Rüyaları hatırlamak ve yönetebilmek için basit ve bilimsel bir yöntem bulundu

Rüyalar konusunda herkesin tecrübesi birbirinden farklı. Kimi rüyalarını hiç hatırlamazken, kimi bir rüya gördüğünün farkında olup, detaylarını anımsayamıyor. Kimilerinin rüyaları ise adeta yaşanmış bir olay, bir anı gibi hafızalarına yerleşiyor. Rüyaları yönetebilme konusunda da durum aynı: Sık görülmeyen bir özellik olmakla beraber, bazı insanlar rüya görürken “şu an rüyadayım” bilincine sahip olabiliyor ve bunların da bir kısmı rüyanın gidişatına müdahale edebiliyor.

Rüyalarla ilgili düşüncelerimiz farklı olsa da uyku sürecinde belli zaman dilimlerinde görülen rüyaların daha iyi hatırlanabildiği biliniyor. Çünkü bazı beyin süreçleri tüm insanlarda aynı şekilde işliyor. Örneğin, REM uykusundan sonra prefrontal kortekslerinde teta beyin dalgası (uyanıkken hafıza ile bağlantılı olan dalga) aktivitesi yüksek olan kişiler rüyalarını daha çok hatırlıyor. Uzun süreli hafızaya destek olan beyin süreçleri uyku anında çalışmadığı ancak uyanmayla beraber aktif hale geldiği için, bir kabustan uyanır ya da sudan çıkarcasına panikle uyandığımız rüyaları hatırlama olasılığımız daha yüksek oluyor.

Fiziksel bulguların yanı sıra, rüyanın tutarlı ve mantıklılığı da onu hatırlamayı kolaylaştırıyor. Burada gerçekte olamayacak bir nesne ya da canlının varlığından değil, rüyada ilerleyen hikayenin kendi içinde tutarlı oluşundan bahsediyoruz. Rüyalarınız fantastik öğelerle dolu ancak yine de belli bir mantık silsilesi izliyorsa, onu hatırlama olasılığınız da daha yüksek. Çarpıcı hikayeler, gerçekçilik, kabus gibi korku ya da stres yaratan rüyalar da daha sık hatırlanıyor.

Rüyalarınız fantastik öğelerle dolu ancak yine de belli bir mantık silsilesi izliyorsa, onu hatırlama olasılığınız da daha yüksek.
Bilinçli rüya görmek bir yetenek mi?

Uyku evrelerinden beyin dalgalarına ve rüya yapısına, yukarıda anlattıklarımızın hiçbiri bizim yönetebildiğimiz şeyler değil. Ancak bunların yanı sıra lucid dream (bilinçli rüya ya da kontrol edilebilen rüya) olarak sınıflandırılan, içindeyken kişinin farkındalık sağlayabildiği ve müdahale edebildiği rüyalar da mevcut. Üstelik, bilinçli rüya görmenin öğrenilebilir ve geliştirilebilir bir yetenek olduğuna dair bilimsel çalışmaların sayısı gün geçtikçe artıyor.

Avusturalya’da yapılan ve Eylül ayında yayınlanan bir araştırma, bilinçli rüyalar için bilinen üç tekniği masaya yatırdı. Bunlar gerçeklik testi, MILD (Mnemonic Induction of Lucid Dreams) yani Bilinçli Rüyaları Anımsatıcılarla Harekete Geçirme Yöntemi ve WBTB (Wake Back To Bed) yani “Uyan ve Yatağa Dön” teknikleriydi. WBTB, gerçekten kalkmak gerekenden 1-2 saat önce kalkıp, arada zihni canlandırdıktan sonra tekrar uykuya dalmayı önerirken, MILD ise amaca yoğunlaşmak ve rüyanın rüya olduğu konusunda kendi kendimizi telkin etmek üzerine kurulu. Diğer bir deyişle, uyumadan hemen önce kendimize “bir sonraki rüyamda, rüyada olduğumu fark edeceğim” gibi bir cümleyi tekrar ederek beynimizi buna şartlıyoruz.

169 katılımcı ile gerçekleşen bu çalışmada katılımcılar önce bir anket doldurup, daha sonra rüya günlüğü tutmaya başladılar ve bilinçli rüya tekniklerini kullanırken de günlük tutmaya devam ettiler. Çıkan sonuçlar, her üç tekniğin birlikte kullanıldığında daha etkili olduğu yönündeydi. Ancak yine de MILD tekniği %46 gibi bir oranda bilinçli rüya görmeyi sağlayarak öne çıkmayı başardı.

Bu oran az gibi görünse de, daha önce rüyada olduğunu ya da rüyalarını hatırlayabileceğini bilmeyen insanların yarısında kendi kendine telkin ve şartlama tekniğinin işe yaradığını gösteriyor. İnanmanın, başarmanın -neredeyse- yarısı olduğunu da!

 

İlginizi çekebilir: Rüyaları hatırlamada kültürel farklılıklar ne kadar etkili oluyor?

 

Kaynaklar:

Life Hacker

Bilim Fili

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!