X

Okuma alışkanlığı kazanma üzerine

Okuma serüvenim, amcamın 2008 yazı babam ile eve gönderdiği iki koli kitapla başladı. Muzaffer İzgü, Aziz Nesin… İki dolu koli kitap. Evimizde internetin olduğu ancak MSN dışında farklı kullanım yollarını bilmek için çok kafa yormadığım zamanlardı. Koliden elime gelen ilk Muzaffer İzgü kitabını okuduğumda kendi kendime güldüğümü hatırlıyorum. Koca bir yazı hiç arkadaşım yokmuş gibi iki günde bir biten kitaplarla yaşadım. Evden çıkmıyor, gündüz odamda akşam balkonda dünyada en çok sevdiğim insanla buluşmaya gider gibi okuyordum.

Bir yaz böyle bitti ve okullar açıldı. Türkçe öğretmenimiz sınıfta “Bu yaz kaç kitap okudunuz?” diye sorduğunda söz hakkı bana gelene kadar okuduğum kitapları saydığımda çıkan rakama ben bile şaşırmıştım. 30! “Sadece üç ayda mı?” dedi öğretmenim. Evet dedim. “Ooo sen kitap kurdu çıktın ya” dedi. O an gelen farkındalıkla “Kitap kurdu muyum cidden?” diye sorabildim kendime.

Sınav senem geldiğinde “Test çöz, iyi bir lise olsun, iyi bir üniversite olsun” derken okumaya ayırdığım zaman ve heves her geçen gün azaldı. Oysa okuduğum dönemlerde Türkçe paragraf testlerinde hepsini doğru çözüyor, yazılı sınavların kompozisyon bölümlerini hızlıca tam puan alacak şekilde doldurabiliyordum. Daha fazla baş edemeyeceğimi anlayınca “vardır bir bildikleri” diyerekten yazları 2-3 kitap olacak şekilde okumayı azalttım. Tabi bana yol, su, elektrik olarak döndü.

Sonraları meslek hayatıma ilk başladığım sene yüksek doz mobbingden kendimi kurtarıp rahatlatabilmemin yolu “Sana iyi gelen şeyler ne?” sorusuna odaklanmak oldu. İlk aklıma gelen “okumak” oldu. Hani hayatımızın para kazandığımız ama evden çıkmadığımız, çalışmadığımız bir ayı vardı. Pandemi. Benim için en çok okumanın gerçekleştiği dönemdi. İşten de uzak olmanın etkisiyle mobbingden kurtulmuş, okumayla modum iyice yükselmiş ve tekrar sıkı okumaya başlamıştım. O sene kendime bir hedef koydum, bu sene 30 kitap okuyacağım diye. 42 kitap okudum. İşe giderken okudum, uyandığımda okudum, uyumadan önce okudum. Hatta tuvalete bile kitapla gittim. Hedefime ulaşacağım derken, yeniden okuma serüvenine daldım. Hala ruhumun derinliklerine erişebildiğim, farklı fikirlerle arkadaş olabildiğim en kolay yol kitap okumak.

Son zamanlarda etrafımda “okuyamıyorum” söylemlerini duyuyorum. Zaman zaman, benimde yaşadığım motivasyon düşmesine bağlı okuma azalmalarına dair uyguladığım birkaç yöntem var. Eğer bir yerden başlamak ya da okumayla ilişkinizi daha da artırmak isterseniz diye aşağıya yöntemleri bırakıyorum.

1- Listede olan değil, en çok ilginizi çeken kitaptan başlayın: Uzun zamandır bir kitap kapağı bile açmadıysanız işe en çok merak ettiğiniz kitaptan başlayın. Hatta ilginizi çekip çekmeyeceğiniz anlamak için kısa bir özetinin olduğu podcastler dinleyebilir ya da kitaptan birkaç sayfa karıştırabilirsiniz.

2- Kitabınızla her gün aynı yerde, aynı saatte buluşun: Atomik Alışkanlıklar kitabından öğrendiğim bir yöntem ile okuma eylemini, her gün dişinizi fırçaladıktan hemen sonra salondaki tekli koltukta ya da sabah yataktan çıkmadan 3-5 sayfa kadar okuduğunuzda beyniniz bir süre sonra her gün aynı eylemi yapmaya odaklanacak. Zaman içerisinde sayfa sayısını artırarak ilerlediğinizi fark edeceksiniz. Örnekler tamamen varsayım, siz size en uygun olan zaman dilimine göre plan yapın.

3- Kitabınızı yanınızda taşıyın: Banka, hastane, devle dairesi veya otobüs durağı. Nerede uzun bekleyeceğinizi bilemezsiniz değil mi? Her sabah işe giderken bindiğim trende 20 dk okuma ile kitap bitirdiğim günler olmuştu.

4- Eğer uzun zamandan sonra okumaya tekrar başlayacaksanız, kalın romanlardan, ağır düşünce yazılarından kaçınmanızı öneririm: Okumaya dair en büyük motivasyonlardan biri kitabı bitirmektir. Biten her kitapla yeni bir kitap için motivasyon daha fazla artıyor. Ve bitirme süreniz ne kadar kısalırsa hevesiniz de aynı oranda artıyor.

5- Okuma hedefi belirleyin: “Şu kadar zamanda 3 adet kitap okuyacağım” gibi hedefler size süreç içerisinde okumaya dair daha fazla motivasyon sağlayacaktır. Gerçekçi hedefler sizi daha fazla motive edecektir.

Ve son olarak ne kadar çok okursak stres, kaygı seviyemiz o kadar düşecek. Bunu bilip ona göre yaşarsak okumaya daha fazla alan yaratabileceğimizi ümit ediyorum. Bol okumalı günlerimiz olsun.

İlginizi çekebilir: Yavaş akış: Verimli sabah rutini ve alarm ertelemeyi bırakmanın gücü

Büşra Pekdüz Özkan: 1995 senesinde Mayıs ayının son pazarında sabah kahvesinin hemen üstüne evin 4. üyesi olarak kolaylıkla Dünya’ya gelmişim. Bundandır ki annem “keyfine düşkün olacağın buradan belliydi” der. O zamandan beridir en sevdiğim sabah kahveleri annemle içtiklerimdir. 14 yaşımın yaz tatilinde Aziz Nesin ve Muzaffer İzgü’nün toplamda 30 kitabını okuduktan sonra hem okumaya hem de yazmaya merak sardım. Yıllar içinde kendi içsel dönüşümümü keşfederken ve sınavlarıma çalışırken yazmak terapim oldu. Bugün özel sektörde bir Makine Mühendisi, eş ve anne olarak yazmaya ve okumaya devam ediyor, deneyimlerimi blogumda paylaşmaya çalışıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale