Önyargıyı azaltmanın ve insanlar arası ilişkileri geliştirmenin yolları

“Önyargı” kelimesi, kelimenin tam anlamıyla “ön-” ve “yargı” olarak ayrılabilir. Uygun olarak, önyargıların çoğu, diğer insanların alışkanlıkları, gelenekleri, kıyafetleri, konuşma biçimleri ve değerleri hakkında ön yargıda bulunmamızdan kaynaklanır. Bunu çoğu zaman, onların (gelenekler, değerler, yiyecekler vb.) bizimkinden farklı olduğu gerçeğinden başka bir yargıya dayanmadan yaparız.

Dünya tek bir “gerçek” veya bir “gerçek” ile gelmez. Aksine, gerçek dediğimiz şey, genellikle kültürler arasında farklılık gösteren bir sosyal yapıdır (Bu farklı makalede uzun uzun inceleyeceğim bir konudur).

Tek bir kültüre hapsolduğumuzda, kişinin kendi yolunun tek yol olmadığını, kişinin gerçeğinin işlerin yapılması için mümkün olan tek yol olmadığını görmek inanılmaz derecede zordur. Buna ikna olmanın daha iyi bir yolu, milyonlarca insanın sizden farklı şeyler yaptığı bir ülkeye gitmek olabilir, böylece onlar değil siz tuhaf olursunuz. Tayland’da kızarmış çekirge yemeyi veya Fildişi Sahili’nde haftalık bakkaliye fiyatları için pazarlık yapmayı deneyin. Bütçeniz o kadar ileri gitmenize izin vermiyorsa da sizinle zıt fikirlere sahip ayrı bir kültürden gelen kişilerle sohbet etmeyi deneyebilirsiniz.

Bilinçdışı önyargılarımız

Bu yazıyı yazmamın bir nedeni de, psikolojinin önyargı ve damgalanmayla ilgili süreçler hakkında bize neler sunabileceğini dair bilgi sahibi olmaya yardımcı olmaktır. Bu bilgi, oldukça basit bir şekilde, her birimizin, önyargılarımız tarafından yönlendirilen köklü olumsuz tutumlara ve inatla yerleşik davranış kalıplarına başarılı bir şekilde meydan okumak için ihtiyaç duyduğu iç gözlemin temelini oluşturur. “Bilgi güçtür” savının doğru olduğu bir alan varsa, o da önyargı ve damgalamadır.

Örneğin, önyargı üzerine bir seminere ya da eğitime katılmak, muhtemelen bilinçdışı önyargıyı -farkındalığımızın dışında gerçekleşen süreçler nedeniyle önyargılı olabileceğimiz yolları gözden geçirmenin bir yoludur. Önyargı üzerine bir eğitim ya da seminer, sizi yalnızca bilinçsiz önyargının var olduğuna ikna etmekle kalmaz; bilinçsiz önyargı olgusunu daha iyi anladıkça, muhtemelen kendi önyargılarınızın daha fazla farkına varacak ve onları ele almanıza olanak sağlayacaksınız. Damgalanmanın hedefiyseniz, stereotiplerin (kalıp yargılar) bizi nasıl etkilediğini öğrenmek, duygularınızı anlamanız için size güçlü bir araç sağlar ve sizi etkileyen daha büyük toplumsal süreçler hakkında bir fikir verir.

Benim bu makale için incelediğim Laurie Rudman, Richard Ashmore ve Melvin Gary tarafından 2001 yılında yapılan bir araştırma, bir önyargı ve çatışma seminerine kaydolan öğrencilerin, benzer bir grup öğrenciye kıyasla önyargı düzeylerinde (hem bilinçli hem de bilinçsiz) önemli azalmalar olduğunu göstermiştir. Bu çalışma bana önyargılarımızın kırılabilir olduğunu hatırlatıyor: Bunları öğrenmek sizin hayat yolculuğunda ihtiyaç duyduğunuz ya da duyacağınız değişime yönelik iç sezgiyi ve motivasyonu verecektir.

30 Haziran Perşembe günü Bursa Campus Plus’ta saat 20:00’de gerçekleşecek “Önyargı ve Tecrübe” semineri ile önyargı ve kalıpları kırmak adına insanların ihtiyacı olan farklı bilgi ve bakış açıları ile birlikte, bir koçun gözlem ve tespitlerini paylaşmış olacağım.

Sorularınızı bana Instagram hesabım üzerinden iletebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Farkındalıkla bilinçlenmek için nasıl bir yol izlemelisiniz?

Işıl Çetinkaya
Anka Koçluk Okulundan temel koçluk eğitimlerini tamamladıktan sonra Amerika University of Northwest "Yönetici Koçluğu ve Mentörlük" yüksek lisans programı "Transaksiyonel Analiz", "Gestalt Psikoloji", "Bilişsel ... Devam