X

Sürdürülen eylemsizlik: Atalet

Seneca, Mutlu Yaşam Üzerine isimli kitabında şöyle der: ‘‘Kısıtlı bir zamanımız yok, sadece çoğunu boşa harcıyoruz.’’  

Bu alıntı üzerine biraz düşündüğünüzde ve bir gününüz gözünüzde canlandığında Seneca’ya hak verirken bulabilirsiniz kendinizi. Peki neden?  

Belki geçen saatleri fark etmeden sosyal medyada takılı kaldığınızı hatırladınız, belki de  sıkıntıdan biraz daha kendinizi uykuya verdiğinizi fark ettiniz ya da bir türlü masanın başına  geçip yabancı dil öğrenmeye başlayamadığınız ‘an’ları yakaladınız. O zaman tekrar soralım,  peki, neden? 

Neden birçok bilgi ya da durum günümüzün şartlarında ulaşılabilirken ulaşmamayı  tercih ediyoruz? Neden yüzlerce kişisel gelişim kitapları, videoları arasında kaybolurken  hayata geçiremiyoruz? Neden aslında bize mobbing yaşatan, hak ettiğimiz maddiyatı  alamamamızı sağlayan işlerimizi bırakamıyoruz?  

Cevap, ‘atalet’ kavramında gizli.  

Sizi engelleyen ‘şey’ fizik biliminde bir nesnenin eylemsizlik hali olarak tanımlanan ‘‘atalet’’ kavramıdır. Atalet, kişisel gelişim dilinde, amaca yönelik eyleme geçmeme olarak tanımlanır. Fakat cevap sadece atalet ile sınırlı kalmaz. Aslında bizi durduran, eylemsiz kılan atalet halinin de kişiden kişiye değişen temel nedenleri bulunmaktadır.  

Biyolojik bakış açısına göre ataletin sebebi

Bütün hayvanlarla paylaştığımız beyin devrelerini bilmememizden kaynaklanır ve Sinan Canan bu konuda şöyle bir örnek ile devam eder: 

Bir hayvan yemek bulduğu, eş bulduğu veya güvenli hissettiği bir yere daha sık giderken acı çektiği, tehlikede olduğu/olabileceği yere uğramaz. Bu durum beyindeki ödül sistemi yani  dopamin salınımı ile alakalıdır ve aynı sistem insanlarda da mevcuttur. Örneğin, bir eğitime katıldığınızda salonda tercih ettiğiniz koltuğu, bir yıl sonra aynı salonda farklı bir eğitim için o koltuğu tekrar tercih etme olasılığınız çok yüksektir. Hayvanlardaki sistem ile aynı olan bu  durum, beynimizin alışkanlıklar ve konfor arayışıyla ilgili bir sistemin sonucudur.  

Dolayısıyla biyolojik olarak ‘atalet’ içerisinde olmaya meyilliyizdir çünkü beynimiz; tehlikeye karşı konfor alanını, riske karşı alışkanlıkları, olası cezalara karşı rahatı tercih etmeye odaklıdır. Bu nedenle, aynı döngüde kalır ve mobbing gibi olumsuz durumlar  karşısında değişime açık olamayız. 

Psikolojik bakış açısına göre ataletin sebebi 

Biyolojik bakış açısını temel alarak belirsizlik sebebi ile ortaya çıkan korku ve kaygıdan kaynaklanabileceğini öne sürer. Dolayısıyla ortaya çıkan kaygı durumu Freud’a göre, ego çeşitli savunma mekanizmalarını ortaya çıkarır ve görevden kaçınılmasına ya da yarım bırakılmasına yol açar.  

Freud, tamamlanmamış veya kaçınılan görevlerin ego için tehdit edici olduğunu ve bu yüzden bireylerin erteleme ya da kaçınma davranışları sergilediğini öne sürer.

Missildin ise duruma ebeveyn tutumlarından bakar ve ebeveynlerin çocuğu aşırı derecede başarıya zorlamasının ya da çocuğun başarısının ebeveyn sevgi ve onayına bağlanmasının önemli nedenler olduğunu ileri sürer. Bu tür ebeveyn tutumlarının çocukta öz  yeterlilik, öz güven, öz sevgi veya öz saygı gibi kendilik değerini etkileyen kavramları düşüreceğini ekler.  

Missildin’in aktardıklarından yola çıkarak kendilik değeri (öz güven, öz sevgi vb.) düşen bireyin de atalet içerisinde kalacağı düşünülebilir. Çünkü bir işi başarma konusunda kendisine güvenmeyen birey; yeni bir alan, belki de yeni bir risk için kendisini geri planda tutacaktır. 

Atalet nerede biter? 

Sinan Canan’ın da aktardığı gibi kişinin ‘atalet’ hali, ‘Neden?’ sorusunu sormaya başladığımızda yıkılmaya başlayacaktır. “Neden yabancı dil öğrenemiyorum? Neden bu işten çıkamıyorum? Neden bu ilişkiyi bitiremiyorum? Neden kişisel gelişim kitaplarını uygulayamıyorum?…”

Kendimize “Neden bunu yapıyorum?” gibi sorular sormaya başladığımızda, konfor alanlarımız parçalanır ve yeni niyetler, gayretler ve cesaretler ortaya çıkar. Aksi takdirde, insanın kaderi ataletten ibaret olabilir ve atalet çürütücü bir etkendir. Bu yüzden, bu durumu unutmamak önemlidir. 

Kaynak: dergipak.org, youtube.com, muminsekman.com

Simay Gür: Merhaba, ben Psikolog Simay Gür. 2022 yılında Bülent Ecevit Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldum. O günden bu yana psikolojiyi, insanı anlamaya yönelik bitmeyen bir keşif süreci olarak görüyorum. Bu anlayışla, hem kendimi geliştirmeye hem de danışanlarımla aktif olarak çalışmaya devam ediyorum. Her insanın hikayesinin kendine özgü olduğuna inanıyorum. Bu nedenle, karşılaşmalarımızda dinlemeyi, anlamaya çabalamayı ve bu sürecin bir parçası olmayı son derece kıymetli buluyorum. Zaman içinde alandaki deneyimlerimi, öğrendiklerimi ve hayatın içinden gözlemlerimi kaleme alarak paylaşmak da benim için ayrı bir anlam taşıyor. Belki siz de bu yazılarda kendinizden bir parça bulur, bazı sorularınıza ışık tutacak satırlarla karşılaşırsınız. Eğer bu satırlar size tanıdık geldiyse, belki de yollarımız bir yerlerde kesişmek üzere…

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale