X

Partnerinizle sosyal hayatlarınız uyuşmuyorsa ne yapabilirsiniz?

Uzun süreli ilişkilerde sosyal hayatlar her zaman örtüşmeyebilir. Bazen bir taraf sık seyahat ederken diğeri evde kalmayı tercih eder. Biri daha içe dönükken, diğeri arkadaş buluşmaları, oyun geceleri veya hafta sonu etkinliklerinden keyif alabilir.

Bu farklar, doğru yönetildiğinde ilişkiye zarar vermez. Ancak yönetilmediğinde kırgınlıklara ya da yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Örneğin: Partneriniz olmadan bir arkadaş grubuyla dışarı çıkmak sorun mu? Ya da yalnız bir tatile gitmek? Cevaplar çifte özeldir ve net sınırlar, dürüst iletişim ve güven üzerine kurulmalıdır.

Amaç, birbirinizin dünyasını sınırlandırmak değil; her iki tarafın da kendini güvende, saygı görmüş ve özgür hissettiği bir ilişki yaratmaktır. Bu sırada da aranızdaki yakınlığı ve güveni korumak esastır.

Sorun yalnızlık değil, anlaşılma ihtiyacı

Evet, ayrı kalmak bazen uzaklık hissi yaratabilir. Ama birçok insan bu durumdan memnundur. Partner uzaktayken ya da daha az sosyal bir yaşam sürerken, birey kendine vakit ayırabilir, hobilerine dönebilir veya arkadaşlarıyla zaman geçirebilir. Asıl mesele, iki tarafın da anlaşılmış hissetmesi ve tercihlerine saygı duyulmasıdır.

“Biz” konuşmasıyla başlayın

Sağlıklı ilişkilerde çiftler, hangi tür sosyal etkinliklerin her iki taraf için de uygun olduğunu açıkça konuşur. Hangi ortamların ya da davranışların rahatsızlık yaratabileceği, “sık sık dışarı çıkmak” gibi kavramların ne anlama geldiği netleştirilmelidir.

Araştırmalar, sınırların net çizildiği ilişkilerde yanlış anlaşılmaların azaldığını ve güvenin daha sağlam olduğunu gösteriyor.

Kendini geliştir, ilişkiyi güçlendir

Psikologlar Arthur ve Elaine Aron’un geliştirdiği “Kendini Genişletme Modeli”, ilişkilerin hem bireysel hem ortak gelişimle daha sağlıklı yürüdüğünü savunur. Solo seyahatler, arkadaşlarla dışarı çıkmak ya da evde yalnız vakit geçirmek gibi bireysel tercihler desteklendiğinde, ilişki canlı ve esnek kalır.

Buradaki kilit nokta şu: Bu aktiviteler ilişkinin yerini almamalı, onu desteklemeli. Sosyal ortamlar güven ve şeffaflık çerçevesinde yaşandığında sorun yaratmaz. Örneğin, başka çiftlerle ya da bekar arkadaşlarla dışarı çıkmak bazı ilişkilerde gayet doğalken, bazıları için rahatsız edici olabilir. Önemli olan, iki tarafın da bu konuda ne olduğunu bilmesi ve kendini rahat hissetmesidir.

Ayrıca sosyal ilişkilerin duygusal yakınlığa dönüşmeye başlaması, partnerden çok başka birine bağ kurmak, önemli bir işarettir. Bu nedenle kimle, ne sıklıkta, hangi bağlamda görüşüldüğü gibi konular önceden konuşulmalı.

Bağı güçlü tutmak için ne yapabilirsiniz?

  • Düzenli check-in’ler yapın: Bu, birbirinizi denetlemek değil, nasıl hissettiğinizi paylaşmak içindir.
  • Küçük jestlerle bağ kurun: Seyahatteyken bir mesaj atmak ya da favori bir yemeği hazırlamak, duygusal bağı canlı tutar.
  • Ortak ritüeller oluşturun: Her gün kısa bir telefon konuşması ya da gün içinde çekilmiş bir fotoğraf paylaşmak gibi.
  • Yeni şeyler birlikte deneyin: Yeni bir restoranda yemek, birlikte bir kursa katılmak veya kısa bir hafta sonu kaçamağı planlamak ilişkinin kalitesini artırır. Araştırmalar, birlikte yeni ve heyecan verici aktiviteler yapmanın yakınlığı artırdığını gösteriyor (Aron et al., 2000).

Kendinize şu soruları sorun

İlişkinizi güçlendirmek için şu sorular üzerine birlikte düşünün:

  • Hangi sosyal etkinlikler partner olmadan yapılınca rahatsız hissettiriyor? Hangileri sorun değil?
  • Ne sıklıkta dışarı çıkmak “fazla” olur?
  • Her gün ya da her hafta sizi daha bağlı hissettirecek küçük bir alışkanlık edinebilir misiniz?
  • Yeterince “birlikte zaman” ve “kendine zaman” dengesine sahip misiniz?
  • Taraflardan biri kendini uzaklaşmış hissetmeye başlarsa, ilişkiyi yeniden odaklamak için ne yapılmalı?

Farklılıklar tehdit değil, gelişim fırsatıdır

Biri daha sosyal, diğeri daha evcimen olabilir. Biri seyahat etmeyi sever, diğeri evde kalmayı. Bu tür farklar ilişkiyi zayıflatmak zorunda değil. Tam tersine, açık iletişim, sağlıklı sınırlar ve karşılıklı saygıyla yönetildiğinde bu farklar ilişkinizi güçlendirebilir.

En güçlü çiftler, bu farklılıkları tehdit değil; birlikte gelişmenin bir yolu olarak görür.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Partnerinizle uyumlu olup olmadığınızı nasıl anlayabilirsiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale