dilerseniz tarot falı bakmaya başlamadan önce merkezinize dönebilmek için meditasyon ya da bilinçli nefes egzersizlerinden faydalanabilirsiniz.
  3. Fal açmaya başlarken kafanızdaki soruları bir sıraya koyun. Dilerseniz aynı konudaki özelindeki sorularınızı, daha geniş kapsamlı bir soru haline de getirebilirsiniz. Böylelikle kartları yönlendirmek yerine, tarotun size nalattığı hikayeye daha objektif bir şekilde kulak verebilirsiniz. Sorularınızı sorarken “İlişkimiz nereye gidiyor?” ya da “Bu iş benim için uygun mu?” gibi daha açık uçlu sorular sorabilirsiniz. Yalnızca bilmek istediğiniz şeyi ve neden bilmek istediğinizi düşünün.
  4. Sorularınızı hazırlarken, kartları karıştırmaya başlayın. Bu esnada gözlerinizi kapatıp cevabını aradığınız sorulara odaklanın. Dilerseniz kartları karıştırırken içinizden sorunuzu tekrarlayabilir; hazır hissettiğinizde de karıştırmayı bırakıp kartları seçmeye başlayabilirsiniz. Fal boyunca aynı soruyu yalnızca bir kez sorun ve aldığınız cevap istediğiniz gibi olmazsa aynı soruyu tekrarlamayın.
  5. Farklı tarot açılımı yöntemleri olsa da; başlangıç aşamasında en ideal açılım, geçmiş, şimdi ve geleceğin yer aldığı 3 kart açılımı yöntemidir. Her kategori için 3 kart seçebilir; geçmişiniz, şu anki durumunuz ve gelecek hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Alternatif bir yöntem olarak evet-hayır sorularını soracağınız tek kart tarot açılımı yöntemini de deneyebilirsiniz.
  6. Kendiniz için yaptığınız tüm tarot açılımlarını bir araya getirmek için dilerseniz bir tarot günlüğü tutabilirsiniz. Böylelikle geçmişe dönük olarak açılımlarınızı da kontrol edebilirsiniz.
  7. Son adım olarak; tarot falı okumayı öğrenmek kadar önemli bir aşama da, tarot kartlarınızın bakımını yapmaktan geçiyor. Her okumadan önce ve sonra tarot kartlarınızı kuvars kristali ya da lavanta kullanarak temizleyebilirsiniz. Yeni ay ve dolunay dönemlerinde kartlarınızı, arınmaları için ay ışığının altında bırakabilirsiniz. Dilerseniz ekinoks dönemlerinde de ayrı bir arındırma ritüeli uygulayabilirsiniz.

 

Tarot falı ilginizi çektiyse tarot kartlarını incelemek ve satın almak için tıklayabilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale