X

Şiddetsiz iletişim ve ilişkilerde dönüşüm 1: Duymak ve dinlemek

Geçtiğimiz ay ilk defa bir Şiddetsiz İletişim eğitimine katıldım. Sevgili Şükrü Bozkurt’un liderlik ettiği çok faydalı ve dolu dolu bir hafta sonu geçirdik.

Eğitim sırasında paylaşılan bilgiler, onları hayatıma uyguladığımda beni müthiş bir hafiflikle ödüllendirdi. İlişkilerim değişip dönüşmeye başladı. İnsanlarla çok daha kolay iletişim kurduğumu gözlemledim. Güçlendiğimi, yargısızlaştığımı ve özgürleştiğimi fark ettim…

Eğer aradığınız hafiflikse yaşam içinde hafiflik her an bizimle. Sadece onu görüp seçmemiz gerekiyor.

Bundan seneler öncesinde iş yerimde bir arkadaşıma şu cümleyi kurduğumu hatırlıyorum: “İş yerinde çok yoruluyorum. Ancak, bence aslında yorucu olan iş yapmak değil, insanlarla uğraşmak”. Birçok insan yaşamı yorucu buluyor, çoğu da diğer insanlardan muzdarip. “Aslında yorucu olan yaşam değil, hayatımızdaki insanlar da değil, birbirimizle ve kendimizle iletişim kurmayı bilmiyor olmamız” desem ne düşünürsünüz?

Biz sürekli birbiri ve yaşamla etkileşim halinde olan sosyal organizmalarız. İletişim de yemek yemek ve su içmek gibi çok temel bir ihtiyacımız. Dolayısıyla, tıpkı sağlıklı beslendiğimizde hafiflediğimiz gibi sağlıklı iletişim kurduğumuzda da hafifliyoruz. Eğer aradığınız hafiflikse yaşam içinde hafiflik her an bizimle. Sadece onu görüp seçmemiz gerekiyor. Tıpkı elmalarla dolu bir ağacın dallarından istediğimiz elmayı seçtiğimiz gibi hafifliği de her gün yeniden yeniden seçebiliriz.

Bu yazı dizimde sizi yaşamın hafif ve özgür alanlarından birine davet ediyorum: Şiddetsiz İletişim’e. Haydi başlayalım…

Şiddet nedir?

Biz insanlar o kadar yüksek seviyelerde şiddet içinde yaşıyoruz ki sokaktan çevirdiğim herhangi birine “Şiddet nedir?” diye sorsam muhtemelen çoğu, gazetelerin 3. sayfa haberlerine çıkan konulara benzer hikayeler anlatacaktır. Bu şiddettin çok çok çok büyük halidir.

Aslında onun belki de sadece duyulmaya ve kendini duymaya ihtiyacı var.

Aslında şiddet içinde sevgi olmayan her şeydir. Mesela, en yakın arkadaşım Ayşe, bana o gün başından geçen ve canını çok acıtan bir olayı anlatmaya başladığında ona “Ayşecim canım, boşver yaa bunları, olan olmuş. Sıkma canını. Dur ben sana şimdi güzel bir şey anlatayım” demek de şiddettir.

Sevgi doluymuş gibi görünen bu sıradan an içinde gerçekte olan şu: Ayşe acı içinde ve onu dinleyecek biriyle konuşma ihtiyacıyla bana gelmiş. Aslında onun belki de sadece duyulmaya ve kendini duymaya ihtiyacı var. Ben ise muhtemelen o an için birini yargısızca ve tüm varlığımla dinleyecek kadar açık ve sevgi dolu olamıyorum ve bu nedenle Ayşe’yi geçiştiriyorum. Peki böyle olunca ne oluyor? Ayşe, acısını derinlerde bir yere gömüp üzerini kapatıyor ve ben de yaşamla ilgili bir keşif ve gelişim fırsatından alıkoymuş oluyorum kendimi.

Halbuki “o an” Ayşe’nin bana acısını anlatmak için geldiği “o an” öylesine kıymetli, öylesine hazinelerle dolu bir yaşam anı ki… “O an” içinde, o kalbini korkusuzca sonsuza açabildiğinde ve ben tüm mevcudiyetimle sadece onu dinlemek için beklentisiz ve yargısızca orada var olabildiğimde birlikte çok incecik bir sevgi alanına ulaşıyoruz. Orada sevgiden bir bağ kuruyoruz. Aşk gibi ve yaşanan böylesine bir andan sonra artık ikimiz de o paylaşımın hemen öncesindeki aynı insanlar değiliz. Yaşamın bizi bir araya getirdiği o muhteşem anın fırsatını görmüş ve birbirimizle dönüşmüş oluyoruz. Yani aslında Ayşe’nin acısı hem Ayşe hem de benim için bir dönüşüm fırsatıdır ve böyle bakabildiğimde dinlediğim her insanla zenginleştiğimi fark ederim.

Günlük yaşamımızda tıpkı bunun gibi masum görünümlü o kadar çok şiddet örneği var ki… Şiddetsiz İletişim Ekibi, içinde sevgi olmayan ve şefkati engelleyen iletişim alışkanlıklarının harika bir listesini hazırlamış. Bazılarını listede gördüğünüze şaşıracaksınız. “Bu da mı şiddet içeriyormuş?” dediğinizi şimdiden duyar gibiyim. Evet, iletişimde (kendimizi ifade etmek ve bir başkasıyla bağ kurmak) ustalaşmak istiyorsak öncelikle şiddeti çok iyi tanımalıyız ve bu liste bile tek başına size bu konuda güçlü bir farkındalık yaratacak hissindeyim. Bende öyle oldu.

Şefkati engelleyen iletişim alışkanlıkları*
Bir sonraki dinlediğiniz kişide bunu hatırlamak nasıl gelir size? O zaman bir keşif hissiyle duyduklarından büyülenebilir misiniz?

(*Şiddetsiz İletişim Eğitim Kitapçığından alıntıdır. Orijinal listede 19 madde var, ben bu yazımda içlerinden seçtiğim 10 tanesini paylaşıyorum sizinle)  

  1. Genelleme ve etiketleme: Örnek; “Mehmet hep böyle zaten, hiç şaşırmıyorum”, “O tembel biri”, “Hep geç uyanıyorsun”, “Ne zaman görsem mutsuzsun”.
  2. Kıyaslamak, karşılaştırma yaparak yargılamak: Örnek; “Sen yapamadın ama Ahmet yapmış
  3. Karşıdakinin davranışını yorumlamak ve tavsiyede bulunmak: Örnek; “Bana göre en iyisi sen bunu böyle yapma. Şunu dene bu sana iyi gelecek
  4. Karşımdaki kişi hikayesini anlatırken onun sözünü kesip kendi hikayemi anlatmaya başlamak: Örnek; “Bu bana daha önce yaşadığım bir şeyi anımsattı. Bir keresinde…
  5. Karşımızdaki kişiyi dinlerken kendi duygusallığımıza kapılıp gitmek ve onun anlattıklarını dinlerken kendi duygularımızı paylaşmak: Örnek; “Ah, vah ne fena canım çok üzüldüm. Benim de başıma benzer bir şey gelmişti
  6. Karşımızdakinin kendisini daha iyi hissetmesi için çabalamak: Örnek; “Üzülmeye değmez boşver, takma kafana.
  7. Karşıdakinin söylediklerini düzelterek kendi fikirlerini, görüşlerini empoze etmeye çalışmak: Örnek; “Aslında o öyle değil, şöyle.
  8. Dinlediğimiz kişinin söylediklerini destekleyici ifadelerde bulunmak, onaylamak: Örnek; “Haklısın”, “Aynen, çok büyük saygısızlık bu
  9. Sizin yaşadıklarınızın onunkinden daha zor olduğuna o kişiyi ikna etmeye çalışmak, onunla yarışmak: Örnek; “Seninki de bir şey mi ben bir keresinde…
  10. Anlatan kişinin söylediklerini hafife almak: Örnek; “En azından sen benim kadar kötü koşullarda yaşamıyorsun
Bu küçük görünen alışkanlıklar, gerçekten ilişkilerinizde şefkate engel olabilir mi?

Dizinin bu ilk yazısında size bu listeye birçok defa göz atmanızı, aşağıdaki sorularım üzerine biraz düşünmenizi ve başkalarıyla iletişiminizde ağzınızdan çıkan ifadelerde gözlemci olmayı teklif ediyorum.

Bu küçük görünen alışkanlıklar, gerçekten ilişkilerinizde şefkate engel olabilir mi? Bunları yapmadan birini dinlemeyi tecrübe edebilir misiniz? Sadece karşımdaki kişinin ağzından çıkan kelimeleri duymaya odaklanarak dinlemek nasıl bir şey? Başka bir şey düşünmeden ya da kendi cümlelerimi hazırlamadan dinlemek, kaybolmadan dinlemek, tamamen tüm varlığımla sadece onu dinlemek nasıl bir şey? 

Her insan eşsizdir. Her insan, kendi yaşadıkları, duydukları, gördükleri, kokladıklarıyla geçmişi, şimdisi ve geleceğiyle sizden, benden ve herkesten bambaşka biridir. Bir sonraki dinlediğiniz kişide bunu hatırlamak nasıl gelir size? O zaman bir keşif hissiyle duyduklarından büyülenebilir misiniz? Yeni bir insanın dünyasını keşfederken orada kendini bulmak nasıl bir deneyimdir?

Haftaya aynı gün bu serinin yeni yazısı yayına girecek. O zamana kadar dinlemeyi bu gözle pratik etmek ister misiniz? Sadece üzerine düşünmek bile aklınızda yeni kapılar açacaktır. Şiddetsiz bir dünya hayal etmiş, bunun gerçek olabileceğine inanmış ve büyük bir özveriyle bu yolda çalışan sevgili Şiddetsiz İletişim Ailesi’ne sevgilerimle…

 

İlginizi çekebilir: İletişim sihirdir: İlişkilerinizde kendinizi nasıl “iletiyorsunuz”?

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale