X

Sihirli bir cümleyle gününüzü tamamen değiştirebilirsiniz: “Ben değerliyim.”

Bazen tüm dünyanın yükünü, acısını, kalp kırıklığını sırtınıza yüklemişler ve ne olursa olsun düşmemeniz gerekiyor gibi hissettiğiniz oluyor mu? Ve bu duygularla baş etmeye çalışırken sanki en çok acıyı yaşayanın sadece kendiniz olduğu düşüncesine kapılıyor musunuz? Sakin olun zaman zaman hangimiz böyle hissetmiyoruz ki?

Ev, iş, güç, koşuşturmaca derken ikili ilişkilerin bir anda bozulması, bazı arkadaşlarınızda gördüğünüz samimiyetsizlik ve hepsi birden üst üste geldiğinde “Aman Tanrım tüm dünya üstüme geliyor sanki” dedirtebilir size ve bir anda kurban psikolojisiyle bocalarken bulabilirsiniz kendinizi.

İlk önce durup derin derin bir nefes aldıktan sonra, duygularımızı tahlil etmek gerek. Bir kere tüm dünyada bunca çile varken bütün çileyi biz yaşıyor olamayız. Bunun ne kadar mantıksız olduğunun farkına varmamız gerekiyor. Herkes zaman zaman kötü deneyimler yaşıyor. Üste üste gelen talihsizlikler yaşıyor. Siz sadece kendi özelinizde konuları ne kadar çok derinleştirip talihsiz olduğunuza kendinizi ikna ederseniz hissettiğiniz acı o derece artacaktır ve bir girdabın içinden çıkmaya çalışırken bulacaksınız kendinizi. Tabii ki acınızı yaşamayın demiyorum. Acıyı sonuna kadar hissetmeden bitirmek mümkün değildir bana göre. Ama acıyı yaşarken insanın kendine acıması neden? Kutu içindeki kutuyu patlatmak gibidir bu. Deştikçe daha derine inersiniz ve daha derine indikçe telafisi mümkün olmayacak derin yaralar açarsınız kalbinizde. Deşmeyin! Bırakın zaman merhem sürsün yüreğinize. Sadece bırakın ve zamanın muhteşem mucizesinden faydalanın.

Rol yapmak zorunda değilsiniz kimseye. Üzgünseniz üzgün olun, kimseyi memnun etmek zorunda değiliz. Bunlar hep yüreğimize birer yük… Sadece olması gereken ne ise onu büyük bir sabırla karşılayıp olduğu gibi, olduğu şekliyle kabul etmek gerek ve affedemediğiniz ne varsa sadece affetmek… Affetmemek en çok bize zarar verir. Kişiye, olaya, duygulara, kime, neye karşı, affedemediğiniz ne varsa bırakın, affedin ve nötr olun!

Siz büyük bir sevgiyle evrene güzel, pozitif dalgalar gönderdikçe, içinizdeki yaşam aşkı coşkuyla katlanacak ve güzellikleri yaşamınıza çekmeye devam edeceksiniz. İnsan her neye inanıyorsa onu kendine doğru çeker… Bunun gerçekten farkında olduğumuzda kurumuş dallar yeşerir, akmayan nehirler coşkuyla akmaya başlar, toprağın altına gizlenmiş filizler tohum verir… Sadece inanın, gerisi gelir…

Mümkün olmadığını düşünseniz bile bazen aslında gerçek öyle olmayabilir. Tabii mümkün de olmayabilir. Önemli olan her şeyi olduğu gibi, olduğu şekliyle kalbimize kabul ettirmek. Tüm dünya başımıza yıkılmış bile olsa yaşadığımız her bir deneyim, bir basamak öteye geçmemizi sağlayan birer adım sadece ve adım atmaktan hiçbir zaman korkmamak gerek. Mevlana’nın; “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?” sözü kulağıma küpe olan mucize sözlerden biridir.

Her şeyden önce hayatta her şeyin değişebileceğini, olmaz dediğimiz şeylerin bile olma ihtimalinin olduğunu idrak etmemiz ve farkında olmamız gerekiyor. Hayatta her şey mümkündür. Sadece doğru zaman, yanlış zaman vardır. İstediğiniz her ne varsa size doğru çekilmek zorundadır. Bu doğanın görünmez kuralıdır.

İsteklerinize, acılarınıza, kalbinize, kendinize sadece biraz zaman verin ve şu anın farkına varın. Kalbiniz deli gibi sıkışıp patlayacak olduğunda, bir köşe başında üzüntüden hüngür hüngür ağlarken bile ağlaması bittiğinde iyi hissedeceğine inanarak düzeltir insan bazı şeyleri. Duygular elimizde olmadan gelir fakat bize vereceği zararın ne kadar olacağını belirleyen sadece farkındalığımızdır. Ne hissedeceğimizi biz seçemeyiz ama bize zarar veren her ne varsa ondan uzaklaşmak bizim seçimimizdir.

Ne kadar güçlü olduğunuzun ve düşüncelerinizin ne kadar güçlü olduğunun farkında olsaydınız bırakın kendinize acımayı, dünyayı yerinden oynatmayı bile düşünebilirdiniz… 

Bırakın aksın duygularınız… Akmadan nehirler ne coşar, ne de durulur… Bırakın aksın yolunuzda… Sadece derin bir nefes alıp, gülümseyin kendinize aynada… Gülümseyin ve şu iki kelimeyi fısıldayın!: “Ben değerliyim!

Kocaman sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Güne nasıl başlarsanız öyle mi devam eder: Modunuzu yükseltmek elinizde

Gamze Okutan: 15 Aralık 1986 Beykoz İstanbul doğumlu olan Gamze Okutan 2004 yılında Paşabahçe Ferit İnal Lisesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar mağazacılık sektöründe satış danışmanlığı ve sağlık sektöründe hizmet veren bir firmada yönetici asistanlığı yaptı. Çalışma hayatı sebebiyle üniversiteye biraz ara verdikten sonra 2015 yılında Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden mezun oldu. Şu anda Yazılım ve Teknoloji alanında hizmet veren bir firmada Mali & İdari İşler Yetkilisi olarak meslek hayatına devam ediyor. Evli ve bir kız çocuk sahibi bir anne. Pusula kitabının yazarı. Gamze Okutan’ın kendini bildi bileli sanata, kişisel gelişime, psikolojiye olan ilgisi hep vardı. Zaman zaman şiir yazmayı, deneyimlerini ve gözlemlerini paylaştığı yazılar yazmayı, kendi çapında hobi olarak müzikle uğraşmayı ve söylemeyi çok seven biri. Ayrıca arada sırada meditasyonla zihnini sakinleştirip stres atmayı, yoga ile bedensel enerjisini korumayı seviyor. Hayatta pozitif ve negatif her şeyin bir bütün olarak güzel olduğunu düşünüyor. Olaylara bakarken çoğunlukla pozitif taraftan değerlendirmeyi yani bardağın dolu tarafından görmeyi ve çözüm odaklı olmayı seviyor. Fakat negatifin ağır bastığı durumlarda duyguların sonuna kadar yaşanması gerektiğini aksi takdirde mutlu olmanın mümkün olmayacağını düşünüyor. Hayatı dolu dolu, tutkuyla, hissederek yaşamayı seven aslında hayatın kendisine aşık, hayalperest bir yolcu olarak tanımlıyor kendini. Hayatın paylaştıkça güzellikler getireceğine olan inancını ve umudunu hiçbir zaman kaybetmemiş biri olarak paylaştıkça belki küçük dokunuşlarla bakış açımızdaki yansımaları çok daha renklendirebiliriz diye düşünüyor. Hep birlikte, el ele birbirimizin yoluna daha çok ışık tutarak yönümüzü bulmamıza bir nebze olsun katkı sağlayabileceğimize inanıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale