Sağlıklı bir bağ kurabilmek için farkına varın: İlişkinizi kaç kişilik yaşıyorsunuz?

Hem danışanlarımın anlattıklarından hem de kendi sosyal çevremde tanık olduklarımdan sonra bu başlık oluştu kafamda. Sorum özellikle hemcinslerime: İlişkinizi kaç kişilik yaşıyorsunuz? Ya da şöyle sorayım: Sevgiliniz sadece sizinle ilişki yaşadığını sanıyorken, aslında arkanızda dev bir yönlendirme ordusu olduğunu biliyor mu? Eğri oturalım doğru konuşalım ve ikili ilişkilerde özellikle biz kadınlar olarak ilişkimizi kocaman bir aile ve arkadaş çevresi eşliğinde yaşadığımızı kabul edelim.

Dertleşmek, sıkıntıyı paylaşmak elbette hepimize iyi gelir ancak ya ilişkimizin direksiyonunu birlikte olduğumuz kişiyle beraber tutmaktansa başkalarına veriyorsak?

Bu konuyla ilgili akademik bir çalışma olup olmadığını araştırmadım (en kısa zamanda araştıracağım) ancak tecrübelerim ve gözlemlerimden yola çıkarak şunu söylemeliyim ki erkekler, ilişkileri “ciddi” aşamaya gelmeden çevreleriyle paylaşmayı pek tercih etmiyorlar. Peki ya biz kadınlar? Daha ilk tanışmayı koşa koşa arkadaşlarımıza bahsetmez miyiz? Flört dönemini en kısa ayrıntısına kadar anlatmaz mıyız? Tartışmaları, kavgaları paylaşıp birlikte olduğumuz kişiyi şikayet etmez miyiz?

Dertleşmek, sıkıntıyı paylaşmak elbette hepimize iyi gelir ancak ya ilişkimizin direksiyonunu birlikte olduğumuz kişiyle beraber tutmaktansa başkalarına veriyorsak? Kısacası, ya ilişkimize başkalarının tavsiyeleriyle yön veriyorsak? Bir hareketin veya bir cümlenin herkeste bıraktığı algı farklıdır. Karşı tarafın gönderdiği bir mesaj, okuyan her bir kişi tarafından farklı şekilde yorumlanabilir. Ya da sevgilinizle yaşadığınız olumsuz bir olayı bir başkasına aktarırken tamamen objektif olarak anlatamayabilirsiniz. Arkadaşlarınız ya da aile üyeleriniz de sizi korumak adına çok objektif yorumlar yapamayacağı için ilişkiniz zarar görebilir. “Bırak bu insanı sana zarar veriyor, o aramazsa sen de arama, ilgileniyormuş gibi gözükme şımarmasın, çok güvenme yarı yolda bırakır” vs. cümleler olumsuz yönlendirme cümleleridir.

Çevremiz her ne kadar bizim iyiliğimiz için bu tür cümleler kursa da her ilişkinin kendine has bir dinamiği vardır. Karşılıklı konuşup, empatik yaklaşarak çözülecek bir problem başkalarının yönlendirmesiyle bambaşka bir hal alabilir.

Eğer ilişkinizle ilgili detayları çevrenizle paylaşmaktan keyif alıyorsanız sadece yapıcı tavsiyeleri değerlendirmeniz yerinde olacaktır.

Tüm bunların yanı sıra bir ilişkinin içine çok dalmak da bazı şeyleri fark etmememize neden olabilir. Böyle durumda da üçüncü bir kişinin görüşünü elbette almak normaldir. Şimdi en baştaki soruya tekrar dönecek olursak, üçüncü kişilerin ilişkinizle ilgili yorum ve tavsiyelerine kulak asmalı mısınız? Yoksa yangına körükle gitmemeli misiniz? Yapmanız gereken öncelikli şey ilişkinizdeki sorunları kendi içinizde konuşarak çözüme kavuşturmak olmalıdır. Eğer ilişkiniz henüz çok yeniyse bazı anlaşmazlıklar yaşanabilir, bu süreci birbirinizi tanıma olarak değerlendirirseniz bu anlaşmazlıkları lehinize çevirebilirsiniz.

Eğer ilişkinizle ilgili detayları çevrenizle paylaşmaktan keyif alıyorsanız sadece yapıcı tavsiyeleri değerlendirmeniz yerinde olacaktır. Fakat unutmamanız gereken en önemli husus bu ilişkinin kaptanlarının siz ve sevgiliniz olduğudur. Bu yolda mola verebilir, yardım alabilirsiniz ancak nereye gideceğinize sadece ikiniz karar vereceksiniz.

Uzman Psikolog Merve Saraçoğlu Psikolog
İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Lisans ve Uygulamalı Psikoloji Yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra Bristol Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji Programı’nı tamamlamıştır. 2010 yılında başladığı Bilişsel ve ... Devam