X

Modern Müzik’te genç bir yetenek: Öykü Doğan

Modern Müzik’te genç bir yetenek: Öykü Doğan

Bir radyo programına katılmasıyla tanıdığım, İtalya’daki okulunda bitirme projesi için hazırladığı albümünü daha sonra Avrupa ve Türkiye ile birlikte piyasaya süren modern müziğin yeni sesi Öykü Doğan ile albümü üzerine konuştuk. Tüm alt yapısını kendi başına, evinde kurduğu küçük çaplı bir stüdyoda oluşturduğu genç yetenek, dopdolu eğitimi, çalışmaları ve gelecek planlarını anlattı.

Kimdir Öykü Doğan? Bize kendinizden bahsedebilir misiniz biraz?

Modern Müzik’te genç bir yetenek: Öykü Doğan

1990 yılında İzmir’de doğdum. Müzik eğitimime beş yaşında piyanoyla başladım ve altı yaşında da ilk bestemi yaptım. Dokuz yaşından itibaren 9 Eylül Konservatuvarı’nda piyano bölümünde kursiyer öğrenci olarak devam ettim. Daha sonra piyanonun yanı sıra, İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin çocuk korosuna katıldım. Yıllar boyu da bir çok konserde, hatta operada çocuk korosunda rol aldım.

İlköğretimi Özel Izmir Tevfik Fikret Ilköğretim Okulu’nda, liseyi ise Özel İzmir Amerikan Koleji’ni bitirdim. Lise boyunca müzik eğitimime Akademi İksev’de kompoziyon, şan ve piyano dersleri alarak devam ettim. Hayalimde İtalya’da müzik okumak olduğu için orada yetenek sınavlarına girerek konservatuvarı kazandım, 4 senedir de İtalya’dayım. Üç farklı bölümde okuyorum.

Piacenza konservatuvarında (Conservatorio di Giuseppe Nicolini)  kompozisyon ve caz piyano bölümlerinde okuyorum. Ayrıca bu yıl Bologna Music Academy Europe’tan birincilikle mezun oldum. Akademi’nin programı İngiltere’nin iyi üniversitelerinden olan University of Essex ile ortak olduğu için oradan da BA derecesi almış oldum. İtalyanca dışında İngilizce, Fransızca ve Almanca biliyorum. 2013 Nisan ayında ilk albümümü çıkardım. Albümdeki besteler, şarkı sözleri, vokaller ve altyapılar tamamen bana ait.

Albüm çıkarma fikri temel hedefinizdi ve belirlenen zamanda mı oluştu, yoksa bitirme projesi bu fikre tesadüfî mi çıkardı sizi?

Günün birinde mutlaka bir albüm çıkarmak istiyordum ama bunu tek başıma ve bu kadar kısa bir süre içinde yapacağım aklıma gelmezdi açıkçası. Bitirme projesi güzel bir bahane oldu diyebilirim:)

Albümünüzün temel bir felsefesi olduğunu söylemiştiniz. Nedir tam olarak?     

Modern Müzik’te genç bir yetenek: Öykü Doğan

Evet albümümün bir konsepti var. O da başlığı gibi “Through the Dark We See the Light”, yani karanlığın arasından (içinden) ışığı görüyoruz. Karanlık olmadan aydınlığı görmemiz mümkün olmuyor. Mesela kötü günlerin ardından da çok daha güzel günler başlıyor genelde. Şarkılarda da hem sözlerde, hem melodilerde, hem ses efektlerinde bu karanlık-ışık kontrastları duyulabiliyor.

Modern Müzik haricinde uzmanlaştığınız/uzmanlaşmak istediğiniz başka tarzlar da var mı kendinizi bulduğunuz, üzerine çalışmak istediğiniz?

Müziğe ilk klasik müzikle başlamıştım, bir yıl önce de caz bölümüne girdim, bir yandan o yönde ilerliyorum. Farklı tarzlar denemeyi, onları bir araya getirmeyi her zaman sevmişimdir.

Albüm piyasaya sürüldü sanıyorum internet üzerinden de olsa. CD olarak satışı, tanıtım, turne gibi çalışmalarınız olacak mı? Bir radyo programına çıktınız mesela bildiğimiz kadarıyla…

Evet internette iTunes, Amazon, Google Play Store gibi sitelerin hepsinde bulunuyor albümüm. En son Youtube’da da albümümden ilk single olan “Time to Make a Move” isimli şarkımı yayınladım. Yavaş yavaş tanıtıma ağırlık vermek istiyorum. Dediğiniz gibi 11 Ağustos’ta TRT Radyo 1’de Gecenin İçinden programında canlı yayın konuğuydum. Güzel gelişmeler oluyor, heyecanlıyım.

Bologna’daki okulunuzdan birincilikle de mezun oldunuz. Şimdi ne yapmayı düşünüyorsunuz? 

Piacenza’daki konservatuvarda kompozisyon ve caz piyano bölümlerine devam ediyorum. Yani daha en az iki yıl okulum var. Bir yandan da albüm tanıtım çalışmalarına ve yeni şarkılar yapmaya devam etmek istiyorum.

Genç müzisyenlere, ülkemizde müzikle ilgilenen yeteneklere neler tavsiye edersiniz? Yurt dışının payı nedir bu işte?

Hayallerinin peşinden gitmelerini, yeteneklerini değerlendirmelerini tavsiye ediyorum. Yurt dışında okumak da farklı ufuklar açıyor, insanın yaratıcılığını geliştiriyor, insanı cesaretlendiriyor.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Gökçen Gökyer: Gökçen Gökyer - Gündüzleri bir Yüksek Şehir Plancısı, geceleri ise bir blogger, bir köşe yazarı. İYTE'de lisans, ODTÜ'de master, HafenCity Universitat'da Erasmus yaptı. Birçok ülke, birden fazla kıta gördü. Hayatta tat alınması gereken her şeyi itinayla araştırır, bulur, bulduğunu da duyurur; yazar.. Network kurmak ise temel hayat duruşudur. Senin de gelmen o yüzden önemlidir, beklerim: gokcengokyer.blogspot.com ;)

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale