Rutinlerinize sıkıca tutunmak yerine değişime alan açın

Eminim hepimizin sabah kalktıktan sonra güne başlamak için belli bir rutini vardır. Rutinler aslında biz şehir insanları için bir çeşit hapishane gibi olsa da, yine de her seferinde onlara yenik düşeriz.

Benim en sevdiğim rutinim, sabah kahvaltıda içtiğim filtre kahve. Ve evet, bu rutinimin bağımlısı olabilirim. Bir meslek, ilişki, adam, kadın… Liste uzar ve gider ama sizin, onların bağımlısı olup olmadığınızı onu bırakmama durumunuzla kurduğunuz ilişkiden anlarsınız.

Bağımlılık, uzun ve derin konu. İnsan, yoganın, meditasyonun, kısacası her şeyin bağımlısı olabilir ve aslında bağımlı olduğumuz durum yine çocukluğumuzla çok ilgili.

Ve bir haberim var: Bağımlı olduğunuz durumu, onu bırakarak, ortadan kaldıramazsanız. Her bağımlılığın kök nedeni vardır. Kök nedenine yaklaşmadıkça bağımlı olduğunuz durumu bırakmak boştur. Çünkü hayat, bıraktığınız durumun yerine yeni bağımlılıklar koyacaktır. (Sistem böyle çalışıyor.)

Geçen hafta midem bozuldu. Ben sabah rutinlerimi yapmaya devam etmek istesem bile yapamadım. Midem, filtre kahveyi almadı. Günde iki tane içtiğim filtre kahve yerine farklı birçok bitki çayı içtim. Bu durum bir hafta boyunca böyle devam etti, bir hafta sonunda midem eskisi gibiydi. (Ve şu an sabah rutinimi her seferinde değiştirebileceğimi keşfettim!)

Bu örnekleri günlük hayatın içinde ilişkiler, iş, arkadaşlık, yoga pozları ve birçok konu için listeleyebiliriz.

Bir şeyi şeyleri kendi istediğimiz şekle zorlayarak, iterek sokamayız!

Özellikle yavaş yavaş gelmeye başlayan soğukları değiştirme gücümüz var mı?
Gün içinde sürekli değişen havaya küfürler yağdırabiliriz ya da olan durum için ne yapabileceğimize bakabiliriz…
Güneş’i çıkartmak istemek, bence insanlığımızın bitmeyen egosu!
Güneş’i çıkartmak bizim haddimize değil!
Asla olmadı ve asla olmayacak!
Ama anbean değişen hava durumlarına uyum sağlamayı deneyimleyebiliriz.
Havaya küfürler yağdırıp evde kalmaya karar vermek yerine şemsiye almak, yağmurluk giymek kadar basit aslında hayat!
Ve bizi zorlayan da aslında her şeyin bu kadar basit olması, biliyor musunuz?
Aslında hayat, hep bu kadar basit!

Ne zaman bir şeyleri ittiriyorsan -bu, ister yoga pozu, ister sağlığın, ister ilişkin olsun- bir adım geri gelebilir ve gerçekten ne olduğunu anlamak için bedenine dönebilirsin!

Kalbin atışı, nefesin darlığı, bedendeki sıkışmalar sana hayatında istediğin ama olmayan bir şeyi ittirdiğini gösterecektir. (Tıpkı benim içemediğim filtre kahve gibi.) Tek yapman gereken biraz yavaşlamak, olması için bir şeylerde ısrarcı olmak yerine gerçekten olanı görmeyi istemek…

Gerçeği görme niyeti, bu yüzden biz şehir insanları için en güçlü pratik…

İlginizi çekebilir: Hafiflemek için kabul etmenin gücünü keşfedin

Özde Çolakoğlu Yoga Eğitmeni
Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ... Devam