X

Narsistler, partnerlerine neden daha az bağlıdır?

Narsist insanlar kendilerini görkemli algılarlar ve bu görkemlerini korumak için sarf ettikleri gayret onları son derece kendilerine odaklı hale getirir. Sosyal ilişkilerinde de sevilmekten çok, takdir edilmek için çabalarlar. Romantik ilişkilerinin en belirgin özelliği de kendilerini partnerlerine adama konusunda isteksiz olmalarıdır. Oakland Üniversitesi’nde yürütülen bir çalışmada narsistlerin bu isteksizliği açıklanmaya çalışılmıştır.

İlk olarak, narsistlerin ilişkilerindeki hedefleri oldukça önemlidir. Bazı narsist kişiler ilişkilerini gösteriş amaçlı kullanabilirler, buradaki asıl amaç başkalarının takdirini kazanmaktır. Hatta bu sebeple genellikle fiziksel olarak çekici ve yüksek statüde olan partnerleri seçerler. Kısaca, partnerlerini, ilişki kurdukları kişi olarak değil de, gösteriş yaptıkları bir kupa olarak görmeleri, ilişkiye karşı bağlılık isteksizliklerini açıklayabilir.

Ayrıca; narsistlerin kendilerini ve diğer insanları nasıl algıladıkları da önemli bir nokta. Narsistler, kendilerini çok olumlu görme eğilimlerinden ötürü romantik ilişkilerinde arzuladıkları kişiyi kolayca kendilerine çekebileceklerini düşünürler ve romantik ilişkide oldukları kişi bile olsa, diğerlerini daha olumsuz görme eğilimleri vardır. Aslında “Narsistik Hayranlık ve Rekabet Kavramı” çerçevesinde narsistlerin görkemli benlik kavramlarını korumak için iki yöntemleri olduğu öne sürülür: Kendilerini yükseltmek (narsistik hayranlık) ve başkalarını değersizleştirmek (narsistik rekabet). Bu yolla eşini değersiz gören narsist kişiler mevcut partnerlerinden daha iyilerinin de olduğunu düşünür ve bu düşünce onların ilişkiye bağlanma isteksizliklerini açıklayabilir.

Oakland Üniversitesi’nde yürütülen bu çalışma kapsamında “Narsistik Hayranlık ve Rekabet Kavramı” baz alınarak dört anket yapılmıştır. İlk üç çalışmada, hem narsistik hayranlık hem de narsistik rekabetin, insanların potansiyel alternatif partnerler hakkında düşünme biçimleriyle ilişkili olduğu bulunmuştur;

  • Alternatif partnerlere daha çok dikkat ederler.
  • Alternatif partner arayışındadırlar.
  • Onlar için daha uygun nitelikli başka bir partnerin onları beklediğine inanırlar.

Narsistlerin başka bir partner ihtimali için olan bu 3 tutumu, partnerlerine bağlanma isteksizliklerini yeterince açıklamaktadır. Ayrıca “Narsistik Hayranlık” kavramının istedikleri kişiler için daha yüksek standartlara sahip olmakla ilişkili olduğu görülmüştür. Bu doğrultuda da narsist bireyler romantik ilişkilerinde en iyisini hak ettiklerini düşünürler.

Son çalışmada, katılımcının ve şu anki partnerinin algılarının, alternatif partnerlere yönelik bu tutumları açıklayıp açıklayamayacağı test edilmiştir. “Narsistik Hayranlık” ve “Narsistik Rekabet”, daha iyi özellikte alternatif partnerlerin mevcut olduğu algıları ile ilişkili bulunmuştur; çünkü kendilerini pozitif özellik ağırlıklı, partnerlerini de negatif özellik ağırlıklı göstermişlerdir.

Birlikte ele alındığında tüm bu bulgular, narsistlerin partnerlerine daha az bağlı olduklarını göstermektedir, çünkü daha çekici muhtemel partner adaylarını fark ederler, mevcut ilişkilerini diğer olasılıklarla sürekli olarak karşılaştırırlar ve kendileri için mevcut alternatif seçenekler olduğunu algılarlar. Bütün bunlar, narsistlerin romantik partnerlerini, daha iyi bir ihtimal ortaya çıktığında alınıp satılacak metalar olarak gördükleri fikri ile tutarlıdır ve ilişkilerine bağlanmamalarını açıklar.

Web sitemi ziyaret etmek için hemen tıklayabilirsiniz.

Kaynak
https://www.psychologytoday.com/us/blog/close-encounters/202006/why-are-narcissists-less-committed-their-partners

İlginizi çekebilir: Hep tekrar eden problemleriniz mi var: “Şema” kavramı nedir?

Cansu Varol: Boğaziçi Üniversitesi'nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra Klinik Psikoloji Programı’nda yüksek lisansını tamamlayarak uzmanlığını almıştır. Bu süreçte birçok danışmanlık merkezinde psikoterapist olarak görev yapmıştır. Halen yetişkinler için bireysel danışmanlık yapmakta ve psikoterapi uygulamalarında Bilişsel Davranışçı Terapi, EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ve Şema Terapi ekollerini kullanmaktadır. Ağırlıklı olarak travma, stres, depresyon, panik bozukluk, yeme bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları ve ergenlik dönemi sorunları üzerinde çalışmaktadır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale