X

Mavi ışığın cilde zararları: Göz çevresi ve cilt sağlığı için neler yapılmalı?

Mavi ışığın cilde zararları hakkında ne kadarını biliyorsunuz? Sosyal medyada sonsuz kaydırma. TV izleme. Laptopta mailleri okuma… Çoğumuzun, zamanının büyük kısmını ekrana bakarak geçirdiğini söyleyebiliriz. Tahmin edeceğiniz gibi bu, öncelikle gözlerimiz için zararlı. Elektronik aletlerden gelen mavi ışık bulanık görme, göz yorgunluğu, göz kuruluğu gibi problemlerle bağlantılı. Hatta bazı insanlarda uyku sorunlarına bile neden olabiliyor. Bununla birlikte mavi ışığın cilt sağlığı üzerinde de olumsuz etkilerinin olduğu düşünülüyor. Peki ama nasıl? Mavi ışık yayan cihazlar sağlığımızı nasıl etkiliyor? Cilt mavi ışıktan nasıl korunur? Tüm bu soruların yanıtları ve mavi ışık hakkında merak edilenler için okumaya devam edin.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Mavi ışık nedir?

Öncelikle mavi ışık nedir, anlayalım. Mavi ışık, görünür ışık spektrumundaki birkaç renkten biridir (Diğerlerini ise şöyle sıralayabiliriz: Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, çivit, menekşe). Bunları “ROY G BIV” kısaltmasıyla biliyor olabilirsiniz. Mavi ışığın ana kaynağı, güneş parlarken gördüğünüz beyaz ışık. Floresan ve LED ampuller de mavi ışık veriyor.

Görünür ışık spektrumundaki her rengin farklı bir dalga boyu ve enerji seviyesi bulunuyor. Mavi ışık ise diğer renklere kıyasla daha kısa dalga boylarına ve daha yüksek enerjiye sahip. Bazı araştırmalar, göz hasarı ile 415 ve 455 nanometre arasındaki dalga boylarına sahip kısa dalgalı mavi ışık arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Akıllı telefonlarda, TV’lerde ve tabletlerde kullanılan LED’lerden gelen ışığın çoğunun da 400 ile 490 nanometre arasında dalga boylarına sahip olduğunu biliyoruz…

Mavi ışık yayan cihazlar

Mavi ışık, tıpkı görünür ışığın diğer renkleri gibi etrafınızdadır. Yukarıda da açıkladığımız üzere Güneş, mavi ışık yayar. Floresan ve akkor ampuller de öyle. Bu da demek oluyor ki; LED teknolojisine dayanan cihazların yaygınlaşması nedeniyle insanlar her zamankinden daha fazla mavi ışığa maruz kalıyor.

Bilgisayar ve dizüstü bilgisayar ekranları, düz ekran televizyonlar, cep telefonları ve tabletlerin tümü, yüksek miktarda mavi ışık içeren LED teknolojilerini kullanır.

Mavi ışığın göze zararları

Güneşten gelen yüksek enerjili ışık – ultraviyole ışınları ve mavi ışık gibi- göz hastalığı riskini artırabilir. Bu bilimsel çıkarım, günümüzde yoğun olarak kullanılan dijital ekranlardan gelen mavi ışığın zararlı olup olmadığı konusundaki endişeleri artırdı. Ancak kesin yorumlar yapabilmek için halen daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Uzmanlar, dijital göz yorgunluğunun bilgisayar kullanıcılarının yaklaşık %50’sini etkilediğini düşünüyor. Göz yorgunluğunun semptomları arasında ise kuru, tahriş olmuş gözler ve bulanık görme yer alıyor.

Mavi ışığın ayrıca retinaya da zarar verebileceği tahmin edilmekte. Bu duruma “fototoksisite” denir. Hasar miktarı dalga boyuna ve maruz kalma süresine bağlıdır. Konuyla ilgili hayvan çalışmaları, mavi ışığa kısa süreli maruz kalmanın bile (birkaç dakikadan birkaç saate kadar) zararlı olabileceğini gösteriyor. Mavi ışığın %94’ünü kesen bir filtrenin ise bu hasarı azalttığı biliniyor…

Mavi ışığın kalıcı görme değişikliklerine yol açabileceğine dair kanıtlar da var. Hemen hemen tüm mavi ışıklar, doğrudan retinanın arkasına geçer. Buradan hareketle bazı araştırmalar mavi ışığın bir retina hastalığı olan “makula dejenerasyonu” riskini artırabileceğini ortaya koyuyor.

Mavi ışığın cilde zararları

Gelelim asıl konumuza: Işık cilde zarar verir mi? Mavi ışığın cilde zararları neler? Geçmişte, erken yaşlanma ve cilt kanseri ile ilgili endişelerin çoğu, güneşin yaydığı zararlı UVA ve UVB ışınlarından kaynaklanıyordu. Ancak son 10 yılda bilim insanları, insanların endişelenmesi gereken tek görünür ışığın bunlar olmayabileceğini fark etti. Hem güneş hem de dijital cihazlar tarafından yayılan mavi ışık da cilt sağlığına zarar verebilir!

Bazı uzmanlar mavi ışığın, UV ışığından daha derine nüfuz ettiğini düşünüyor, neyse ki bu cilt kanserinin gelişimiyle ilişkili değil. Aslında maruz kaldığımız mavi ışığın çoğu güneşten geliyor. Cihazların yaydığı mavi ışık miktarı, güneş tarafından yayılanın “sadece küçük bir kısmı”. Ancak sorun şu ki, sürekli olarak bu cihazlarla vakit geçirip onları yanımızda taşıyor ve başımızın, yüzümüzün yakınında tutuyoruz.

Özellikle COVID-19 karantinası sırasında, dünya genelinde bu tür cihazların önünde daha fazla zaman geçirilmesi, mavi ışığın erken cilt yaşlanmasına katkıda bulunup bulunmadığı sorusunu gündeme getirdi. Sonuçta elektronik cihazlarımız yalnızca düşük düzeyde mavi ışık yayıyor. Fakat biz cihazlarımıza giderek daha fazla zaman ayırdıkça, mavi ışığa uzun vadeli maruz kalmanın etkilerini de dikkate almamız gerekiyor.

Günümüzde, mavi ışığın cilde zararları üzerine ne yazık ki yeterli sayıda araştırma yok. Yine de yapılan ön çalışmalar, konu hakkında bizlere bazı ipuçları veriyor.

Örneğin, görünür mavi ışığa maruz kalan daha koyu tenli kişilerin, benzer seviyelerde UVA ışınlarına maruz kalan açık tenli insanlara göre daha fazla kızarıklık ve pigment değişikliğine sahip olduğunu öne süren eski tarihli bir araştırma var. Buradan hareketle, görünür mavi ışığın deriye nüfuz etmesinin reaktif oksijen türlerine neden olabileceği ve bunun da DNA hasarına, kolajen ve elastin liflerimizin bozulmasına yol açabileceği düşünülüyor. Ayrıca yine Şubat 2015’te yayınlanan bir başka küçük çalışmaeski tarihli bir araştırma var. Buradan hareketle, görünür mavi ışığın deriye nüfuz etmesinin reaktif oksijen türlerine neden olabileceği ve bunun da DNA hasarına, kolajen ve elastin liflerimizin bozulmasına yol açabileceği düşünülüyor. Ayrıca yine Şubat 2015’ da mavi ışığa maruz kalma ile cilt yaşlanmasını hızlandıran serbest radikallerin üretimi arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor.

Mavi ışığın cildinize zarar verdiğini nasıl anlayabilirsiniz?

Peki tüm bu bilgiler ışığında mavi ışığın cilde zararları neler olabilir? Uzmanlar pigmentasyon, erken kırışıklıklar, kızarıklık, göz çevresi morlukları gibi cilt değişikliklerinin mavi ışıktan kaynaklanan hasar belirtileri olabileceğini belirtiyor. Bununla birlikte, henüz mavi ışığın cilde zarar verdiğini gösteren bilimsel bir kanıt yok. Yani mavi ışığın cilt üzerinde, özellikle pigmentasyon gibi zararlı etkilere neden olabileceğinden şüpheleniliyor ama bu, henüz kanıtlanmış değil…

Cildinizi olası mavi ışık hasarından nasıl korursunuz?

Cilt mavi ışıktan nasıl korunur? Söz konusu mavi ışığın cilde zararları olduğunda, bu etkiyi özellikle göz çevresinde görmek mümkün. Mavi ışığın neden olabileceği göz yorgunluğu ve ciltte yaratabileceği hiperpigmentasyonun bir sonucu olarak koyu göz halkaları ortaya çıkabilir. Göz çevresindeki yorgun görünüm ise yaşınızı büyütebilir ve solgun görünmenize yol açabilir. Bu noktada; göz çevresini düzenli olarak nemlendirmek ve ihtiyacı olan besinleri sağlamak ince göz çevresi derisini canlandırmaya yardımcı olur.

Elbette mavi ışık hasarını önlemenin en iyi yolu, ekran sürenizi kısaltmak. Elektronik cihazlarınız için mavi ışığı engelleyebilen veya azaltabilen bir ekran koruyucuya da yatırım yapabilirsiniz. Benzer şekilde, telefonunuzun ekran parlaklığını azaltarak veya kulaklık takarak da önlem alabilirsiniz.

Ayrıca her gün, güneşe çıkın veya çıkmayın, en az SPF 30 içeren bir güneş kremi kullanın. Günümüzde bu tür kremlerin çoğu, mavi ışığa karşı da koruma sağlamak üzere formüle ediliyor. Bu nedenle, böyle bir güneş kremi kullanmak mavi ışığı engellemeye yardımcı olabilir.

Ciltteki mavi ışık hasarını geri almak mümkün mü?

Mavi ışık ve cilt sağlığı ilişkisi konusunda en fazla merak edilen sorulardan biri de bu. Mavi ışık, reaktif oksijen türlerinin kolajeni parçalamasına neden olduğu için hasarı geri almak adına C vitamini (askorbik asit) gibi antioksidanlar içeren cilt bakım ürünlerine yatırım yapabilirsiniz. C vitamini serumları, oksidatif stres hasarını tersine çevirmeye yardımcı olabilir. Geçmişte yapılan araştırmalar, C vitamininin hiperpigmentasyonu tedavi edebileceğini, başka bir çalışma ise demir oksidin mavi ışığa duyarlılığı azaltmaya yardımcı olabileceğini ortaya koyuyor…

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

İlginizi çekebilir: Yeniden doğmuş gibi sağlıklı ve ışıltılı bir cilt: Cildinizi neme doyuracak öneriler

Kaynaklar: Mayo Clinic, Web MD, Healthline

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale