X

“Romantik ve aksiyonlu” birbirinden başarılı 5 anime

Romantik olsun; ancak salya sümüklü değil, aksiyonlu olsun…

Aksiyondan anladığınıza göre başlık kendi anlamını taşıyacaktır ama içeriğin sinema sektöründeki “aksiyondan” bahsedeceğini daha ilk cümlede belirtelim. Mayısın sonlarına geldiğimiz şu günlerde hava hala Nisandayız gibi hissettirse de “geldi bahar ayları, gevşer gönül yayları” durumundan nasibini alanlar, soğuk havadan dolayı o moda bir türlü girip de kendilerini “leyla” gibi hissedemeyenler ve en çok da “atraksiyon olsun coni ya” diyenler, bu liste sizler için!

Not: “Salya sümük modunu tercih ederim, içinde bolca aşk olsun” diyenlere de, daha önce yazdığım anime listesine bir göz atmalarını öneririm. 

Tenkuu no Shiro Laputa (Castle in the Sky)

Hikaye anlatımı denildiğinde, kuşkusuz akla ilk gelen isimlerden biridir Miyazaki. Biz de bunun şerefine, listenin açılışını Miyazaki’nin Laputa’sı ile yapıyoruz.

Her Miyazaki filminde olduğu gibi bu filmde de olaylar, kadın karakterimiz Sheeta’nın çevresinde gelişir. Öykü; insanlığın uçan şehirler inşa ettiği bir dünyayı anlatır. Bir felaket sonrası, Tanrı eli değmiş gibi havada süzülen görkemli yapıtlar yok olur ve insan ırkı bir kez daha yeryüzünde yaşamak zorunda kalır. Lakin, uçma isteğine yenik düşen insanoğlu uçan gemilerle, uçaklarla gökyüzünde kalan şehir yıkıntılarını araştırmaya başlar. Bu esnada Sheeta, hükümet temsilcisi Muska tarafından kaçırılıp askeri bir uçan gemide esir tutulur. Sheeta’nın esir tutulduğu sırada, hava korsanı Dola uçağa saldırı düzenler. Bunu fırsat olarak değerlendiren Sheeta, gemiden kaçarken aşağı düşer ve onu yere çakılmaktan önce boynundaki sihirli taş, sonra da Pazu adında bir çocuk kurtarır.

İkili sonrasında Sheeta’nın boynunda taşıdığı sihirli tılsımın, uçmakta olan şehirlerin en büyüğündeki Laputa Kalesi’nin anahtarı olduğunu keşfederler. Bu maceraları sırasında da askerlerin ve korsanların arasında sıkışıp kalırlar.

Tasogare Otome x Amnesia (Dusk Maiden of Amnesia)

Ölen biri ve onun ruhunun göründüğü özel kişi… Eğer bu nostaljik hikayeler ilginizi çekiyorsa Tasogare Otome x Amnesia aradığınız anime dizisi olabilir. 12 bölüm ve 1 özel bölümden (Tamai Otome) oluşan yapıma bakacak olursak; Seikyou Özel Akademisi, geleneksel mitlerin entrikaları üzerine inşa edilen bir okuldur ve 60 yıllık karanlık bir geçmişe sahiptir.

Eski okul binasının bodrumunda, Yuuko adında genç bir kız esrarengiz bir şekilde ölmüştür. Hayatının ya da ölümünün hatırlanmadığı Yuuko’nun gizemini çözmek için Paranormal Soruşturma Kulübü kurulmuştur ve öykünün geçtiği dönemde bu kulübün başkanlığını Teiichi Niiya yürütür.  Hayaletleri görebilen Teiichi, ekibi ile daha yaptığı ilk toplantıda Yuuko’nun hayaleti ile beklenmeyen bir şekilde yakınlaşır. Şimdi Teiichi, bu kızın neden ve kim tarafından öldürüldüğünü hem Yuuko’nun hayaleti, hem de kulüp arkadaşları ile birlikte araştıracaktır.

Choujikuu Yousai Macross: Ai Oboeteimasuka (Macross: Do You Remember Love)

Takvimler 2009’u gösterdiğinde insan ırkı, Zentraedi (erkek) ve Meltrandi (kadın) olarak adlandırılan yabancı bir ırkla savaş halindedir. İnsan ırkı, savunma hattını güçlendirmek ve kendisine yeni ufuklar açmak için uzayda kolonileşmeye başlar; Güneş Sistemi’nin en ucunda yer alan Güney Atalia’nın bir bölümüne uzay katları oluşturmak için giden Macross dünyaya dönecektir. Ancak tam da bu sırada Macross’un genç pilotu İchijo Hikaru, Zentraedi güçleriyle küçük bir çarpışmanın içinde bulur kendisini ve ünlü pop şarkıcısı Lynn Minmay’i de bu esnada kurtarır. İchijo ve Lynn’in ilişkisi Macross yol kat ettikçe gelişir. Ancak ikili Macross şehrine vardığında Lynn, Zentraediler tarafından yakalanır ve İchijo ile Misa dünyaya dönüş yaparlar. Savaşın sonucunu sadece bir şarkı belirleyebilir mi?

Bu arada not olarak düşmemde fayda olabilir; Macross: Do You Remember Love, 1982 yapımlı 36 bölümlük anime dizisi Macross’un film versiyonu ve bu iki versiyon aynı hikayeyi anlatsa da hikayeyi ele alış ve akış biçimlerindeki farklılıklar iki farklı hikayeyi izliyormuşsunuz gibi hissetmenize neden olabilir. Ayrıca Macross 2: Lovers Again 6 bölümlük bir ova serisi de içeriyor.

Rurouni Kenshin: Tsuiokuhe (Samurai X: Trust and Betraval)

Japonya’nın karanlık yüzüne tanıklık eden bir anime Rurouni Kenshin: Tsuiokuhe ve samuray hikayeleri arasında hikaye anlatım gücü ile ayrışanlardan biri. İnsanoğlu, her zaman bildiğiniz gibi; vahşi ve ölüm korkusunu yitirerek hayatı cehenneme çeviriyorlar.

Genç bir çocuk olan Shinta, kendisini esir tutan haydutların katledilişine tanık olur ve onu kurtaran Seijuro Hiko tarafından kendisine yeni bir isim bahşedilir; ‘Kılıcın Kalbi’ anlamına gelen Kenshin. Seijuro Hiko tarafından Kenshin’e Hiten Mitsuruugi Ryu öğretildiği sırada Japon Devrimi baş gösterir. Doğası gereği acı çeken insanlar görmeye dayanamayan Kenshin, Hiko’nun yanından ayrılarak emperyalistlere katılır ve orada Tomoe ile tanışır. Ama hayat onu ilk zamanlardaki gibi masum olmasına izin vermez; kimseyi öldürmemeye yemin eden adam suikastçi olarak nam salar. Ulusun kaderini belirleyen adam, adalet ve yozlaşmışlık arasında ikiye bölünen bir hayatı sürdürmeye çalışır.

Akatsuki no Yona (Yona of the Dawn)

‘Katiline aşık olma’ tanımının anime olmuş versiyonu Akatsuki no Yona. Görünüşte son derece huzurlu olan Kouka krallığının biricik prensesidir kıpkırmızı saçları ile Yona. Krallığın tüm sorunlarından uzakta, lüks ve rahat bir hayat yani tam bir prenses hayatı süren Yona, kralın ani ölümü ile gerçekleri yavaş yavaş görmeye başlar. Çok sevdiği kuzeni Su-won’un kendisine ihanet etmesi ile birlikte, çocukluk arkadaşı ve koruması Hak ile saraydan kaçar.

“Kırmızı saçlarından sen sorumlusun Yona” dedirten animede; Yona ve Hak Kouka krallığını eski ihtişamlı haline getirmek için fantastik bir yolculuğa çıkarlar.

İlginizi çekebilir: En çok izlenen anime Kimi no Na wa.’nın yönetmeninden 10 şahane film

Serpil Şahin: Serpil Şahin, üniversite yıllarından beri medya işi ile ilgileniyor. Radyo ve TV ile başlayan yolculuk, İstanbul’a döndüğünde gazete ve dergi ile devam eder. Bir süre sonra dijital medyayı öğrenmeye karar verir ve 2006’dan bu yana dijital medya üzerinde çalışır. Dijital medyanın hem mutfağında, hem restoran bölümünde bulunan Serpil, 2013 yılında kendi ajansı Happygen’i kurar. Happygen’in kurulduğu dönemlerde ilk kitabı Aşk Yemeği Acılı Sever çıkar, şimdilerde 2.kitap için çalışmaları devam ediyor. Tam bir müzik aşığı olan kadın, anime ve mangaya karşı koyamıyor. “Hayatlarımızda tiyatro, masal, sinema ve sevgi bolca olsun.” dileğini her gün evrene yolluyor. Umarız o uzaylı bu güzel dilekleri yutmaz.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale