X

Şeker dalgalanmalarını önlemek mümkün mü? Glukoz dengesi nasıl sağlanır?

Enerji seviyelerindeki ani iniş çıkışlar genellikle kan şekeri dalgalanmalarından kaynaklanır. Özellikle yemek yedikten sonra kan şekeri önce yükselerek sonra aniden düşebilir ve bu sırada kısa vadede yorgunluk, susuzluk, ağırlık gibi semptomlar gözlenebilir. Kan şekeri dalgalanmalarının uzun süre devam etmesi ve kontrol altına alınmaması ise kandaki glukoz dengesizliğini artırarak bu semptomları kalıcı hale getirebilir ve Tip-1 veya Tip-2 diyabete yol açabilir. 

Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) tarafından paylaşılan rapora göre; dünya genelindeki yetişkin bireylerin %11’i diyabete sahip, her 10 kişiden 4’ü ise diyabeti olduğundan habersiz yaşıyor. Vakaların çoğunu orta ve düşük gelir sınıfı bireyler oluştururken; çalışmalar, 2050 yılına kadar her 8 bireyden 1’inin diyabeti olacağını ve dünya genelinde yaklaşık 853 milyon yetişkin bireyle diyabet yükünün giderecek artacağını öngörüyor.

Oysa doğru beslenme alışkanlıkları ve küçük yaşam tarzı değişiklikleri ile glukoz dengesi sağlamak ve diyabet riskinden korunmak mümkün olabilir. Gün boyu daha istikrarlı enerjiye sahip olabilmek için önce şeker dalgalanmalarının altında yatan nedeni anlamak ve risklerin farkında olmak gerekiyor.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Şeker dalgalanmaları neden kaynaklanır?

Normal şartlarda; kan şekeri değerinin açlık halinde 70-100 mg/dl, tokluk halinde ise 100-140 mg/dl olması gerekir. Bu değerlerin altında veya üstünde olan her değer şeker dalgalanmasına işaret eder. Fakat bu değerler yemek yeme saatine, yaşa, mevcut sağlık problemlerine ve diğer faktörlere göre değişiklik gösterir. Genel olarak öğün atlamak, uzun süre aç kalmak, aşırı alkol tüketmek ve şeker hastalığı ilaçları kullanmak gibi durumların tümü kan şekerinin düşmesine yol açabilir. Kan şekeri artışı ise; hastalanma, stres altında olma, normalden fazla ve hızlı yemek yeme, yeterince insülin almama gibi nedenlerden kaynaklanabilir.

Kandaki şeker dalgalanmaları birçok farklı nedenden kaynaklansa da yaygın olarak özellikle karbonhidrat ağırlıklı öğün tükettikten sonra gözlenir. Bu durumda kandaki şeker seviyelerinde geçici bir artış olur ve vücutta doğal olarak üretilen insülin bu dalgalanmaların şiddetini azaltarak şeker seviyelerini düşürmeye çalışır. Yemek sonrası şeker dalgalanmasının ortaya çıkış zamanı ve salınım aralığı kişiye göre değişir. Fakat genellikle yemek yedikten 1 ila 1,5 saat sonra ortaya çıkar ve zamanla düşer. Vücudunda kendi insülinini üretemeyen diyabet hastaları içinse bu artışlar daha uzun süreli ve şiddetlidir. 

Şeker dalgalanmalarını kontrol altına almak için ne yapılmalı?

Şeker dalgalanmalarının kontrol edilmemesi, vücudun kandaki glukoz seviyelerini ideal aralığa çekmek için normalden fazla enerji harcaması anlamına gelir. Kan şekerinin düşüklüğü de yüksekliği de genel vücut sağlığını kötü etkiler ve kalp hastalığı, sinir hasarı, böbrek yetmezliği, göz problemleri gibi birçok soruna neden olabilir. Ayrıca kan şekeri dalgalanmalarının uzun süre devam etmesi diyabet açısından da risk taşır. Bu nedenle glukoz seviyelerinin düzenli takibi ve kontrolü sağlıklı yaşam sürdürmenin yapı taşları arasındadır. Bu süreçte yapılacak basit beslenme ve yaşam tarzı düzenlemeleri, glukoz dalgalanmalarını önlemeye yardımcı olabilir:

1. Glisemik indeksi düşük besinler tüketmek

Glisemik indeks, karbonhidrat içerikli besinlerin kan şekerini ne kadar hızlı yükselttiğini etkiler. Paketli gıdalar, yüksek şekerli gıdalar, gazlı içecek, beyaz pirinç, beyaz ekmek gibi basit karbonhidratlar kan şekerini hızla yükseltir. Yüksek lif içeriğine sahip kompleks karbonhidratlar, tam tahıllı bakliyatlar, süper tohumlar, taze kuru yemişler, portakal ve elma gibi bazı meyveler, yeşil yapraklı ve lifli sebzeler, sağlıklı proteinler ve yağlar kan şekerinin daha dengeli ve yavaş yükselmesine yardımcı olur. Böylece kandaki glukoz dengesinin korunmasında etkilidir. 

Ancak bu besinleri tüketirken, sağlıklı pişirme ve saklama yöntemlerinin de göz önünde bulundurulması gerekir. Mesela sağlıksız yağlarla ve kızartarak hazırlanan ürünler kan şekerini hızla artırırken; fırında, ızgarada veya buharda pişirme gibi yöntemlerde böyle bir sorun ortaya çıkmaz.

2. İdeal kiloda olmak

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre; vücut kitle indeksi 25’in üzerinde olan bireyler aşırı kilolu, 30 üzerinde olanlar ise obez kabul edilir. İdeal kilo dengesi sağlamak kan şekeri kontrolüne yardımcıdır. Çünkü aşırı kilo ve obezite durumlarında, vücudun insülini kullanması ve kan şekeri seviyelerini dengelemesi zorlaşır. Özellikle karın bölgesinde biriken yağ, insülin direnci riskini artırabilir ve bu da kan şekeri dalgalanmalarını şiddetlendirebilir. Sağlıklı kilo aralığı ise hücreleri insüline duyarlı hale getirerek glukozun daha verimli kullanılmasına destek olur.

3. Düzenli egzersiz yapmak

Egzersiz, kasların kandaki glukozu enerji için kullanmasını sağlar ve hücrelerin insülin duyarlılığını artırır. Böylece kan şekerindeki ani dalgalanmaları kontrol etmeye yardımcı olur. Düzenli hareket eden kişilerde, özellikle yemek yedikten sonra yaşanan kan şekeri artışı, egzersiz yapmayan bireylere kıyasla daha kolay kontrol altına alınabilir.

4. Yeterli su içmek

Yeterli su içmeme ve dehidrasyon durumlarında, böbrekler vücuttaki sıvıyı tutar. Bu durumda kandaki fazla şeker idrar yoluyla dışarı atılamaz ve kan şekeri seviyesi yükselir. Ayrıca karaciğerin kana daha fazla şeker salması da gözlenebilir. Yeterli su içmek, vücut organlarının ve sistemlerinin düzgün çalışmasına yardımcı olarak kan şekeri dengesini korumada kritiktir.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Kaynak: healthline, knowdiabetes

İlginizi çekebilir: Kan şekerini hızlıca düşürmenin yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale