X

Sanatçı Elif Tutka ile “34 Şahmeran Projesi” üzerine keyifli bir sohbet

Şehrin birçok noktasında Şahmeran heykelleri ile karşılaştığımız bugünlerde, birbirinden farklı ve renkli bu heykellerin yaratıcılarını merak etmeden duramıyor insan. Elif Tutka bunlardan biri. Genç yaşta başladığı sanat kariyerini bütün üreticiliği ile sürdürmeye devam eden sanatçıya, kariyer geçmişini ve işlerinin arkasındakileri sorduk. Keyifli okumalar…

Bir çocukluk tutkusu muydu sizin için resim çizmek? Ailenizin nasıl yönlendirdiğini sorabilir miyim?

Her çocuk çizmeyi sever. İlk tanıştığımız ifade aracı resim, iletişimi ve duygularımızı tanımaya başladığımız zamanlar… Komşularımız ilk modellerim olmuştu. 4-5 yaşlarında portrelerini çizer, onlara hediye ederdim. Anımsıyorum, insanları şaşırtma ve beraberinde takdir görmenin tadını o zamanlarda almış olmalıyım ki bu anlar aklıma kazınmış. Kendimi hep kağıt kalem başında hatırlıyorum. Büyüdükçe önlenemez bir bulma, buluşturma, bir şeyleri birleştirip eksantrik aksesuarlar tasarlamaya kadar gitti. Annem derli toplu bir kadındır. Bir şeyler üretirken dağıtırdım, o sabırla beklerdi. Bana desteği hep aklımda. Sanata olan ilgimi çok küçük yaşlarda fark etmiş olsa gerek, başka bir yönlendirme yapmaya çalışmadı, ilk motivasyonumu onun takdirinden kurmuş olmalıyım. Açıkça söylemek gerekirse kendimi başka bir alanda düşünemiyorum.

Okul yıllarınızı nasıl yorumluyorsunuz? Nasıl bir eğitim aldınız Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde?

Lise yıllarımda Elif Naci’nin adının verildiği atölyede eğitim aldım. O zamanlar çok kavrayamasam da üniversite hayatımın ilk temellerini atmışım. Cağaloğlu Anadolu Moda Tasarımı Lisesi’nde sanat eğitimim başladı. Okuduğum lise, şimdiki adı Mimar Sinan Üniversitesi olan Sanayi Nefise Mekteb-i Ali’sine de (Güzel Sanatlar Fakültesi’ne) ev sahipliği etmiş bir bina ve yıllar sonra Anadolu Moda Tasarımı Lisesi olarak kullanılıyor. Aslında bu benim için çok güzel bir tesadüf. Üniversite hayatıma gelince de hep istediğim Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü’nde okudum. Zekai Ormancı Atölyesi’nden mezun oldum. Birbirinden kıymetli hocalarım oldu. Biri de Sedat Balkır. Müthiş bir sanat tarihi bilgisi vardı ve bize farklı bir görme biçimi kazandırdı.

Okul yıllarınızın ardından Sevil Dolmacı Art Consultancy’de gerçekleştirdiğiniz ilk kişisel sergisiniz “Müdahil”e tepkiler nasıldı?

İlk kişisel sergi heyecanı bir başka tabii. Bir de üzerine 9 müthiş kadınla iş birliği yaptık. Onlara minnettarım.

İsmini nasıl vermiştiniz?

Açık bir davet gibiydi. Herkesi içine dahil etme arzusu taşıyordu. Uzun bir süre sonunda çıkan bir sergi olduğu için paylaşma, dahil etme isteği taşıyordum ve tabii müthiş 9 kadının ortaklığında bir iş ürettik. Tam bir müdahil olma hikayesiydi. İsmi de buradan gelir.

34 Şahmeran Projesi’ne nasıl dahil oldunuz ve nasıl bir çalışma gerçekleştirdiniz?

Şahmeran proje teklifi bana ilk geldiginde tüm dünyayı sarsacak salgın henüz çıkmamıştı ve ne ilginçtir ki şifacı bir mitolojik kahraman olan Şahmeran, şifasını bize dağıtmak için gelmiş gibi oldu. Güven, ihanet, bedel, şifalanma tüm insanlığın yaşadığı salgınla iç içe girdi. Şükür bugünlerde bu sarsıcı günleri uğurluyoruz. Bir şifacı projesinin bu döneme denk gelmesi benim için çok büyülüydü. Sırf bu sebepten tıpta çok uzun yıllardan beri kullanılmakta olan gümüşten ilham alarak “lame” kullandım. Üzerindeki ev bitkileri farmakolojiye atıfta bulunsun istedim ve tabii hepimiz birer salon bitkisi gibi evlerimize kapandık. İnsanlık, sevmediğini çabuk unutmak istiyor. Bu duyguyu iyiye dönüştürmek istedim. Bu süreçte çok kıymetli bir aile yakınımız olan Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Demirkıran ve tüm sağlıkçılar ilham kaynaklarımdan oldular.

Bu projeye halktan gelen genel yorumlar nasıl? Beğeneni kadar eleştireni de çok oldu… Siz şehirdeki açık alanların sanat için kullanılmasını nasıl buluyorsunuz?

Aslında biz artık aradan çekildik gibi. Engelsiz, mesafesiz ve samimi bir proje. Herkes istediğini düşünmekte hür. Neticesi çok güzel olacak. Oraya odaklanmakta fayda var. Çok kıymetli insanlarla tanıştım. Bana kazancı çok. Başta sergi koordinatörü Zeynep Helvacı bu süreci sabırla ve sevgiyle yönetti. Çok yerli yerinde ve İstanbul’a çok yakıştığını düşünüyorum.

Hem annelik, hem 34 Şahmeran Projesi, hem de Bebek M Art Gallery’deki serginiz… Hepsini bir arada nasıl götürüyorsunuz?

Bu konuda söyleyecek çok şey var. Zorlu bir süreç ama kızım benim motivasyon kaynağıma dönüştü. Onun sayesinde kendimi çok daha güçlü hissediyorum. Aslında her şeyin mümkün olduğunu öğretti bana. Zamanın kıymetini ve programlı olmayı öğretti diyebilirim. Hayata güvendiğimde aslında bana nasıl yardım ettiğini gördüm. Sergideki resimlerim bir zaman diliminin ürünleri. Programla çalışınca zaten oluyor, hatta eskisinden çok daha üretken bir dönem yaşıyorum diyebilirim.

Kadın sanatçı olmanın avantajları ve dezavantajları hakkında neler düşünüyorsunuz?

Bu konu değerlendirmesi oldukça zor bir konu. Açık olmak gerekirse henüz bir avantajını görmedim. Bu sanatçı olmakla ilgili bir mesele de değil. Ne yazık ki toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı bir problem. İnsanların önyargıları var kadın sanatçıların üretimlerine. Ne yazık ki kadının doğasında olan doğurma yetisi çoğu insanın çok kavrayamadığı bir olgu. Şimdilerde bir yaşını henüz doldurmuş bir bebeğim var ve hiç olmadığım kadar motive ve üretkenim. Belki de bende bu önyargılara inat gelişti bu hal.

Nelerden ilham alırsınız ve gelecek projeleriniz neler?

Şu sıralar duygularımdan hareket ediyorum. Mesela en son yaptığım resim. Mana değiştiren şeyler için çelenk boyadım. Aslında oldukça köklü bir kültürün günümüze yansımasıdır çelenk. Roma ve Yunan mitolojisine ait metinlerde de onur simgesi olarak kullanılmış ve günümüze gelmiştir. Çember etrafına dizilen çiçek ve yapraklardan oluşturulan dairesel yapılı süsleme ürünün adıdır çelenk. Osmanlı askeri geleneğinde de yeri olan bu ürün, Türkiye’de Cumhuriyet döneminde de kullanılmaya devam etmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Seri çelenkler değerini, geçerliliğini yitiren tüm “ŞEY”lere geldi.

Bir de genç nesil resim öğrencilerine meslek hayatlarının başında ne tavsiye edersiniz?

Tecrübe edinin. Yollarını çizmiş insanları izleyin, görebildiğiniz kadar görün ve deneyimlemekten korkmayın. Reddedilme ile başa çıkmayı öğrenin. Herkes tarafından kabul görmek mümkün değil. Pes etmeyin. Bu motivasyonu kazanmak için sanat tarihinde yüzlerce örnek var. Kendi hikayenizi yazın ve geçmişin ışığında yeniliklere kucak açın.

Çok teşekkür ederiz.

İlginizi çekebilir: Sanatçı Nilo ile kişisel sergisi “Güncem” üzerine keyifli bir sohbet

Günsu Özkarar: 1987 Ankara doğumluyum. 2008 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Viyola Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldum. Ardından İsviçre’de Hocshule der Künste Bern’de yüksek lisansımı tamamladım. Yüksek lisansım sırasında Orchester der HKB, Schweizer Jugend Sinfonie Orchestra, The Women Orchestra of Switzerland’da çalarak, Christopher Warren­Green, Bruno Weil, Daniel Klajner, Jos van Immerseel, Kai Baumann gibi orkestra şefleriyle Avrupa’nın farklı şehirlerinde konserler verme deneyimi edindim. Tatjana Masurenko, Michael Kugel, Ruşen Güneş, Çetin Aydar, Danel Quartet, Marco Misciagna, Michel Michalakakos, Apple Hill Quartet, Siegfried Führlinger gibi hocaların ustalık sınıflarına katıldım. The World Youth Orchestra, The World Orchestra, Greek Turkish Youth Orchestra, Bilkent Youth Symphony Orchestra, Bilkent Youth Virtuosos, Jungenc Philharmonic Orchestra, AIMA Festival Orkestrası gibi ensemble/ orkestralarda ve Young Euro Classic, Schloss/Beuggen International Music Fest, Schlern International Music Fest, Bayreuth Youth Talented Artists ́s Music Fest, The Turco-British Association Bach Günleri, Datça Uluslararası Müzik Akademisi, T.R.N.C. Malta Dostluk Günleri, Klasik Keyifler Oda Müziği Festivali, Uluslararası Istanbul Müzik Festivali, Uluslararası D - Marin Klasik Müzik Festivali, AIMA Ayvalık Müzik Festivali ve Cervo International Music Fest gibi etkinlik ve festival konserlerinde yer aldım. İstanbul’a taşındıktan sonra CRR, AIMA Orkestrası, Orkestra Sion’da çalıştım. Ayrıca İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Doçent Beste Tıknaz Modiri ile Sanatta Yeterlilik çalışmalarımı tamamlayarak, Okan Üniversitesi’nde öğretim görevliliğine başladım. Bitirme tezim “Tarihsel Süreçte Gelişen Viyola Ekolleri” kitap olarak yayınlandı. Trio Pax, Trio Tını gruplarının yanı sıra Okan Üniversitesi Orkestrası’nda üç yıl öğretim görevlisi olarak çalıştım. Psikoloji ve edebiyat her zaman ilgi alanım oldu. Çeşitli yaratıcı yazarlık kursları ile birlikte psikanaliz de gördüm ve bu sürecin ardından farklı dergilerde yazılarım yayınladı. Şimdi Milliyet Sanat, SanatAtak dergilerinde düzenli yazmaktayım ve Mayıs'ta İkinci Adam Yayınları’ndan çıkacak Küflü Virgül isimli ilk öykü kitabımı beklemekteyim.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale