Stres altında mısınız? Duygularınızı baskılamayın, yeniden düşünün

Mark bir gece yolda yürürken sebepsiz yere fena bir dayak yemişti. Şimdi ise ölçüsüz ve derin bir öfke duygusuyla mücadele ediyor. Kaldırımda bisiklet süren bir çocuk, bilet kuyruğunda önüne geçen kadın ve normal hayatın içindeki bu tür birçok olay, onu herkesten çok öfkelendiriyor. Öyle ki bu öfke onu yiyip bitiriyor. Öfke duyduğunda, kendisini gergin de hissediyor. Ve arkasından depresyon geliyor…

Peki sizce Mark neden sıradan olaylar karşısında bu kadar öfkeleniyor? Bilinç altında her türlü kural ihlalini veya toplumsal normlara aykırı davranışı kendisine karşı bir tehdit olarak görüyor da ondan. Mark’ın zihninde tüm bu ufak olaylar, dünyaya yayılan tehlikeli bir kuralsızlığın belirtileri. O bu kuralsızlığı, o gece sokakta dayak yerken en berbat şekilde yaşamıştı.

İlgili yazı: Bakış açısını değiştirerek olumsuz duygu ve düşüncelerden kurtulun

Sizce Mark bu duygularla nasıl baş etmeye çalıştı?

İlk başta herkes gibi bunları bastırmaya, zihninden atmaya çalıştı ama bu pek de işe yaramadı. Hatta, o ne kadar bastırmaya çalıştıysa, kendisini daha stresli, moralsiz ve öfkeli hissetti.

Stres altında mısınız? Duygularınızı baskılamayın, yeniden düşünün
Stres veren duygular üzerine yeniden düşünme sakinleştirici bir yan etki yaratıyor.

Davranışsal nörobilim sayesinde, Mark’ın bu stratejisinin neden işe yaramadığını biliyoruz. Stanford Üniversitesi Psikoloji Bölümü tarafından yapılan bir araştırma kapsamında, katılımcılara hayvan kıyımı, ameliyat gibi tüyler ürperten görüntüler izletildi. Bunun üzerine bir grup katılımcıdan, Mark’ın yaptığı gibi bilinçli olarak duygusal tepkilerini bastırmaları istendi. Bu gruba baskılayıcılar denildi. Diğer gruptaki katılımcılardan ise bu görüntüleri izlerken örneğin ameliyat görüntüsü izlerken cerrahın tekniğine odaklanmaları gibi profesyonelmiş gibi davranmaları istendi. Bu gruba da yeniden düşünenler denildi.

İlgili yazı: Farklı bir alışveriş biçimi olarak: Duygu

Her iki grup da, videoyu izlediklerinde kendilerinden hiçbir şey istenmeyen kontrol grubuna göre çok daha az duygu hissetti. Katılımcılara gelince, video başladıktan 4-5 saniye sonra yeniden düşünenler grubundakilerin beyinlerinin ön loblarında bir hareketlenme oldu ve insula, amigdala adı verilen ve duygu yönetiminin yapıldığı bölümlerde bazı duraksamalar oldu. Baskılayıcı grupta ise insula ve amigdala bölgesindeki aktivitelerde artış görüldü.

İlgili yazı: Duygularımızın yöneticisi: Bilişler

Bu sonuçlar şu anlama geliyor; Mark’ın yaptığı gibi duyguları baskılamak, adrenaline bağlı uyarılma yanıtlarını artırıyor. Yani kalp hızı, tansiyon ve deride kızarma artıyor. Aynı zamanda duyguları baskılamak hafızayı da zayıflatıyor çünkü duyguları baskılamak beynin ön lobunda durmaksızın bir aktivite olmasını gerektiriyor. Baskılamanın başka zararları da var. Negatif bir duygunun baskılanması, kaçınılmaz olarak başkaca pozitif duyguların da baskılanmasına neden oluyor. Duygularını baskılayan insanlar, hiçbir duygusunu insanlarla paylaşmıyor. Halbuki paylaşmadığı duyguların arasında pozitif olanlar da var.

Stres altında mısınız? Duygularınızı baskılamayın, yeniden düşünün
Duyguları baskılamak hafızayı da zayıflatıyor.

Stres veren duygular üzerine yeniden düşünme ise sakinleştirici bir yan etki yaratıyor. Beynin korku, öfke gibi duyguları üreten bölgesindeki aktiviteyi azaltarak, bu tür duyguları doğrudan azaltmış oluyor. Ancak bunu başarmak için gerçekten çabalamak ve üzerine çok fazla düşünmek gerekiyor.

Stres veren duygular üzerine yeniden düşünmek, bazı insanlar için çok zor olabilir, özellikle de düşünceleri stresle birlikte bir yumak haline gelmişse…

Kaynaklar:
Thrive Global
NCBI

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!