Önceliklerinizi önceliklendirme zamanı: Tabağında kendine kadar yerin var mı?

Vaktimizi en fazla neye ayırdığımız, hayatımızdaki önceliklerimizi gösterir. Bu da demek oluyor ki, önceliğiniz olduğunu düşündüğünüz şeyler aslında gerçekten önceliğiniz olmayabilir. “Hayatınızdaki öncelikleriniz nelerdir?” dediğimde örneğin yapılan sıralama “sağlığım, ailem, kariyerim” olsun. Bunu diyen kişi eğer geç saatlere kadar ofiste çalışıyor, ailesine çok az vakit ayırabiliyor, öğünlerini geçiştirerek besleniyor ve uykusunu yeterince alamıyorsa; önceliği gerçekten sağlık, aile, kariyer sıralamasındaki gibidir, diyebilir miyiz?

Ben kurumsal ve start-up firmalarda geçen çalışma hayatım boyunca “işi” her zaman önceliklendirmiş biriydim. İstemeden de olsa söz konusu iş olduğunda kendimi çok rahat arka plana atabiliyordum. Her işe koşmaya, her yere yetişmeye çalışıyor, ancak kendimi ihmal ediyordum. Dışarıya karşı çok sorumluluk sahibiydim de sanki nazım kendime geçiyordu. Böyle yaparak kendi kendim için “başarılı” olamıyordum oysa. Kendimle ilgili hiçbir hedefim istediğim gibi ilerlemiyordu. Sorgulamalarım, yoğunluğu gitgide artan mutsuzluğumla başlamıştı. Geriye dönüp baktığımda yaptığımın ne kadar sağlıksız olduğunu görebiliyorum. Ancak o zamanlarda bunu görebilmem için bu sağlıksız çalışma tarzının fiziksel bir rahatsızlık olarak kendini göstermesi gerekti.

Son zamanlarda sıkça duymaya başladığımız bir söylem “kendini sev.” Çoğu insan için eminim bir anlam ifade etmiyordur. Ne demek ki kendimi sevmek? Kendi kendimi nasıl sevebilirim? Antin kuntin şeyler. Kendini sevmek, kendine değer vermek ve kendini önceliklendirmekle mümkündür.

Kendine değer veren bir insan, işte benim yukarıda anlattığımı yapmaz mesela; çünkü, işin kendi mutluluğundan, sağlığından, hedeflerinden önemli olmadığını bilir. Kendi hayatında ulaşmak istediği hedeflerine yönelik çalışır ve kendi hedeflerini ertelemez. İş, onun kendi kişisel hedeflerine ulaşması için bir araç olmalıdır; başkalarının hedefleri için kendini “feda” etmesi gereken bir amaç değil. Kendini önceliklendiren insan, önce fiziksel, sosyal, duygusal ve psikolojik olarak iyilik halinde olmaya gayret eder. İhtiyaçlarının farkında olur ve her şeyden önce kendi ihtiyaçlarına vakit ayırır. Kendini sevmek, kendine iyi bakmayı gerektirir.

Hayatımda benim için en aydınlatıcı önermelerden biri şu oldu: Bir şeyi yapabiliyor olman, onu yapman gerektiği anlamına gelmiyor. Hepimiz çok şükür beyni olan, aklı çalışan varlıklarız. Ama bazen yeterince çalışmıyor demek ki. Kapasitemizi bir tabak gibi düşünürsek, ikinci seferi yapmamak için açık büfeden her şeyi aynı tabağa doldurur gibi kendimize çokça yükleniyoruz. Sınır belirlemek, hayır diyebilmek hiç kolay değil, evet, ancak mantıklı bir şekilde düşünüp bütün bunları yaparken kendimi önceliklendiriyor muyum diye bir bakmak gerek.

Tabağıma eklenen yeni iş, gerçekten yapılması gerekli bir iş mi? Gerçekten çok mu acil? Bu acil işe ayırdığım vakitte yapamadığım diğer işlerimi ertelemem mümkün mü? Her zaman acil işler gelecek, her zaman tüm işlerin yapılması beklenecek. Belki zorladığınızda hepsi bir arada yapılabilir de, ancak bunun bir bedeli var. Uzun süre yüksek kapasiteyle çalışan insan zihni ve bedeni bir şekilde hata veriyor. Kişi ancak kendi isterse buna dur diyebilir. Tekrar hatırlatmak isterim; bir şeyi yapabiliyor olman, onu yapman gerektiği anlamına gelmiyor.

Bazen hayatta gerçekten önemli olan şeylerin değerinin anlaşılabilmesi için acı çekmek gerekebiliyor. Tabii ki dileğim kimse kendi değerini anlamak için psikolojik olarak zor ve acılı yollardan geçmesin. Bu yüzden başkalarının tecrübelerinden ders çıkartmak en iyi öğrenme yöntemlerinden biridir. Kendinizi dinlemek de size inanılmaz içgörüler sağlar.

İçimizdeki bilge taraf neyin ne olduğunu aslında çok iyi biliyor. Çoğu zaman onu dinlemeyi tercih etmiyoruz. Etraftaki uyaranlar veya kaygılı düşüncelerimiz yüzünden kendi sezgilerimize kulak veremiyoruz. Bunun değerini sanki artık daha iyi anlayabiliyorum. Eskiden olsa hemen ona da başvurayım, bunu da yapayım diyeceğim herhangi bir şeye atlamadan önce; durup düşünmek için kendime izin veriyorum. Şu an hayatıma bunu almak istiyor muyum? Ona gereken vakti ayırabilecek, o emeği verebilecek miyim? Tabağım bana yetecek kadar dolu mu, yoksa daha fazlasına ihtiyacım var mı? Zaten bunları düşündüğüm anda “hayır” diyorum, “o biraz bekleyebilir.” Koşmak istemediğimi biliyorum.

Önceliklerinizi düşündüğünüzde vaktinizi en çok neye ayırdığınıza dikkat edin. Bu müthiş bir göstergedir. Öncelikleriniz arasına kendinizi almak, kendinize vakit ayırmak ve kendinizi dinlemek hayatınıza katabileceğiniz en en önemli artılardandır. Her şeyden önce, önemli olan sizsiniz.

Sağlıklı günler dileğiyle…

www.dorecoaching.com

İlginizi çekebilir: İçinizdeki sesleri duyabiliyor musunuz: İçinizdeki ebeveyn, yetişkin ve çocuğu mutlu etme yolları

Beyza Turan Profesyonel Yaşam Koçu
Profesyonel olarak yaşam koçu, amatör olarak yazarım. “Bu hayatı nasıl daha iyi yaşarım?” sorusuna kafayı takmış biri olarak öğrendiklerimi paylaşmayı çok önemsiyorum. İlgi alanlarım ... Devam