X

Sıfır atık rehberi 2: İlk iş, tek kullanımlık plastiklerden kurtulmak

Sıfır atık, en basit ifadeyle bir haneden hiç atık çıkmamasını sağlamak ve bunun için de atık haline gelecek hiçbir materyali hayatımıza sokmayacak şekilde yaşamak demek. İfade etmesi kolay, peki ya uygulaması?

Bir evden hiç çöp çıkarmamak öyle hadi deyince olacak iş değil. Plastik 50 yıldır hayatımızın içine işlemiş, yaşamımızın bir parçası olmuş durumda. Çok uzun süredir zararlı olduğunun farkında olmadan iç içe yaşadığımız bir materyali hayatımızdan çıkarmak için önce günlük alışkanlıklarımızı değiştirmemiz ve ufak adımlarla ilerleyerek yeni, çevre dostu, sağlıklı alışkanlıklar geliştirmemiz gerekiyor.

Dünyada atık birikimi ve plastik tüketimi aynı hızda devam ederse, 30 yıl içerisinde deniz ve okyanuslarda balıktan çok plastik olması bekleniyor. Birkaç alışkanlığımızı değiştirerek bu gidişatın önüne geçebiliriz. 

Bir aydan daha kısa bir süre önce Endonezya’da ölü bir balina karaya vurdu. Balinanın midesinden ise 115 plastik bardak, 25 plastik torba, 4 PET şişe, 4 plastik terlik ve 1000’den fazla irili ufaklı plastik parçaları çıkarıldı. Doğada en fazla kirliliğe sebep olan, en fazla tüketilen ve en fazla çöpe atılan materyaller bunlar; tek kullanımlık plastikler. Aynı zamanda da günlük hayattan çıkarılması en kolay atık grubu. Sıfır atık yaşamaya başlarken de atacağımız ilk adım, tek kullanımlık plastikleri hayatımızdan çıkarmak olacak.

Bunlarla vedalaşıyoruz:

1. PET ve plastik şişeler

Çöpe giden ve tekrar tekrar kullanılmayan tek kullanımlık plastiklerin başında plastik şişeler geliyor. Dünya üzerindeki her kişi bir adet eksik plastik şişe kullansa, çöplerden tam sekiz milyar şişe eksilirdi! Çevre için olduğu kadar sağlığımız için de zararlı; PET şişeleri daha parlak ve saydam göstermek için kullanılan BPA, insan vücudunda hormon dengesizliklerine sebep oluyor. Plastiği daha esnek yapması için kullanılan DEHP kanserojen bir madde. Bu maddeler, şişelerdeki içeceklere karışıyor ve azar azar vücudumuzda birikerek gelecekte büyük sağlık sorunlarına yol açıyorlar.

ÇÖZÜM: Cam, çelik veya BPA içermeyen plastik su şişeleri, sıfır atık yolculuğunda en büyük destekçimiz olacak. Bu şişeleri tekrar tekrar kullanarak, evden çıkmadan şişenizi yanınıza alarak dışarıda susadığınız zaman pet şişe su almak zorunda kalmaz ve sıfır atık yolunda ilk adımı atmış olursunuz. Daha sağlıklı ve aynı zamanda daha ekonomik!

Ben evime arıtma sistemi kurduğumdan ve cam su şişesi aldığımdan beri suya para vermiyorum, damacana bile almıyorum. Şişemi her doldurduğumda, “şimdi bunun yerine pet şişede su alsaydım” diye hesap yapıyorum, şu an itibarıyla ve tek başıma 171 pet şişenin denizleri boylamasına engel olmuş ve 171 TL tasarruf etmişim! (NOT: su faturasına yansıyan fark 171 TL’nin yanına bile yaklaşmıyor).

2. Poşetler

Marketlerde, mağazalarda, hatta semt pazarlarında satın aldığınız her ürünle birlikte o ürünü rahatça taşımanız için ücretsiz verilen naylon poşetler, doğal yaşam için büyük tehdit oluşturuyor. Deniz kaplumbağaları bu poşetleri deniz anası sanıp yiyor ve midelerinde sindirilemeyen poşetler biriktiği için açlıktan ölüyorlar. Toprağı, suyu kirlettiği ve güneş ışınları ile parçalanıp mikroplastiklerin oluşumuna yol açtığını da unutmamak gerek.

ÇÖZÜM: Bez çantalar ve eski usul fileler! Bez çantaları kırtasiye malzemesi satan pek çok mağazada ve internette bulabilirsiniz. Evinizde kullanılmayan kumaş malzemelerden (mesela rengi solmuş bir yatak örtüsü takımı) kendiniz de yapabilirsiniz. Sadece alışverişe giderken değil, herhangi bir amaç için dışarı çıkarken de kol çantanızda bir tane bez çanta bulunsun, çok yer kaplamadığını ve ağırlık yapmadığını garanti ederim. Böylece bir şey almak istediğinizde, naylon poşetlere muhtaç kalmamış olursunuz. 

Naylon poşetlerin ücretli olması kararının meclis tarafından kabul edildiğini ve Ocak 2019’dan itibaren geçerli olacağını da hatırlatayım. Yeni yıla girmeden bez çantalarınızı veya filelerinizi hazırlayın, uzun vadede daha ekonomik olacaktır.

DİPNOT: Çöp poşeti için de naylon poşet kullanmak zorunda değilsiniz. Balmumundan, selüloz liflerinden veya patates nişastasından yapılan, doğada çözünen çöp torbaları mevcut. Normal çöp poşetlerinden daha pahalılar maalesef ama unutmayın, artık evinizden daha az çöp çıkacak ve bir paket çevre dostu çöp torbası size uzun süre yetecektir.

3. Buzdolabı poşetleri, streç filmler

Özellikle mutfakta, buzdolabına koymadan önce yiyecekleri sarıp sarmaladığımız bu plastik malzemeler, temas ettikleri yiyeceklerde mikroplastik kalıntıları oluşmasına sebep oluyor ve çevre için poşetler ile aynı ölçüde tehdit oluşturuyorlar.

ÇÖZÜM: Streç film yerine yine balmumundan yapılan ambalaj kağıtları kullanabilirsiniz. Bu kağıtlar hem sürdürülebilir, hem organik hem de toprakta çözünebiliyor. Buzdolabı poşetlerinin yerine ise karton ve kese kağıtlarını koyabilirsiniz.

4. Ambalajlar

Dünyadaki tüm plastiğin %40’ı yiyecek paketlemek için kullanılıyor. Bir önceki yazımda, market alışverişinde yaşadığım korkunç farkındalıktan bahsetmiştim. Dışı plastikle kaplanmamış bir ürünü marketlerde bulmak neredeyse imkansız.

ÇÖZÜM: Yaşadığınız yere yakın kurulan semt pazarlarını ve açık ürün satan dükkanları araştırın. Alışverişe çıkarken yanınızdan bez çantaları ve kavanozları eksik etmeyin. Atıksız alışveriş ile ilgili daha detaylı bir yazı yazacağım çünkü bu konuda konuşulacak ve yapılabilecek çok şey var.

5. Plastik pipetler

Yiyecek ve içeceklere temas eden plastiklerin vücudumuz için olası zararlarını artık tekrar etmeme gerek yok sanıyorum. Tek kullanımlık plastikler içinde pipetler, belki de en az ihtiyaç duyduğumuz materyaller oluyorlar. Dolayısıyla da hayatımızdan çıkarması en kolay olan atık çeşidi onlar.

ÇÖZÜM: Kullanmayın! Çok basit, değil mi? Evinize almayın, dışarıda içeceğinizin yanında pipet verildiğinde reddedin. Pipet kullanmayı çok mu seviyorsunuz? Yıkanabilir ve tekrar tekrar kullanılabilir, akrilik veya metal pipetleri plastik ve tek kullanımlık olanların yerine tercih edebilirsiniz.

6. Plastik/kağıt bardaklar, tabaklar, çatal-kaşık-bıçaklar

Pikniklerin ve kahve zincirlerinin baş tacı! Bulaşık derdi yok, depozitosu yok, hafif, kullanımı kolay; ne harika, değil mi? Maalesef çevre için pek de harika değil. Karaya vuran balinanın midesinden en çok kağıt bardak çıkmıştı, unutmayın. Kağıt denildiğine de bakmayın; tamamen kağıt olsaydı içecekler bardakta durmaz, akar giderdi. Kağıt bardakların içine de sıvıyı emmemesi için plastik karıştırılıyor ve bu bardaklar doğada çözünmüyorlar.

ÇÖZÜM: Çelik termoslar, bardaklar ve mataralar! Bir kahve dükkanına gittiğinizde porselen bardak istediğinizi belirtin, aceleniz varsa ve içeceğinizi alıp gitmek istiyorsanız çelik bardağınıza veya termosunuza koymalarını isteyin. Daha iyi bir çözüm olarak çayınızı/kahvenizi evde hazırlayıp termosunuza koyun ve hem atıksız kalıp hem de dışarıda para vermeyerek cebinize katkıda bulunun. 

Pikniklerde tek kullanımlık tabaklar yerine yıkanabilir ve hafif olan BPA içermeyen plastik tabaklar kullanabilir, çatal-kaşık-bıçak için evinizdeki paslanmaz çelik olanları yanınıza alabilir veya bambudan yeni bir takım edinebilirsiniz. Bu çatal-kaşık-bıçakları da akrilik/metal pipetlerinizle birlikte küçük bir kutuya koyabilirsiniz.

7. Plastik diş fırçaları

2 ayda bir değiştirmek gerektiğinden, tek kullanımlık plastiklerle birlikte ele alabileceğimiz başka bir plastik atık çeşidi de diş fırçalarımız. Her yıl 4,7 milyardan fazla diş fırçası çöpe atılıyor ve katı atık sahalarında ve okyanuslarda birikiyor.

ÇÖZÜM: Bambu veya ahşap saplı diş fırçalarına geçerek bu sorunu çözebilirsiniz. Bu fırçaların saplarını toprağa gömebilir ve komposta ekleyebilirsiniz (kompost ile ilgili ayrı bir yazı gelecek). Fırça kısmı hala plastik ama yine de fırçanın tamamının atık olmasından daha iyi bir çözüm.

Denemiş, çokça başarısız olmuş ve en sonunda bu atıkları hayatından çıkarmış biri olarak tavsiyem, hepsine aynı anda başlamamanız olacaktır. Önce birinden başlayın; bir bez çanta edinin mesela. Aldıklarınızı poşete koymayın. Sonra bir su şişesi edinin ve suyunuzu yanınızda taşımaya başlayın. Birkaç gün unutacaksınız, el alışkanlığı ile aldıklarınızı poşetlere dolduracaksınız, porselen bardak istemek aklınıza gelmeyecek ama siz ısrarla denemeye devam ettikçe, yeni alışkanlıklarınız oturacak ve artık yanınızda termos taşımak size doğal gelecektir.

Sadece bu tek kullanımlık plastikleri hayatınızdan çıkararak hem dünyamız, hem ekonomimiz, hem de sağlığımız için büyük değişiklik yapmış oluruz. Fakat yapabileceklerimiz bunlarla sınırlı değil. Çok daha fazlasını yaparak atığımızı sıfıra indirmek de mümkün. Nasıl mı? Sonraki yazılarım için takipte kalın!
Atıksız güzel günler dileklerimle…

VİDEO:

 

Kaynaklar:
Atıksız Ev
Plactic Pollution Coalition
Lavendaire
Kurzgesagt – In a Nutshell

İlginizi çekebilir: Sıfır atık rehberi 1: Plastik lütuf mu, lanet mi?

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale