X

Refik Doğu Özgün’den “Palimpsest Hafıza” Resim Sergisi

Ressam Refik Doğu Özgün, ikinci kişisel sergisini 9 Mayıs Cumartesi-31 Mayıs 2015 tarihleri arasında Harmony Sanat Galerisi’nde sergileyecek. Serginin temaları; kültür ve mekan, doğa ve insan. Sanatçı, insanın iyi-kötü, doğru-yanlış, çirkin-güzel kaygılarından sıyrıldığı bir ütopyada, yargı ve çelişkilerden uzak bir yuvaya, dingin bir öze olan özlemi resmediyor.

Ressam Özgün resim serüvenini, silinerek tekrar tekrar yazılan bir parşömen kağıdına benzetiyor. Çocukluğundan beri birçok farklı şehirde yaşayan sanatçı, kişisel yaşam öyküsünü “Palimpsest Hafıza” sergisinde sanatseverlerle paylaşıyor. Özgün, resim serüvenini ve yeni sergisini  Uplifers okuyucuları için anlattı.

Bize kısaca oluşturduğunuz serginden bahseder misiniz?

Palimpsest Hafıza sergisine hazırlanmam benim için oldukça heyecan vericiydi. Resimlerimi oluştururken, hepsini bir arada göreceğim ve benden bağımsız bir şekilde onların da beni izleyeceğini düşlediğim zamanlar oldu.

Öncelikle, belirli bir tema oluşturmaktan ziyade biçim ile içeriğin tek bir özde buluşmasını amaçladığımı söylemek isterim. Bazen anlatmak istediklerim ve hissetiklerimle boğuştuğumu duyumsarım.

Biçim algısı ve teknik deneyimlerim ile yüzeye çıkmak kurtuluşum olur. Yani önce atlarım derin karanlık sulara, ardından yüzmeyi denerim. Yontulmamış bir kayayı yontmaya benzetiyorum resim yapmayı.

Ne zaman mezun oldunuz, atölye eğitiminiz hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Prof. Nedret Sekban atölyesinden 2011 yılında mezun oldum. Halen aynı atölyede yüksek lisans eğitimi almaktayım. Atölyemin bana öğretileri, disiplin ve sanata saygı duymayı sağlayan tavrı, benim değerlerimi oluşturdu.

Serginizin konusu nedir?

Sergimin teması kültür mekan, doğa ve insan. Kültür; insanın iz bıraktığı gerçeklik, mekan ise kültür ile bağlantılı bir kavram. Kişisel birikimlerim ile öznel bir tavırla ele aldığım bu iki yön, resimlerimin temasını oluşturmaktadır. İçerik ile biçimin bir öze ulaşmasını, sembolik anlatımdansa bir dönüşümü amaçladım. Mesala havayı, sadece bir gökyüzü olarak değil; içinde yaşamı, özü taşıyan, zaman zaman suya dönüşen bir kütle olarak ele alıyorum. Atmosferin içinde sezgisel bir mekan yaratmayı amaçlıyorum. Zamanın kölesi olmuş mekanların içinde, rüzgarın estiği yönde ilerleyen tarih ile kişisel ve toplumsal analizlerde bulunuyorum.

Tarih kavramı biraz sürpriz oldu, Palimpsest Hafıza derken neyi kastediyorsunuz?

Resimlerimlerimde bir uyanışı düşlerim. Tarih ile devam eden derin uykudan uyanan insanların çoşkusu ve kalabalığı beni çok heyecanlandırır.  Sanat Tarihi içinde de çok kez rastalayabildiğim bu kalabalık sahneleri gördüğümde de aynı heyecan içimi kaplar.  Herkesi ilgilendiren, büyük bir haraketin ve kararın içinde olan insanların bazen neşesini bazen de kurtuluş sahnelerini kullandığım çok olmuştur.

Palimpsest, siline siline tekrar tekrar kullanılan parşömen kağıdına verilen isim. Yunanca palin (yeniden) ve psestos (kazınmış) sözcüklerinden gelen Latince bir terim. Parşömeni ne yırtıp atma ne de olduğu gibi saklama durumundan bahsedilir. Bellek parşömenin fiziksel varlığının üzerinde katmanlaşarak birikip durur. Her yeni yaz-boz operasyonunda alttakilere ulaşmak biraz daha zorlaşır, ama asla imkansız hale gelmez.

Yaptığım hiç bir resim sanat tarihinden ve insanlığın bugüne kadar olan serüveninden kopsun ve sıyrılsın istemem. Benim  de o serüvenin bir parçası  olduğumu kabul ederim. Bir ayrılma ve sıyrılmaya ihtiyaç varsa bunun kendiliğinden olması mümkün değildir. Bu sıyrılışın adına farkındalık derim. Geçmişin hiç değişmeden tekrarlanmasından kurtuluş ancak, öz bilincin farkındalığı ile mümkün olacaktır.

Karakterlerin değiştiği ama rollerin hep aynı kaldığı bir ütopyada yaşadığımızı düşünüyorum,

 O halde sizin de bir tarihi serüvenden geldiğinizi ve bunu fark ettiğiniz resimler yaptığınızı söyleyebilir miyiz  ?

Doğduğumdan beri birçok farklı şehirde yaşadım. Ailemin mesleği  gereği 3-4 yılda bir tayinimiz çıkardı. Büyük bir el ensemden tutar diğer şehre bırakırdı, birden bire orada gözlerim açılırdı.Yeni mekanlara ilk taşındığımızda, eski mekanların çağrışımları ve ön yargıları ile bir süre devam ederdik. Sonra orasını da sahiplenir ve hemen sonra terk ederdik. Son yaşadığım evi, ilk gördüğüm ev gibi sevmeye çabalardım, son sevdiğim insanı ilk sevdiğim insan gibi. Bir türlü kurtulamadım ezberimden.

Üniversiteye geldiğimde artık İstanbul’dan bir daha ayrılmayacağımı biliyordum. Palimpsest parşomeni gibi her yeni mekana taşınmamız ile sil baştan yazıp durduğum serüvenimi çok daha kolay gözlemleyebiliyorum ve bir şekilde kendimi yeniden izliyorum resimlerde.

Diğer sanat disiplinleri ile ilişkiniz nasıldır?

Edebiyat benim için çok önemli; felsefi metinler ve çelişkilerin ele alınığı, tezatlıkların kullanıldığı birçok eser benim için çok kıymetli. Dante, Goethe, Shakespeare, George Orwell, Bocccaccio, Platon gibi yazarlar benim temel birikimlerimi ve kaynaklarımı oluşturur. Sinamada ise Tarkovski, Passolli, Bunuel, Lars Von Trier, resimlerimdeki biçim-içerik ilişkisinde etkili rollere sahipler.

Resim sanatı içinde kendi resminizi nerede görüyorsunuz?

Post-Emprestyonist bir tavrım var ve ekspresyonizme öykünürüm  zaman zaman. Günümüz sanatı içinde resimlerimin daha kolay okunabilmesini isterdim.

Son olarak katıldığınız sergilerden de sözet etmek isteriz?

2011 yılında Sabancı Vakfı bursu ile mezun oldum. aynı yıl “Atölyem” adlı ilk kişisel sergimi açtım.  Bir yıl Londra’ da yaşadım, orada  karma sergilere katıldım ve sanat tarihi bakımından birikimlerimi zengin tutmaya çalıştım. 2012’den bu yana İstanbul ve Ankara’daki birçok karma sergide ve sanat fuarlarında yer aldım.


İnsan hafızasına ve özüne bir yolculuk yapmak isteyen sanatsever Uplifers okuyucuları için Palimpsest Hafıza sergisinin açılışı 9 Mayıs 2015 Cumartesi günü, saat 18:00’da Kuzguncuk’ta olacak. Sergiyle ilgili detaylara Doğu Özgün’ün kişisel web sitesinden ve Harmony Galeri’den ulaşabilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale