X

Batı terapisiyle doğu meditasyonu bambaşka bir yaklaşımla bir arada: Meditatif terapi

Psikoloji Tarihine Kısa Bir Bakış

İlk ruh hastalıkları hastanesi M.S 9.yy’da açılmıştı. Bu öncü girişim; Kahire, Şam ve Bağdat’ta çalışan ve depresyon, kaygı ve yaygın anksiyete gibi psikolojik hastalıklara tanı koyup tedavi edebilen Orta Çağ’ın Müslüman hekimlerinden gelmiştir. O dönem Avrupa’da, ruh hastalıklarını geçirmek için kötü ruhları kovma veya onları cezalandırarak geçirmeye çalışma yöntemi uygulanıyordu. Psikolojik rahatsızlıkları; akıl yürüterek, moral destek vererek iyileştirme fikri yüzyıllar sonra geldi.

Modern psikoloji alanında ilk çığır açan fikirler Sigmund Freud ile gelmiştir.

Modern psikoloji, 1879’da Wilhelm Wundt’un Leipzig’de psikolojik araştırmaya adanmış bir klinik açması ile başlamıştır. Ancak bilincin ötesinde bir şeylerden bahsederek,  ilk çığır açan fikirler Freud’la beraber ortaya çıktı. Bilinçaltı, bilinç dışı, serbest çağrışım, rüya yorumundan bahseden Freud, eylemlerin insanın kendisinin bile bilmediği gizli güdüler tarafından yönlendirildiğini söylüyordu. Freud’la beraber 20.yy’ın başlarında psikoterapi kavramı ortaya çıktı.

1970’lere gelene kadar, davranışçı ekol, hümanist ekol gibi pek çok kuram ve buna bağlı terapi yöntemleri ortaya çıktı. 1970’lerde ilk kez terapi ve meditasyon kavramı bir araya geldi. Medya ve moda eğilimler yolu ile Avrupa ve Amerika’ya da yayılan Hint kültürü ile beraber terapiler, meditasyon, yoga hareketleri ve mantralar da dahil olmaya başladı.

Doğu meditasyonu ve Batı terapisi

Temel anlamda meditasyon, kişinin sessizlik içinde dikkatini nefese vererek oturduğu ve aynı zamanda beden duyumları ve düşünce sürecinin de farkında olduğu bir tekniktir. Teknik derinleştikçe, meditasyon yapmakta olan kişi, zihnin ve bedenin üstüne ve ötesine geçer.

Meditasyon yaparken teknik derinleştikçe; kişi, zihnin ve bedenin üstüne ve ötesine geçer.

Zihne ve duygulara bunun ötesinde bir anlayış getiren meditasyona dayalı Doğu tekniklerinin tersine psikoloji bilimi; zihni, zihin yolu ile algılamaya çalışır. Zihin tarafından yapılan bir zihin araştırması, çözümü zor bir çelişkiye dönüşür.

Batı ve Doğu kültürleri tarafından geliştirilen yaklaşımlar farklıdır ve neredeyse birbirinin karşıtıdır. Ancak Batı terapisi ile Doğu meditasyonunun birlikte kullanılması ile yeni ve etkili bir danışmanlık yaklaşımı ortaya çıkmıştır. Terapi ile birey zihinde yeni bir düzen edinirken, meditasyon ile zihin, sürekli meşguliyetinin ötesine geçer ve daha derin bir anlayışa ve huzura kendini bırakır.

Meditatif terapi

Zorluk yaratan şey; bizim, zihnin işlemesi ile özdeşleşmemizdir. Düşünce ve duygularımızla öyle özdeşleşiyoruz ki, başka bir hal olduğunu anlayamıyoruz.

Meditasyonun sürece dahil edildiği terapilerde, yalnızca kişinin zihninde belli bir çözüm bulmasına yardım edilmekle kalmaz, zihnin endişe yaratan doğası ile özdeşleşmekten kurtulmasına da rehberlik edilir. Özdeşleşmekten kurtulmak; şimdiki anda kalmak, zihni ve duyguları bir adım geriden izleme alışkanlığı gerektirir. Bu noktada gerçek yaşam durumları değişmez; ama kişinin sorun yaratan eğilimi büyük ölçüde değişir.

İlgili yazı: Bedensel terapi ile kendinizi iyileştirin

Egzersiz: İç Gözlem

Rahat bir yerde oturun ve gözlerinizi kapatın. Gözleri kapatmakta zorlanıyorsanız, bakışları yerde bir noktada odaklayarak kalabilirsiniz. Öncelikle dikkatinizi nefese getirin. Derin bir nefes alıp, göğüs kafesi ve karın bölgesinin genişlemesini ve nefes boşalırken daralmasını izleyin. Nefesleri doğal ritmine bırakın; ancak nefes, göğüs kafesine dolarken ve boşalırken izlemeyi araştırın.

Bedeninizin diğer bölgelerinde dikkati dolaştırın. El parmakları, avuç içleri, kollar, omuzlar, boyun, yüz kasları nasıl hissediyor? Ayaklarınızın yerle, oturma kemiklerinizin minderle olan temasını, bacaklarınızı fark edin.  

Bütün bu bölgelerdeki algılara, hiçbir şey değiştirmeye çalışmadan dikkat getirin.

Bedeninizde dikkat çeken bir yoğunluk var mı? Yoğunluk hangi bölgedeyse dikkati o tarafa kaydırıp, nefes alıp verirken izleyin. Bu his nasıl bir şey? Gergin, karıncalandıran, serin, ılık, hareketli, canlı, uyuşuk ya da ağır mı?

Birkaç dakikalığına bu algılarla kalın ve değişip değişmediklerine bakın. Hisler aynı kalabilir, zayıflayabilir veya yoğunlaşabilir.

Bedende rahat ve iyi hissettiğiniz bölgeleri de fark edin.

Bedenin bütününe yayın dikkati ve yapmak istediği küçük bir hareket, içten gelen hafif bir dürtü olup olmadığını araştırın. Herhangi bir çaba olmadan buna izin verin.

Bedeninizi izlediğinizde, bazı hisler ve dürtüler geliyor ve bu algılar sürekli değişiyor. Dikkat dağıldığında, tekrar nefese ve bedendeki hislere dönerek, izlemeye devam edin. 20 dakika bu çalışmayı sürdürün.

Azize Şahin: 2006 yılında, Osho’nun meditasyonlarıyla yoga ve meditasyon öğrenciliğim başladı. Bu yolculukta bir workshop için gittiğim Hindistan’da eğitmen olmaya karar verdim ve ilk hocalık eğitimimi, 2009 yılında Zeynep Aksoy’dan aldım. Eğitimden hemen sonra Cihangir Yoga’da dersler vermeye başladım. David Cornwell ile Meditasyon Eğitmenlik Eğitimi, Mindfulness, Svagito Liebermeister ile Danışmanlığın Zen Yolu, İnsanlarla Çalışmak, Travmaları İyileştirmek, Somatic Experiencing gibi dönüşüm sağlayıcı eğitimler aldım. Çeşitli eğitimler ve sertifika programlarıyla özellikle aktif meditasyonlar, mindfulness ve bedensel terapi alanında kendimi geliştirmeye devam ederken, akademik olarak Üsküdar Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji alanında yüksek lisans yapıyorum. 2006 yılından beri hem kendi deneyimlerim hem de birlikte çalıştığım insanlarda, farkındalık çalışmalarının şifayı beraberinde getirdiğine tanıklık ettim. Her türlü konuda, çözüm dışardan değil, içerden geliyordu ve yöntemler alışık olduğumuz gibi karmaşık değil çok basitti. Bu farkındalığım, hayatımın amacını belirlememi sağladı: “Meditasyon öğretmek ve her insanın kendi içindeki bilgeliği ortaya çıkarmakta bir rehber olabilmek.” Bu amaç çerçevesinde, kişisel dönüşüme meditatif bir bakış açısıyla bireysel terapiler ve nörobilim temelli farkındalık, odaklanma ve stres yönetimi konularında workshoplar ve kurumsal eğitimler veriyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale