X

Mindful grocery shopping nedir?

Günümüzde market alışverişi, çoğumuz için mekanik hale gelmiş durumda. Genellikle zaman kısıtlılığı sebebiyle tüm ihtiyaçları tek seferde karşılamak ve bunun için büyük marketleri tercih etmek oldukça mantıklı ve kolay görünüyor. Hal böyle olunca paketlenmiş ve işlenmiş gıda tüketimi hızla artıyor. Beraberinde ise kilo artışı başta gelmek üzere pek çok sağlık sorunu geliyor. Fakat hayattaki her şeyde olduğu gibi market alışverişlerinden önce de biraz durup düşünmek ve yavaşlamak, tüm süreci çok daha bilinçli gerçekleştirmemizi sağlıyor. Satın alma alışkanlıklarının doğa, toplum ve birey üzerindeki etkilerini düşünerek hareket etmenin çok daha sağlıklı ve mutlu sonuçlar doğurduğunu savunan ‘mindful grocery shopping’ tam olarak bu noktada devreye giriyor.

Mindfulness nedir?

Mindful grocery shopping, yani bilinçli market alışkanlığı kazanmanın püf noktalarını öğrenmeden önce ‘mindfulness’ kavramının etki alanlarına odaklanmak gerekiyor. Günlük hayattaki tüm eylemlerin farkındalık içinde gerçekleştirilmesi gerektiği fikrinden doğan mindfulness, bir tür meditasyon tekniği. Gelecek ve geçmişi devreden çıkararak sadece şimdiki ana odaklanan bu alışkanlık, tüm duygu ve düşünceler ile eylemlerin farkında olma halini tanımlıyor. Dolayısıyla çok daha bilinçli, farkındalık ve empati seviyesi yüksek, mutlu bir yaşam vaat ediyor. Farkındalık zamanla geliştirilebilir bir yeti olduğundan, yemek yeme ve market alışverişi de dahil olmak üzere günlük hayattaki pek çok alana dahil edilebiliyor. Farkındalık halinde yemek yemek ve market alışverişine çıkmak, tüm sürecin bilinçli şekilde gerçekleştirilmesini sağlayarak hayata denge ve sağlık getiriyor.

Bilinçli gıda seçimi nasıl olur?

Farkındalık seviyesi yüksek şekilde market alışverişi yapmanın bütçe yönetiminden kilo dengesine kadar birçok avantajı var. Elbette buradaki ilk amaç kilo kaybı olmasa bile, farkındalığın geliştirilmesiyle birlikte duygusal açlık halleri daha doğru kontrol edilebiliyor. Yemek hazırlama ve alışveriş konusunda bilinçli seçimler yapmaya başladıkça kilo dengesi sağlanıyor, genel sağlık iyileşiyor ve stres yönetimi kolaylaşıyor. Sürecin gezegeni koruma ve daha yeşil bir yaşama geçme anlamındaki faydaları ise saymakla bitmiyor. Siz de birkaç ipucuna dikkat ederek şimdikinden çok daha bilinçli market alışkanlıkları kazanabilirsiniz:

1. Gıda seçimlerinizi tanıyın

Gıda alışverişlerini bilinçli hale getirmenin ilk adımı besin seçimlerini tanımaktan ve yanlış tercihleri doğrularıyla değiştirmekten geçiyor. Sağlıklı yaşam sürmek isteyen her insanın yeterli oranda karbonhidrat, protein ve yağ tüketmesi; ek olarak vitamin ve mineraller seviyelerine dikkat etmesi gerekiyor. Zengin ve çok çeşitli gıdalardan oluşan öğünler, vücudun ihtiyacı olan tüm besinleri almasını sağlayarak genel sağlığın iyileşmesine yardımcı oluyor. Bu nedenle satın aldığınız gıdaların besin değerlerini anlamanız ve gıda etiketlerini mutlaka okumanız çok önemli. Bunun yanı sıra gıda israfının etkisini anlayarak hareket etmeniz de gerekli.

2. Alışveriş listesi yapın

Market alışverişi yaparken bilinçli bir farkındalıkla hareket etmek için her şeyi önceden planlamak gerekiyor. Çünkü ihtiyaçların sağlıklı şekilde düşünülmesiyle hazırlanan bir market listesi sayesinde bütçe dışına çıkma riski ortadan kalkıyor ve gereksiz ya da sonradan çöpe gidecek hiçbir şey sepete eklenmiyor. Bu sürdürülebilir alışkanlığı kazanmak için haftalık beslenme planları çıkarmayı ve bu plana sadık kalacak şekilde listeler hazırlamayı deneyin. Hayatınıza kısa sürede denge geldiğini göreceksiniz.

3. Markete tok gidin

Market alışverişlerinde bilinçsiz seçimler yapmanın temel nedenlerinden biri açlıkla hareket etmek. Açlık anında gözümüze her şey daha lezzetli geldiğinden bu anlarda mantıklı seçimler yapmak pek mümkün olmuyor. Gün sonunda ise alışveriş çantalarında, o anın etkisiyle eklenmiş sayısız paketli ve işlenmiş gıda yer alıyor. Bu nedenle alışverişe çıkmadan önce az da olsa bir şeyler tüketin ve açlıkla karar vermediğinizden emin olun.

4. Yerel üreticilerden alışveriş yapın

Büyük marketlerden tek seferde alışveriş yapmanın zamandan epey kazandırdığı doğru. Ancak bu tür mağazalarda organik gıda bölümü olsa bile satın alınan hiçbir ürün doğrudan üretici elinden çıkmıyor ve genellikle paketlenmeden sunulmuyor. Aklınıza adetle streç filme sarılmış ve özenle dizilmiş organik gıda bölümlerini getirin… Yerel üreticilerden alışveriş yapmak ise hem üreticiyi doğrudan desteklemek anlamına geliyor hem de satın aldığınız ürünün bahçeden mutfağınıza girmesini sağlıyor. Üzerinde tozu toprağı olan, katkısız ve ilaçsız yetiştirilen bu ürünleri ne kadar çok sofranıza dahil ederseniz o kadar bilinçli adımlar atmış olursunuz. 

5. Tüm ürünleri sezonunda tüketin

Modern bir toplumda yaşadığımız için çoğu zaman kaynağımızı doğadan aldığımızı ve doğal süreçlere göre dengelendiğimizi unutuyoruz. Hayattaki pek çok şey doğal döngülere göre biçimlendiğinden beslenme alışkanlıklarını da buna göre şekillendirmek gerekiyor. Kısaca, sezonunda ve mevsiminde yetişen ne varsa hepsinin, hava sıcaklıklarına bağlı olarak vücutta açığa çıkan eksikleri kapatma anlamında mutlaka bir fayda sağladığını unutmayın.

6. Sürdürülebilir paketleme seçeneklerine öncelik verin

Plastiğin doğada uzun süre parçalanmadan kalması ve günümüzde okyanuslara karışarak sofralarımızda mikro haliyle yer alması, tehlike çanlarının çoktan çalmaya başladığını gösteriyor. Bu sorun üzerindeki etkinizi minimize etmek için tek kullanımlık plastik poşetler yerine kendi bez çantalarınızı veya bez torbalarınızı kullanın. Hatta turşu, tahıl, baharat alışverişlerine kendi kaplarınızla gidin ve yerel üreticiyi desteklerken aynı anda, gezegen için de hassas adımlar atmanın zevkini yaşayın. Paketli ürün almanız gereken noktalarda ise sizinle benzer hassasiyete sahip çevre dostu markalara yönelin. 

Kaynak: lifesum, thefoodpocketguide

İlginizi çekebilir: Gündelik hayatta mindfulness: Sıradan eylemlerinize farkındalık katın

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale