En sevdiğiniz parfümünüzü sıktığınız zaman kendinizi daha iyi mi hissediyorsunuz? Pek çok insan, favori kokusunu sıktığında öz güveninin ve yaratıcılığının artışa geçtiğini, aynı zamanda zihninin sakinleştiğini de ifade ediyor. Bu yaygın iyilik ve huzur hali, kokuların duygu dünyamızı somut bir şekilde etkilediğini gösteriyor. Çeşitli araştırmalar, kokuların içsel ve dışsal etkilerine odaklanıyor. Gelin, bilimsel bir bakış açısıyla kokuların etkilerini birlikte keşfedelim.
Kokunun bağlantılı olduğu beyin bölgeleri
Koku, beş duyumuz arasından direkt olarak üç farklı beyin bölgesine bağlı olmasıyla ön plana çıkıyor. Bu duyu, amigdala, hipokampus ve orbitofrontal kortekse doğrudan bağlanıyor. Amigdala duygu alanlarını yönetirken hipokampus hafıza ve öğrenmeden sorumlu. Orbitofrontal korteks ise farkındalık merkezi olarak görev alıyor.
Bir kokuyu soluduğumuz zaman, bağlayıcı proteinlerle kokunun molekülleri etkileşime geçiyor ve burun reseptörlerinde elektriksel aktivasyon oluşuyor. Daha sonra, bu aktivasyon koku soğanına ve oradan da beyne iletiliyor. Sinyal beyinde işlendikten sonra da alınan koku tanımlanıyor. Bu süreç çok hızlı bir şekilde gerçekleşerek kokuların psikolojik etkisini somutlaştırıyor.
Bilim destekli parfümün yükselişi
Kokular insan psikolojisini farklı ve hızlı bir şekilde etkilediği için günümüzde fonksiyonel koku olarak da bilinen nörokoku (neuroscent) kavramına yoğunlaşılıyor. Bu kavram, beyindeki pozitif duyguları tetiklediği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış olan bileşenlerle hazırlanan kokuları tek çatı altında topluyor.
Nörokokular geliştiren Vyrao markasının kurucusu Yasmin Sewell, bu kokuların parfümden fazlası olduğunu söylüyor. Sewell, nörokokuların ruh halini ve duygu dünyasını iyileştirmeyi sağlayan araçlar olduğunu belirtiyor.
Vyrao’nun The Sixth, Mamajuju ve Sun Rae olmak üzere üç tane nörokokusu bulunuyor. The Sixth’in farkındalığı artırdığı ve Mamajuju’nun da anda kalmaya yardımcı olduğu belirtiliyor. Sun Rae ise mutluluk teması altında satılıyor. Marka, bu kokuların aynı zamanda öz saygı ve öz güveni artırdığını da vurguluyor.
Vyrao nörokoku açısından fazlasıyla öne çıksa da ilerleyen dönemlerde fonksiyonel koku odaklı markaların sayısının artacağı öngörülüyor. Ayrıca, bu kokular üzerine yürütülen çalışmaların kapsamı da genişletiliyor.
Popüler koku-duygu ilişkileri
Nörokoku yeni bir kavram olsa da uzun yıllardır çeşitli kokuların belirli durumlara iyi geldiği kabul ediliyor. Şimdi, bu durumlardan en yaygın olanları sizlerle paylaşmak istiyoruz:
- Uyku kalitesi: Bergamot, lavanta, sarı papatya, sandal ağacı, mandalina, Hint sümbülü ve tatlı mercanköşk kokuları uyku kalitesini iyileştirebiliyor. Lavanta, aynı zamanda sakinleştirici bir etki de sunabiliyor.
- Huzur: Gül, bergamot, lavanta, sarı papatya ve buhur huzur seviyesini artırabiliyor. Gül kokusu, aynı zamanda sinir sistemini rahatlatabiliyor.
- Bağışıklık sistemi: Kekik, limon, çay ağacı, nane ve karanfil bağışıklık sistemini destekleyebiliyor.
- Solunum: Okaliptus, lavanta, limon, palo santo ve çay ağacı burun tıkanıklığı gibi solunum sıkıntılarını çözüme kavuşturabiliyor.
- İştah kontrolü: Ylang ylang, greyfurt, lavanta ve portakal iştahı azaltabiliyor. Portakal çiçeğinin kokusunun kaygı yönetimine yardımcı olduğu da belirtiliyor.
Yukarıdaki örnekler, çeşitli kokuların farklı durumlara iyi gelebildiğini gösteriyor. Bir diğer yandan, koku algısının çağrışımsal öğrenmeyle de ilgisi bulunuyor. Örneğin, bir insan çok keyifli geçirdiği bir yaz tatili sonucunda deniz kokusunu pozitiflikle eşleştirebilir.
Nörokokuların geleceği
Bazı insanlar nörokokulara şüpheyle yaklaşsa da sektör profesyonelleri bu alanın ilerleyeceğini ve pek çok fayda sunacağını öngörüyor. Bu doğrultuda, yapay zeka gibi teknolojiler ve nörobilim harmanlanarak bu kokular üzerine farklı çalışmalar yürütülüyor.
Nörokokular, ilerleyen dönemlerde parfüm kullanımını bir lüks olmaktan uzaklaştırabilecek potansiyele sahip. Bu kokular, gelecekte ruh halini iyileştirmek için kullanılan kişisel bakım ürünleri haline gelebilirler.
İlginizi çekebilir: Koku terapisi: Kokuların duygu durum üzerindeki yükselen rolü