Sağlıklı beslenme söz konusuysa mazeret yoktur: Bahanelerinizi fark edip harekete geçme zamanı

“Sağlıklı beslenmeye mazeretim var!” mı diyorsunuz? Peki neden?

Geçen bir danışanım iş yaşamı ile birlikte kilo artışının başladığını ve artık zayıflamak istediğini söylüyor; program planlama esnasında sohbet ederken, ben “Kahvaltıyı kaç gibi yapıyorsunuz?” diyorum, o “Bu şartlarda mümkün değil, böyle alıştım” diyor, “Öğle yemeğinde ne yiyorsunuz?” diye soruyorum, o “Tost yiyorum, bulabildiğim tek o var” diyor, “Su içiyor musunuz?” diyorum, “Tuvalet sıkıntısı” diyor, “Hareketli misiniz?” diyorum, “Evden asansörle arabaya iniyorum, oradan işte asansörle masama çıkıyorum, aynı şekilde dönüyorum” diyor…

Konu sağlıklı beslenme olunca mazeret çok oluyor, yukarıda anlattığım gibi: Yoğun çalışma hayatı, çocuklara vakit ayıramıyoruz, evden yemek götüremiyoruz, etrafımızda bulamıyoruz, bulsak da vakit ayıramıyoruz, millet ne der diye tuvalete gidemiyoruz, çantadan çıkarıp yiyemiyoruz… Bunlar sadece birkaçı…

Aslına baktığımızda bunlar bizim hayatımızda seçtiğimiz, kolay olduğunu sandığımız mazeretlerimizdir. Her zaman böyle olacak, yaşamımız da kendi bedenimize olan saygı seviyemizi gösterir. İlk başlarda kolay gelmeyecek, bunu biliyoruz ama hayatınıza kattıklarınız arkasından kolaylık olarak gelecek…

Ne kadar zor olabilir ki kendinize iyi bakmak, sevgililer gününü geride bıraktık mesela, o zaman da çok söylendi, önce kendini sevmeyle başlıyor her şey…

Kendini sev, çünkü o sevgi sevgiyi yaratacak…

Her gün 2 litre en az su içmek ne kadar zor olabilir mesela? O suyun bedeniniz üzerindeki sayısız etkilerinden faydalanmak dururken…

İş yerinde “bulunamayan yemek” bahanesiyle ne kadar devam edebilirsiniz? Bir ömür mü? Yapmayın, her gün yiyebileceğiniz pratik ama sağlıklı alternatifler üzerine düşünmek, bulamadıysak bir diyetisyen ile size özel alternatifler oluşturmak mümkün…

Danışanlarım sık sık teyit etmek için soruyor: “Ayy size ne zor! Siz hep böyle besleniyorsunuz değil mi?” Cevap veriyorum: Evet, lakin öyle sandığınız kadar zor ve keyifsiz değil. Ben yediklerime dikkat ediyorum, yediklerim de bana, bakış açınızı değiştirmediğiniz için bahaneler üretiyorsunuz aslında, bunun zor ve keyifsiz olduğunu düşünüp yaşamınızda değişiklik yapmak istemiyorsunuz, yanlışsam söyleyin…

Nasıl bakarsanız öyle görürsünüz; tabağınızdaki yiyeceklerle “haydi gel beni gerçekten besle” diye konuştuğunuzda, yani onları gerçek bir gözle gördüğünüzde hem ruhunuz hem de bedeniniz doyacak…

Belki bu yolda işinizi kolaylaştırmak, süreçten daha çok keyif almak için, sevmediğiniz besinlere alternatif sevdiğiniz besinlerle oluşturulmuş bir beslenme programını takip etmek, koşarak geçen zamanınızı biraz yavaşlatacak ve hayatın tadını çıkarmanızı sağlayacaktır.

Sağlıklı bir yaşam, yoğun hayatınıza katabileceğiniz en önemli destekçiniz olacaktır.

Haydi yazın bakalım mazeretlerinizi, sonra şöyle neler yapılabilir gözden geçirin ve yapmaya başlayın…

Unutmayın dolabınızdan bedenize her zaman çeşit çeşit giyecek kıyafet bulursunuz ancak yeni bir beden bulamazsınız, gidecek başka bedenimiz yok…

İlginizi çekebilir: Kilo vermek isteyenlerin dikkatine: Doğru hedef belirlemek yolun yarısı

Dyt. Buket Koçoğlu Diyetisyen
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden şeref öğrencisi olarak mezun oldum. O günden bu güne sofralara olabildiğince dokunmaya çalışıyorum. Beslenmede herkes için aynı doğruların ... Devam