X

Muhteşem bir Kaçkar rüyası: Kaçkar Ultra Maratonu ve Çinçiva Koşusu

Öyle bir coğrafya düşünün ki yeşilliğini anlatmaya kelimeler yetmiyor… Kışı ayrı, yazı ayrı, baharı ve sonbaharı apayrı güzel… Evet, bahsettiğimiz muhteşem doğasını tüm alçak gönüllülüğü ile bizlere sunan Kaçkar Dağları…

Belki bugüne kadar Karadeniz’e yolculuk yapma fırsatınız olmadı, belki de gittiniz ve benim gibi her seferinde ruhunuzun bir parçası orada kaldı… Ben ilk kez yaklaşık beş yıl önce çok üzüntülü, çok içli olduğum bir dönemde ilacı da, üzüntüsü de kendinde olan sebebimle birlikte gitmiştim ilk defa Ayder Yaylası’na. Muhteşem bir kar örtüsü hakimdi (ki daha önce gidenler aşinadır bu yüksekliğe çıkabilmek o Aralık ayında oldukça zorlu da olmuştu)… Her şeye rağmen, o güzelim ağaçları o muhteşem dağları kar altında görmek (her ne kadar psikolojik olarak yıkılmış olsam da) bana adeta “ilaç gibi” gelmişti…

Bu hafta sonu, yıllardan sonra yeniden o güzelim Ayder Yaylası havasını almak kısmet oldu. Hem de nasıl güzel bir organizasyon ile. Evet, bu yazımda bana eşlik eden sizlerle birlikte, bu hafta sonu bir “rüya” yaşatan, oldukça hızlı, oldukça çoğun, oldukça sağlık elden gitti gidiyor derken kendime gelmeye çalıştığım ve yine inatla ben bu organizasyonda koşarım diyerek gönül verdiğim koşmak aşkı ardında beni sürükleyen muhteşem organizasyon Kaçkar Ultra Maratonu ve Çinçiva Koşusu’nu paylaşacağız…

Peki nedir Kaçkar Ultra Maratonu’nu bu derece özel yapan? Öncelikle biraz ultra maraton heyecanından ve koşmak aşkından bahsetmemiz gerekir. Ultra maraton parkurlarında genel olarak asfalt koşusu olarak da tabir edebileceğimiz, irtifa kazanılmayan koşulara göre özellikle yükseklik kazandığımız ve asfalt özellikteki yollar dışında patika, ara yol veya orman parkuru gibi “doğa ile adeta bir bütün olduğunu” ve hatta bazı noktalarında bu günümüzün “yeşile bizleri aç bırakan” dünyasından tamamiyle uzaklaşabildiğiniz özellikte parkurlarda koşmak fırsatımız olur. Bu yüzden ultra maratonlar “özel” koşulardır, yani koşmayı çok sevenler içerisinde bile “güzel” oldukları kadar zorlukları ile de bilinirler. Bu yüzden parkur uzunlukları  42K üzerinde gerçekleşir (ki bu uzunluk örneğin 100mil olarak bilinen 160K uzunluğuna kadar da gidebilir ve tabi ki daha uzun parkurlar da mümkün – zorluğunu anlatabilmek için özellikle örnek vermek istedim). Fakat burada uzunluk kadar parkurun yükseklik yani çıkış ve iniş özellikleri de içeriyor olması bir o kadar zor ve aynı zamanda çekici hale getirendir ultra yarışmalarını… Bu yüzden koşarken tamamıyla “an” odağında kalırsınız, yol sizin için düzenlenmiştir adeta, geçtiğiniz ağaçlar, kokladığınız orman, sesini duyduğunuz yapraklar, etrafınızı saran o güzelim yeşil ve güneşin güzel gölgeleri… İşte bu yıl üçüncüsü düzenlenen Kaçkar Ultra Maratonu (46K) ve tarihi Çinçiva Köprüsü’nden başlayıp yaklaşık 16K parkur sonunda yine Çinçiva Köprüsü’nde sonlanan Çinçiva Koşusu bizlere böyle güzel hissetmek şansını ve keyfini yaşattı…

Sorumuza geri dönelim (yazının fotoğrafları bile cevap bulmaya yetiyor fakat yine de biraz daha derinden paylaşmak gerekli), nedir Kaçkar Ultra Maratonu’nu bu derece özel kılan? Bir kere Türkiye’nin ulaşılması oldukça zorlu olan fakat bir o derece muhteşem coğrafyası bizleri adeta bir “rüyaya” götürüyor.

Ben bu yıl sadece yaklaşık 16K uzaklığı içeren parkuru koşabildim (hedef gelecek yıl ultra parkuru kendi gözlerim ile görebilmek) o yüzden sizleri bu parkurun maceralarını içeren bir yolculuğa çıkartabileceğim…

Çinçiva Köprüsü’nün o muhteşem manzarası eşliğinde parkura başlıyorsunuz. Buradan yükselerek çıktığınız Zilkale (pek çok gezi yazından referans verilmiştir ve büyüleyici güzellikte yapı olarak tabir edilir), Osmanlı döneminde gözetleme kalesi olarak kullanılmıştır (dönemsel adı Zir Kale’dir) ve dönemin önemli kontrol noktalarından biri olarak bilinir. Tabi ki tırmanarak çıktığınız bu güzel kale ile karşılaşırız ve bu sırada geçtiğimiz her adıma muhteşem yeşil bir manzara eşlik eder. Ve sonra parkur bizleri yeniden Çinçiva Köprüsü’ne doğru yönlendirir. Buradan inerken, gölgeler arasında Kaçkar Dağları tüm olağanüstü gölgeleriyle gözlerimiz önündedir. Hem koşmaya devam ederiz hem de nasıl güzel bir doğa içerisinde olduğumuzu yeniden hatırlarız.

Sonrasında, Hemşin’e doğru giden patika bizleri karşılar… Bu toprak yolun başını sonunu, nereden gelip nereye gittiğini, bizden önce kimlerin bu yollardan yürüdüğünü, belki sürüldüğünü, belki yurduna geri döndüğünü, bu patikanın kar altında nasıl göründüğünü düşünerek çıkarız can-ım yokuşları…

Tırmanır da tırmanırız güzelim yeşilliklerin derinlerine doğru. Ve yeniden bir dönüş başlar, rotamızın sonu Çinçiva Köprüsü’ne erişmektir. Bu yükseklikten inerken, bizleri yine muhteşem bir bitki örtüsü, yeşilin her rengi ve henüz güneşle ısınmış güzelim orman kucaklar… Arada karşılaştığımız yöresel giyimli teyzeler ve kısık gözler ile ormanın bu noktasında bulunmamıza şaşıran sevgili amcalar hemen bir gülümseme gönderiverir… İşte o an tüm yorgunluğumuzu unutturur… Sadece ciğerlerimize dolan bu temiz mi temiz muhteşem havayı düşünür oluruz.

Sadece yürümek için bile muhteşem bir tecrübe edinmek istiyorsanız gelecek Eylül’de Kaçkar Ultra Maratonu’nu kaçırmayın.

Bitiş çizgisini geçtiğimizde (yani tarihi Çinçiva Köprüsü’nü aştığımızda) bir kez daha başlamak isteriz adeta. Çocuklar gibi adeta utanmasak “ben bir tur daha” istiyorum “bana yetmedi” hatta “keşke daha uzun olan parkurda” koşuyor olsaymışım deriz. O güzelim yeşilliği, ormanı, patikaları, sessizliği, sesliliği, ışık oyunlarını, dağ havasını yani can-ım Kaçkarları bırakmak gelmez içimizden…

İşte Çinçiva Koşusu böyle bir Kaçkar rüyası yaşatıverir, hiçbir adımınız hafızanızdan silinmeyecektir. Niyetler, dilekler ve hedefler “gelecek yıla” kalır, eğer bu yazımı okuyorsanız ve sadece yürümek için bile muhteşem bir tecrübe edinmek istiyorsanız gelecek Eylül’de Kaçkar Ultra Maratonu’nu kaçırmayın. Bu güzel doğa harikası rotada, sizin Kaçkar rüyanız eminim benimkinden daha da güzel olacaktır…

Bu güzel organizasyon için sevgili Alper Dalkılıç ve sevgili Elena Polyakova’ya sonsuz minnet ve teşekkürlerimle…

Etkinlik hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız web sitesini ziyaret edebilir, yakından takip etmek için de Facebook, Instagram sayfalarına göz atabilirsiniz.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale