X

Sevdiklerinize değer katmak için şimdi ilham veren olmaya hazır mısınız?

Hangimizin hayat tecrübesi daha fazla diye tartışmak değil amacımız… Bu yazımın amacı çok daha derin, “ilham” kelimesini içeriyor bir kere. Hayatımız boyunca onlarca kişiyle karşılaşırız, arkadaşlarımız olur ilkokuldan öldüğümüz güne kadar… Hiç düşündük mü hayatımıza “ilham” veren hangileriydi? Biz kimi tanıdık da “ben bunu değiştireceğim” diyebildik veya kimin “başarısını” gördük ve “hayır yapamam” dediklerimizi “evet yapabilirim inanıyorum” ile değiştirebildik?

Öyle zamanlardır ki ne biz eski biz oluruz ne de geçmişteki korkularımızı taşırız ileriye…

İşte ben bu yazımda sizlerle hem geçmişe uzanalım istiyorum hem de geleceğimizi biraz değerlendirelim. Hani bazı noktalar vardır hayatımızda “kırılım noktası” olarak da düşünebiliriz, artık dönüşü olmayan noktalardır. Öyle zamanlardır ki ne biz eski biz oluruz ne de geçmişteki korkularımızı taşırız ileriye… Ben işte o muhteşem ilham anlarımızı “anlayalım” istiyorum bu yazımda ve bu ilhamla ilham olmak üzere kavrulalım. Kendimize bir bakalım, kimler bizi örnek almakta, kimler “sen bunu nasıl yaptın?” diye sorduklarında onlara alçakgönüllülükle ve “sen inanırsan yapabilirsin” ile cevap verebilmekteyiz…

Öncelikle “ilham” ne demek bunu bir analiz edelim, gerçekten ilham olmak ne demektir? Kelime anlamıyla ilham, “esin” yani kaynak olmak, örnek olmak, göstermek anlamlarıyla tanımlanıyor. Peki, biz hayatımız boyunca ilk kimleri ilham alırız? Tabii ki cevabımız annemiz ve babamızdır. Bu aslında hayat boyu da değişmeden kalır, annemiz ve babamız bizler her ne kadar inkar etsek de veya ben artık kaç yaşına geldim desek de bizim “değişmeyen” ilham kaynaklarımızdır…

Peki, biz hayatımız boyunca ilk kimleri ilham alırız? Tabii ki cevabımız annemiz ve babamızdır.

Hayatımda kimse beni ilham almadı” diye düşünüyor olabilirsiniz ama durum böyle değildir. Eğer bir babaysanız siz minicik bir kalbin kahramanı olmuşsunuzdur; eğer bir anneyseniz, siz minicik bir kalbin dünyadaki sığınacağı en ama en güzeli nokta oluvermişsinizdir. O hayatında ne yapıyorsa sizin sevginizden ilham alır, güzele ve doğruya inanıyorsa onu bu inanca teşvik eden yine sizin muhteşem “anne” sevginizdir…

Şimdi diğer örneklere geçelim, sadece anne veya baba olmak değildir ilham verenler. Öğretmenlerimiz vardır sonra, daha küçücük yaşlarımızda bizi tüm davranışlarımız için etkilemişlerdir. Sonra arkadaşlarımız gelir, onlarla ve onlardan öğrenmeye devam ederiz. Neyi sevip neyi sevmediğimizi onlarla “öğreniriz”…

Sonra hayatımızda aşk olmuş olanlar gelir ki asıl ilham kaynaklarımız da onlardır. Bu çok dikkat edilmesi gereken bir husustur. Kiminle beraber olmayı seçeriz; bu açık bir seçimdir. O kişi, bizim hayata bakış açımız olur… Hayatı bize anlatan olur, belki yapamadıklarımıza karşı bizi “doldurup” bir asker gibi gözümüzü kırpmadan onların üzerine süren olur, bazen geride duran olur, bazen kırıldığımız kişi olur ama her ne olursa olsun az da olsa, çok da olsa hayatımıza “ilham katan” bizi “ilhamıyla” büyüten olur…

Bu kadarla da kalmayacaktır, aşk olmuşların ilhamları. Birçoğumuz eski ilişkilerimizi minnetle anamayız. Fakat tüm bu yaşanmışlıklarda bize kazandırılmış çok önemli kavramlar vardır… Hayata sabırla bakabilmeyi öğreniriz, uzaktan sevebilmeyi öğreniriz, “daha” fazla verebilmeyi ve ardını karşılığını düşünmemeyi öğreniriz, zorluklara karşı tek başımıza dimdik durabilmeyi öğreniriz, belki düşmeyi öğreniriz… Sonunda her daim kalkmayı da öğreniriz, olana şükretmeyi öğreniriz, kendimizi daha çok sevebilmeyi öğreniriz ve bir şey daha vardır ki o aslında aldığımız en değerli derstir “hayatı” öğreniriz… 

Sonunda her daim kalkmayı da öğreniriz, olana şükretmeyi öğreniriz, kendimizi daha çok sevebilmeyi öğreniriz.

Ve tüm bunlar bize öyle “ilham” verir ki bugün olduğumuz kişiler oluveririz. Hemen kendimden bir örnekle açıklamak istiyorum, evliliğimin bittiği dönemde hayatımda hiç olmadığım kadar yalnız kalmıştım, hem çok üzgündüm, hem çok kırılmıştım, kendimi o derece “çaresiz” hissediyordum ki, ne bir arkadaş ne de başka bir şey aile, sevdiklerim bunlar bana “iyi” gelmiyordu. Sanki yaşamak “ilhamımı” o çok sevdiğim adamı kaybetmiştim… Fakat sonra baktım ki “ilham” benden kaynaklanıyor, durumları insanları ve hayatıma girmişleri yani bana bahşedilenleri “nasıl görmek” istersem sonuç da öyle oluyor…

Aslında etrafımda bana çok güzel ilham veren “mutlu” çiftler vardı, çok güzel ilham veren “güzel sözleri” beni iyileştiren erkek arkadaşlarım vardı, benimle “hayatı paylaşan” kız arkadaşlarım vardı ve benim için en kıymetlisi ise “beni asla yargılamadan” kabul eden can-ım ilhamlarım annem ve babam vardı… Bunları anlamam evet zaman almıştı fakat bana ilham ermek için buradaydılar…

Bugün görüyorum ki o dönemde kendime ilham aldığım her şey hatta yaşadığım ayrılık bile benim içindi. Bana ilham olmak üzere hayatta olmam gereken kişiyi “anlayabilmem” için ve biraz da olsa kendim başka insanlara ilham verebilmek için, bana öğretmek için, beni parlatabilmek için, olmaktan “geride” durduğum kişiyi oldurabilmek için…

İşte hayatımızda yaşadığımız her an, birlikte zaman geçirdiğimiz her kişi, en kısa anımız bile “belki göremediğimiz” farkında olamadığımız muhteşem “ilham” kaynaklarıyla doludur. Bugün bu yazımı okuyorsanız dünyaya “ilham” arayan gözlerle bakmanızı dilerim. Siz kime ilham vermektesiniz, bir anne iseniz yanınızdaki minicik kalbin sizinle attığını biliyor musunuz, bir baba iseniz bir süper kahraman olabilmenin hakkını veriyor musunuz? Bir bireyseniz hangi hareketinizle diğerlerine ilham oluyorsunuz ve siz kimi ilham kaynağı olarak alıyorsunuz?

 

İlginizi çekebilir: Hayatta “kim” olduğumuzun sorumluluğunu almak: İşte ödememiz gereken esas bedel

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale