X

Samsung’dan bir dijital sanat ve NFT platformu: dART ile tanışın

Samsung, Türkiye’de dijital sanata ve NFT teknolojilerine ilgi duyan herkese açık dART Plarformu ile dijital sanata dair akıllarda olan soru işaretlerini gidermeyi, bu alanla ilgili gerek sanatçı ve gençler, gerekse de sanat sever herkese yaşayan, güncel bir bilgi kaynağı sunmayı hedefliyor.

Dijital sanatın Türkiye’deki evrimine katkı sunmak amacıyla hayata geçirilen platform, dijital sanat ve NFT teknolojileri alanında öncü isimlerinden oluşan bir uzman kurulu ile birlikte yolculuğuna başladı. Platform kapsamında; üniversite işbirlikleri, akademik ve online eğitimlerle dijital sanatçıların ve dijital sanata gönül vermiş gençlerin desteklenmesinin yanı sıra YouTube sohbet serilerinden, dijital sanat ve NFT sözlüğüne varan hizmetlerin sunulması amaçlanırken, Türkiye’nin önde gelen dijital sanatçılarının atölye ve stüdyolarına ziyaretler de gerçekleştirilecek. Nasıl ilham aldıkları, çalışma teknikleri ve rutinleri paylaşılacak. Ayrıca, önümüzdeki dönemde dijital sanat sergileri için kürasyon tarafında yönlendirmelerde bulunularak, yeni sanatçıların kendilerini görünür kılmasına yön veren çalışmalar yapılacak. Tüm bu hizmetlerle birlikte platformun sanatçılar ve gençler için yol gösterici bir rehber olarak konumlanması hedefleniyor.

Samsung dART Platformu’nun önemli bir ihtiyacı gidereceğini vurgulayan Samsung Electronics Türkiye Başkanı ve CEO’su Philip Choi, konuyla ilgili şunları söyledi: “Samsung olarak, kullanıcıların beklenti ve ihtiyaçlarını odağa alarak, tüm dünyada teknolojinin yükselen trend ve kavramları ile ilgili çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. Geçtiğimiz aylarda Samsung Başkan Yardımcısı Han Jong Hee de şirketimizin kendi Metaverse’ünü oluşturacağını ve bu konudaki planlarını paylaşmıştı. Samsung Türkiye olarak biz de, bu bakış açısına paralel bir şekilde, Türkiye’de dijital sanat ve NFT teknolojilerinin gelişimi konusunda öncü bir rol üstlenerek, inisiyatif alıyoruz. Türkiye’de dijital sanata ve NFT teknolojilerine ilgi duyan herkese açık yeni bir platform ile yeni bir yolculuğa başlamanın ve bu alanı sahiplenmenin heyecanını yaşıyoruz.”

Platformda, yaklaşık 20 yıldır dijital sanat üreten NFT sanatçısı Hakan Yılmaz ve dijital sanat eserlerinin NFT haline getirilmesi ve gelir elde edilmesi alanındaki bilgi birikimiyle uzman Devrim Danyal yer alıyor.

“Uzman isimlerin moderasyonuyla sürekli güncellenen, eğitimlerle herkese açık bir platform.”

Dijital sanatın gelişim evrelerinden, nasıl yapıldığına ve ülkemizdeki mevcut durumuna değin geniş bir perspektifte değerlendirildiği dART Plarformu’nun tanıtımına ev sahipliği yapan Samsung Electronics Türkiye CMO’su Ömer Barış Gökpınar, konuşmasında şunları söyledi:

“Samsung olarak, halihazırda telefon, tablet gibi mobil cihazlarımızla dijital sanat üretimine katkı sunuyoruz. Ayrıca, Lifestyle TV ekranlarımızla dijital sanatı sergileme konusunda da alternatif sunuyoruz. Dijital ürünlerimizi dijital sanatı da kapsayacak şekilde tasarlıyor ve sunuyoruz. Sanata verdiğimiz desteği teknolojiyle birleştirirken, dART Platformumuzla da bu alanda uzman, ülkemizin dijital sanat ve NFT teknolojileri alanında öncü isimlerinden oluşan bir uzman kurulu oluşturduk. Portalımızı alanında uzman isimlerin moderasyonunda sürekli olarak besleyerek, hem dijital sanatın dünyadaki gelişimi, hem de Türkiye’de bu alanda yaşanan yenilikler hakkında güncel, yol gösteren ve bu alanı sahiplenen bir platform olarak herkesin kullanımına sunuyoruz.

Portalımız içerisinde oluşturacağımız akademi ve online eğitimlerle sanatçıları ve gençleri de bu alanda geliştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, uzman kurulumuzun katkılarıyla ülkemizin önde gelen dijital sanatçılarının atölye ve stüdyolarına ziyaretler düzenleyecek; uzmanlarımızla üniversitelerin ilgili fakültelerine konuk olacağız. Çalışma teknikleri ve rutinlerini, ilham kaynaklarını yerinde öğreneceğiz. Tüm merak edilenleri kendilerine sorma fırsatı bulacağız. Oluşturacağımız Dijital sanat ve NFT sözlüğü ile de merak edilen kavramların hepsine yanıt vereceğiz. Yine dijital sanat ve NFT ile ilgili önde gelen isimleri platformumuzda konuk edecek, YouTube sohbet serileri ile yaşayan ve sürekli güncellenen bir bilgi kaynağı sunacağız. Ayrıca, dijital sanat sergileri için kürasyon tarafında yönlendirmelerde bulunmayı, ülkemizde bu alanda çeşitlilik oluşmasına katkı sunmayı da amaçlıyoruz. Türkiye’deki genç sanatçıları desteklemek ve dijital sanatı geliştirmek için çıktığımız bu yolda yaptığımız ilk etkinliğimizde küçük bir sergi oluşturmamız için eserlerini paylaşan sevgili Hakan Yılmaz, Ecem Dilan Köse, Yasin Yaman, Necmi Deniz Akıncı ve Berk Kır’a teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.

“Uzman kurulumuzun ve danışman ekibimizin gelecekte daha büyümesini arzu ediyoruz.”

Bununla birlikte platformun bir diğer hedeflerinin ise dijital sanat sergileri için kürasyon desteği de sunarak, yeni sanatçıları görünür kılmak olduğunu ifaden Gökpınar, “Bu yolculuğumuza ilk etapta; alanında uzman, ses getirmiş iki önemli isimden oluşan uzman kurulumuzun desteğiyle başlıyoruz. Platformumuza katkı sunacak uzman kurulumuzun gelecekte bir küratörle birlikte daha da büyümesini arzu ediyoruz. Bu doğrultuda, ilk etapta uzman kurulumuzdan Hakan Yılmaz ise sanatçıların altyapısını nasıl geliştirebileceği ve eserlerini dijital ortamda sergilemeleri konusundaki bilgileriyle kapsamlı bir danışmanlık sunacak. Devrim Danyal ise özellikle eserlerin NFT haline getirilmesi ve gelir elde edilmesi alanındaki bilgi birikimi ve tecrübeleri ile danışmanlık sağlayacak.” dedi.

Hakan Yılmaz: “NFT ile birlikte sanatçılar için beklediğimiz günler nihayet geldi.”

1990’lı yıllarda ortaya çıkan dijital sanat ve ürünlerinin kökenlerinin 1960’lı yıllara dayandığını aktaran NFT sanatçısı Hakan Yılmaz ise, “Dijital sanat, üretim süreçleri, sunum biçimleri, satış biçimi gibi konularda, bilgisayar ve teknoloji ile müthiş bir ortaklığa sahip olduğu için farklılaşıyor. Dijital olsun ya da olmasın, profesyonel anlamda sanat üretebilmek için temel sanat eğitimi alınması gerektiğini düşünüyorum. Bu, illa bir akademiden alınmak zorunda değil; günümüzde konu ile ilgili sınırsız denebilecek kaynaklar bir çok online mecrada bulunuyor. Sanatçıların maddi ve manevi hakları ile ilgili olarak da bu konunun esasen NFT öncesi ve NFT sonrası olarak ikiye ayrıldığını söyleyebiliriz. NFT öncesi dijital sanat eseri satışları konvansiyonel yöntemlerle, yani geleneksel bir sözleşme ile yapılıyordu ve eserin kopyalanması problemi hemen her satışta dev bir problem yumağına dönüşüyordu. NFT sonrası bu konu blockzincir üzerinde sistematik şekilde çözüldüğü için, nihayet beklediğimiz günler geldi diyebiliriz” dedi.

dART Uzman Kurulu Üyesi ve Blockchain’in Türkiye’deki öncülerinden eğitmen Devrim Danyal ise, “Öncelikle, dijital sanat ve NFT’nin tarihsel gelişimine baktığımızda, sürecin kayıt dönemi kadar eski olduğunu ve günümüze kadar farklı formatlarda dönüştüğünü gözlemliyoruz. Hikayesi de bu yüzden küresel tüm sektörleri kapsıyor. NFT’nin hayatımıza ilk girişi esasen finansal bazda kripto paralar aracılığıyla gerçekleşti. Herkesin ilgisini çekmekte yetersiz kalan finansal ekosistemdeki NFT’ler öncelikle sanatla buluşarak hayatımıza kimlik, sertifikasyon, renk, ahenk ve ritm katarak kripto varlıklara evrildiler diyebiliriz. Aklınıza gelen gelmeyen, elle tutulan tutulmayan, gözle görünen görünmeyen, katı, sıvı, gaz kayıt altına alabildiğimiz her olguyu dijitalize edip metalaştırıyor ve birer NFT haline getirebiliyor ve tüm sektörleri baştan dizayn edebilir hale geliyoruz.” diye konuştu.

Samsung dART Platformu ile ilgili daha kapsamlı bilgi için https://www.samsung.com/tr/dart/ adresi ziyaret edilebiliyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale