X

Sevgi ve cinsel enerji deneyimleri üzerine objektif gözlemler

New age’lerden devam edelim. Lise yıllarındaki Microsoft hayranlığı Age of Empires 2 ile başlamıştı. Disket oyunlarından bu yana oyun bir şekilde bizim hayatımızda oldu. Kadimlerin apaçık gördüğü, 21. yy insanı için muazzam derecede örtülü olan iki enerjiden, daha doğrusu maddeden bahsedeceğiz. Bu bahis belli bir süredir yaşanılan döngülerin, realitlerinden elde edilen gözlemlerden oluşuyor.

Yine aynı ırmağa girelim, girdiğimizde de biz olalım. Antik Yunan’daki inisiyeleri geçerken, Lethe ırmağında duralım ki sytx’i anlayalım. Unutturulan bir beden mekanizması içinde kapalı şuuru nasıl deneyimliyoruz? Varlık etrafıyla nasıl ilişki kurup, bağ kurmayı öğreniyor? Kurduğumuz bağlarda keşfediyoruz realitemizi. İç ve dış kavramı oldukça önemli hale geliyor burada. Dışımızdaki şeyleri nasıl adlandırıyoruz? Dışımızda ne var ki? Beş duyu ile yarattığımız bir realite? LHC’de yapılan deneylerde realitenin olmadığını, madde gözlemlendiğinde var olduğunu bize gösterdi. Biz derken? Şüpheci bir şuurla maşallah diyeceğimiz bir eğitim sistemiyle sadece kafa üstü çakılmış dünya aklının eğitildiği kişileri kastediyorum.

Bu ne demek? Bu dışarıda O’ndan başka bir şey yok demek. Ama dışarısı var? Hoş geldiniz “illusion town”. Konuştuğumuz şey realitenin algılanması ve beş duyu sınırlılığı. Ancak realitenin algılanmasına fazla girmeden esas konumuza geri dönelim.

Varlık kurduğu bağlardaki ego/sevgi seviyesine göre realiteyi ifşa ediyor. “Realite nedir?”i geçtik, ifşa olan şeylerden birine geliyoruz şimdi. Ben realiteyi sevgi ya da cinsel enerjiyle dokuyorum ya da cezbediyorum. “Varlık Hayatı Cezbeder” sözü buraya ait sanırım. Buna şöyle örnek verebiliriz Uzay/Zaman içinde hareket eden bir cismin etrafında meteorlar, gök taşları, değişik şeyler var; onlar da hareket ediyor sağa, sola, yukarı, aşağı, on yönde gidiyorlar. Sen birine sesleniyorsun, “Hoop hey! Bakar mısın?! Pardon!” Dönüp bakan, sana doğru gelen yok. Senin ihtiyacın o hareket edenlerin içinde, özellikle de birkaçında.

Varlık, etrafındaki şeyleri kendine çekmek için ya sevgi enerjisi kullanır ya da cinsel enerjiyi. (Bu seviyede bunu söyleyebilirim, ileriki hallerde nasıl bağ kurarız, temel bağ kurma enerjisi nedir bilemiyorum.) Sevgi enerjisiyle bağ kurduğunuzda, varlık nasıl açılacak, özünü nasıl deneyimleyeceksiniz, size sakladığı, sizin de ihtiyacınızın olduğu özü size nasıl verecek? Bir de cinsel enerjinin nasıl bağ kurduğuna, onu nasıl deneyimlediğinize ve varlığın kendisini nasıl açtığına bakın. Aradaki farkı görebiliyor musunuz? Maddelerin cinsel enerjiye verdiği tepkiyi ve açılmayı yani?

Sanırım hepimizin şuur maddeleri biraz daha eşitlendi. Okey, bu iyi. Şuur zaten ortak bilmek anlamına geliyor. Böyle gidersek dünya okulunu daha kısa sürede kapayabiliriz. Belki Meşiyah da gelir? Gelsin, beyaz eşeği ile bekliyoruz kendisini. Cinsel enerjiyle varlık deneyiminden kastım, o astreoidleri, gök taşlarını ne geçiyorsa artık alanlarımızda, onları deneyimlemek ile sevişmenin, bildiğimiz ikinci çakranın sulu işlerini kastetmiyorum. Orada da aktif bir cinsel enerji deneyimi var, ancak şu anda dediğim başka bir şey. Bir kestane ağacının sağlıklı olması, bir gülü koklamak, güzel bir taş gördüğünde onu bilmek istemenin kaynağı ne? Ne çekiyor seni o güle de kokluyorsun, gül kendini saklıyor hem de açıyor. Sen ondaki özü alırsan, o senin için açık.

İnsanlık ailesi olarak kaba maddelerin içinde var olup yaşadığımızı anlamaya çalışıyoruz. Deli gibi yoga/pilates yapıyoruz, şekerli şeyler yiyoruz ya da sıfır şeker diyoruz, dönüp bedensel diyetlerle dikkatimizi bedene veriyoruz. Gluten Free diyoruz ya da vejetaryen/vegan diyoruz. Bir beden değiliz, sadece bedeni dikkat maddesi ile hareket ettiren varlığız. Beden bu dünyaya dört elemente ait. Onu kullanmayı bilmeden dışsal yüzeyde değişik işlere takılmış duruyoruz. Dikkatimiz yine kabadan gelecek izlenimlerde. Şuurumuzu daha yukarıda duran görünmeyen fikirlere eriştirelim lütfen. Bu niyetlerle dolanalım etrafta. Dünya astralinde bizi bekleyen birçok karşılaşma var… Doğanın bu şekilde bize bağ kurdurmasına gerek yok… Yolu aramaya devam dostlar.

Tabii ki bütün objektif gözlemleri paylaşmadım burada. Varlıksal ihtiyaçlar için oluşturduğumuz mekan/olaylar ve karşılaşmalar bize özel ve biricik. Olayları daha objektif okuyalım ve ortak bilelim dostlar.

Varlıksal karşılaşmaların özlerine…

İlginizi çekebilir: Ruhani bir önsöz: Kalbi hissedebilmek üzerine düşünceler

Avni Onur Sevinç: Gelişimimize uygun ekolojiyi inşa etmek için çalışan bir Doğa. Doğa, aynı zamanda arkadaşlarını da arar. Bu temiz ekolojide olmak ister misin?

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale