X

Proje İstanbul: Bir Adalar gezisi girizgahı

Geçen gün çok utandım canım okur. ‘Belki benzer bir olay senin de başından geçmiştir de benimle empati kurarsın ve böylece bende yalnız olmadığımı anlayıp yeniden kendime sempati duyarım’ gibi lüzumsuz uzunlukta bir temenni ile bu anımı seninle paylaşmak isterim.

Muhtemelen ütüyü fişte, ocağı ateşte, arabayı değnekçide, akbili okulda, aklımı ise alaca karanlıktaki mazide bıraktığım bir gündü; tam hatırlamıyorum. Ama bir sebeple – uzun bir zaman sonra – önlenemez bir TV izleme arzusu hasıl oldu içimde. Bu dürtüye direnmenin yersiz olduğuna kanaat getirdikten sonra kızılötesi ışınların dileğime vesile olmasına izin verdim. (bkz. Uzaktan kumanda ile televizyonu açmak!)

Uydu en son SOKAK TV’de kalmış. Yayında da Bizim Maykıl diye bir program var.

İstanbul Adalar Gezisi

Hâki esvaplı Maykıl kardeşimizin üzerindeki pejmürde svetşörtten midir, yoksa alfabemizdeki ‘ğ’ harfini yurdum insanına nazaran daha iştahlı kullanmasından mıdır bilinmez (örn. Görüyorum – yerli = göğrüğyoğrum – yabancı), programa takıldım kaldım.

Anladığım kadarıyla yurdumuzu gezip bize tanıtıyor. Üstelik Maykıl bizden olduğu için pek bir sevimli, çok bir albenili. Öyle ki Flash TV’de Papa’ya kelime-i şahadet getirtmeye çalışan müteşebbis spikerin bunu Bizim Maykıl üzerinde denese, (sırf kapak olsun diye) Maykıl’ın ezberden Yasin okuyacağını düşünüyorum. Yani öyle bir intiba bıraktı bende kendisi.

Ve işte o an, yani Akaretler’in (hani Beşiktaş’taki) ne anlama geldiğini  bu arkadaştan öğrendiğim an, tepeden tırnağa utanca gömüldüm. Akaret(ler): Kira geliri sağlayan mülk(ler).

Az önce Akaretler’i bizim Maykıl’dan öğrendim. Bizim… Maykıl… dan…

‘LAAANN!’ diye bastım feryadı. Bu esnada çatalımdaki oynak fasulye parçası tabağa düşüp suyunu üzerime sıçrattı. Mühim değildi. Leke çıkarıcı teknolojisi, inatçı lekelere karşı arzu ettiğim seviyedeydi. Peki ya benim daha önceki bölümlerden birinde ‘6. kuşak İstanbulluyum’ dememe müteakip Bizim Maykıl sayesinde yaşadığım aydınlanmanın utancı?

‘Etnolojine tükürsünler! Hadi işin yoksa başa sar.’ diye ilendim kendime. Bir yandan cehaletinin farkında olan cahil kadar aydın hissediyordum kendimi, diğer yandan bilmemenin dayanılmaz yükü peşi sıra sırtıma biniyordu.

Yemeğimi bir köşeye koydum ve düşünmeye başladım. ‘Benim durumumda kaç kişi vardır yahu’ diye sordum kendime.

Bu aşamada bir parantez açmak isterim. ‘Durum’ ile kastettiğim şudur: İstanbul’da A noktasından B noktasına nasıl gidebileceğimizi tek seferde söyleyebiliyor olabilirsin. Tebrikler, ama yanlış hatırlamıyorsam bu olguya 2000’lerden önce taksici diyorlardı. Sanırım şimdilerde navigasyon cihazı diyorlar. Yani o dediğin İstanbul’u bilmek olmuyor.

Gelgelelim yelkovan ile akrep arasındaki haksız mücadelede yine tur bindirme raddesine gelinmiş, bu sırada yağ ile salça da birbirlerinden iyice ayrılmışlardı. Bir anda zihnimde bu utançtan kurtulmak için ödemem gereken kefarete dair ilahi bir dokunuş hissettim (bkz. Creation of Adam – MichelangeloCreation of Adam –): İstanbul’un Marmara denizinin kuzeydoğusunda yer etmiş adaları (tabanım elverdiğince) bir bir gezmek ve (dilim döndüğünce, aklım erdiğince) anlatmak…

Giriş bölümünü çok uzun tuttum. Bu yüzden sevgili MEB’in bize 12 yılda reva gördüğü ezberci eğitime dayanarak, bu bölümde sadece ana başlıkları yani (sadece gezip göreceğimiz) o adaların isimlerini nakledeceğim:

1- Büyükada

2- Heybeliada

3- Kınalıada

4- Burgazada

Adalar

Zannediyorum bir yeri anlatacağını anlatan ilk gezi yazarı olarak da, gezi yazıları tarihine altın harflerle geçmiş bulunuyorum. ‘Gezi yazısının da önsözü mü olur’ diyerek serzenişte bulunma canım okur, valla yazana kadar ben de olabileceğini düşünmemiştim. Ama saat 05:15 itibarıyla her şey olabiliyor.

Dipnot 1: Yine de bilmeni isterim ki Almanya serisine ekleyeceğim bir bölüm daha olduğu için henüz bu seriye başlayamayacağım. (Neden? Çünkü biraz da obsesifim.)

Dipnot 2: Bana karşı anaç bir sevgi içerisinde olan canım okurlar! Merak etmeyin, o tabak bitti. Aç kalmadım. Zaten zeytinyağlıydı, beklemesi sorun olmadı.

Analitik beyinler için bonus not: Evet, hatta ısındı o yemek; güzelim fasulye NŞA oldu. bkz. Termodinamik 0. yasa -> Eğer A ve B sistemleri birbirleri ile ısıl dengede ise, A sistemi ile ısıl dengede olan başka bir C sistemi B sistemi ile de ısıl dengede olmak zorundadır. Diğer bir ifadeyle; A, B ve C sistemlerinin sıcaklıkları birbirine eşittir.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız. 

Berk Sergün: Berk Sergun // Akademik kariyerindeki birincilikleri taçlandıran plaketlerini paraflayıp geçmiş, sergüzeştler geçirmeye karar verip seyyah olmuş bir kimseyim. Kariyer basamaklarını hızla tırmanırken ¨Bir dakika! Yazacağım ben arkadaş!¨ diyerek seyahatine baharat işine de tat katan bir hayat gezginiyim. İsterim ki ben gezeyim sen gör, ben karalayayım sen boya. Ayak bastığım topraklara yolun düşerse hayatta kal, en kötü ihtimalle fiyakalı tökezle. Çok yer gezdim, ziyadesiyle insan tanıdım. Bu oraların değil, onların hikâyesi… www.herseyiyanlisanlamisim.com

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale