X

Sağlıklı yaşamda yeni trend: 30-30-30 kuralı 

Sosyal medyadaki binlerce hesap ve sayısız içerik, sağlıklı yaşama dair birbirinden farklı teknikler sunuyor. Ancak aralıklı oruçlardan yağ ağırlıklı beslenme planlarına kadar değişen bu yaşam biçimleri her zaman uygulanabilir olmuyor. Özellikle hızlı kilo kaybı vaat eden şok diyetler ve aşırı kalori yaktıran egzersiz rutinleri, uzun vadede sürdürülemiyor. Son dönemde viral olan 30-30-30 kuralı ise; kolay uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği ile öne çıkıyor. Biyolog Gary Brecka ve yazar Tim Ferriss gibi isimlerin popüler hale getirdiği bu teknik, güne doğru başlangıç yaparak metabolik sağlığı yeniden düzenlemeyi hedefliyor. Aşırı zorlayıcı diyet ve egzersiz programlarının aksine, sadece üç basit adımla tüm günü yapılandırmaya yardımcı oluyor.

30-30-30 kuralı nedir?

30-30-30 kuralı, güne doğru başlayarak tüm günü enerjik ve zinde geçirmeyi vaat eden bir sağlıklı yaşam trendi. Son dönemde sosyal medyada hızla yayılan bu yaklaşımın temelinde ise üç kilit nokta yer alıyor. 

1. Uyanıştan sonraki 30 dakika

30-30-30 kuralının ilk adımı, güne ilk başlangıç anına odaklanıyor. Uyanır uyanmaz geçen zamanın önemini vurgulayarak vücudun ilk 30 dakika içinde kahvaltı yapması gerektiği fikrini savunuyor. Amaç ise vücudu hafif açlık durumundan çıkararak metabolizmayı uyandırmak ve daha hızlı çalışmasını sağlamak. Uzmanlar, zamanlamanın sihirli bir faydası olmayabileceğini söylerken bu teknik sayesinde düzenli kahvaltı rutini oluşturmanın kolaylaşabileceğini ve kahvaltı atlamaktan kaynaklanan risklerin ortadan kaldırılabileceğini belirtiyor. 

2. 30 gram protein tüketimi

Kuralın ikinci adımı, kahvaltıda 30 gram protein tüketmekten geçiyor. Protein, metabolik sağlık için kritik bir öneme sahip olduğundan, günün ilk saatlerinde bu kadar yoğun miktarda protein tüketerek gün içindeki iştah kontrol edilebiliyor. Açlık hormonlarını düzenleyerek tokluk hissini sürdürmek kolaylaşıyor, ayrıca fazla yemek yeme isteği ortadan kalkıyor. Tüm bu süreç, kan şekeri seviyelerinin dengelenmesine de yardımcı oluyor. Böylece kahvaltı ve sonraki öğün arasında ortaya çıkan atıştırma isteğini azaltıyor. Tüm bunların yanı sıra; protein, metabolizmayı hızlandırarak sindirim sisteminin daha iyi çalışmasına ve vücudun daha fazla kalori harcamasına da destek oluyor. Dolayısıyla kahvaltıda yumurta, peynir, yoğurt ve protein tozu gibi zengin protein kaynaklarını tüketerek kilo dengesini sağlamak mümkün hale geliyor. 

3. 30 dakika egzersiz

Kuralın son adımında ise kahvaltının hemen ardından 30 dakika düşük yoğunluklu egzersiz yapılıyor. Bu egzersizler, yorucu cardio antrenmanlarından veya ağırlık seanslarından oluşmuyor. Kısa yürüyüşler, yoga akışları ve tempolu bisiklet gibi kolay egzersizler hem vücudun güne dinç başlamasını sağlıyor hem de kas kütlesini koruyarak yağ yakımını destekliyor. Herkesin yapabileceği basit hareketlerden oluşan egzersiz programı, uzun vadede daha fazla sürdürülebilirlik sunuyor. Bu da kalıcı yaşam alışkanlıklarına dönüşmesini kolaylaştırıyor.

Hemen her yaşam tarzına uygun olan bu üçlü rutin, sadece kolaylığı ve uygulanabilirliğiyle öne çıkmıyor. Aynı zamanda kilo vermeye, metabolizma hızlandırmaya, açıklık krizlerini önlemeye ve daha zinde hissetmeye yardımcı oluyor. Böylece aşırı yorucu ve takibi zor beslenme programlarına kıyasla çok daha basit bir alternatife dönüşüyor. 

30-30-30 kuralı gerçekten faydalı mı?

30-30-30 kuralı sosyal medyanın yeni yükselen trendleri arasına girdiğinden henüz bu konuda fazla bilimsel çalışma yapılmış değil. Fakat önerdiği basit prensipler birçok sağlıklı yaşam uzmanı tarafından destekleniyor:

  • Güne kaliteli protein kaynaklarıyla başlamak, uyku sırasında yavaşlayan metabolizmayı aktif hale getiriyor. Ayrıca uyku boyunca aç kalan vücuda gereksinimi olan temel besinleri sağlıyor.
  • Kuralın önerdiği dengeli protein tüketimi sayesinde kan şekeri seviyelerini dengelemek, diyabet riskinden korunmak ve özellikle öğle saatlerinden gelen açlık krizlerini önlemek kolaylaşıyor.
  • Yüksek proteinli kahvaltı, gün içindeki kalori alımını düşürerek gün kilo dengesinin korunmasına katkı sağlıyor.
  • Yemeğin ardından yapılan düşük tempolu egzersiz, kan akış hızını artırarak sindirim sistemini tetikliyor. 
  • Yoğun egzersiz ve beslenme programları uygulamayanların düzenli rutin oluşturma hedeflerini destekliyor.
  • Basit ve net adımlar içerdiğinden kolay uygulanabiliyor ve tutarlılık sunuyor.

30-30-30 kuralı, özellikle düzenli rutin oluşturmakta zorlanan veya kolay başlangıç noktası arayanlara hitap eden bir seçenek. Düzenli alışkanlık oluşturma konusundaki faydaları ve herkese uygun olması sebebiyle rahatlıkla denenebilir. Ancak bu kuraldaki zaman dilimleri, erken saatte işe veya okula gidenler ile küçük çocuğu olanlar için kısıtlayıcı olabilir. Fakat uzmanlar bu durumda, saatlerin esnetebileceğini, ana konunun hedeflere odaklanmak olduğunu belirtiyor. Zaman diliminden bağımsız olarak; uyandıktan sonraki ilk iki saat içinde yüksek proteinli kahvaltı yapmak ve günde 30 dakika hareket etmek, sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmaya yardımcı oluyor. Siz de kahvaltıdaki protein seçimleri ve günlük aktivite planı üzerinden genel yaşam kalitenizi artıracak sağlıklı bir gündüz rutini oluşturabilirsiniz.

Kaynak: huffpost, clevelandclinic

İlginizi çekebilir: Aktif yaşama dair öne çıkan 2025 wellness trendleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale